İstanbul
İstanbul DGB İstiklal Caddesi’nin yoğun polis ablukası altında olmasına ve caddede yer alan etkinlik salonuna geçişlerin engellenmesine rağmen 8 Mart etkinliği gerçekleştirdi. Etkinlik salonunun koridoruna 8 Mart’a dair fotoğraflar kolektif bir şekilde asıldı.
8 Mart’ta katledilen kadın işçiler başta olmak üzere mücadelede yaşamını yitirenler adına saygı duruşu ile etkinlik başladı. Etkinliğin açılış konuşmasında 8 Mart’ın tarihsel ve sınıfsal özüne vurgu yapıldı. Günümüzde kadınlara yönelik şiddetin arttığı, cinayetlerin sürdüğü ifade edildi. Kapitalist sistemde emekçi kadınların çifte sömürüye maruz kaldığı belirtildi. Açılış konuşmasının ardından 8 Mart için DGB’nin hazırladığı sinevizyon izlendi.
Daha sonra 8 Mart'ın tarihi açısından anlam taşıyan, New York'taki bir fabrikadaki tekstil işçilerinin yanarak yaşamını yitirdiği katliamı konu alan tiyatro sergilendi. Ardından şiir dinletisi yapıldı.
Şiir dinletisinden sonra akşam gerçekleşecek gece yürüyüşü için son hazırlıklar yapılarak etkinlik sonlandırıldı. Etkinlikte yer alan fotoğraf sergisi, şiir dinletisi ve tiyatro gösterimi üniversiteliler tarafından hazırlandı.
Ankara
İEKK’nin gerçekleştirdiği 8 Mart etkinliğinde ilk olarak açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmasının ardından 8 Mart konulu sinevizyon gösterildi.
Etkinliğin forum bölümünde ise öncelikle tekstil işçisi bir kadın konuştu. Konuşmada kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ve çocuk istismarına değinildi. Devletin kadınlara yönelik saldırı politikalarından bahsedildi. Tüm bu saldırılara karşı emekçi kadınların birlik olması ve mücadele etmesi gerektiği vurgulandı.
Daha sonra üniversite öğrencisi bir kadın konuşma yaptı. Konuşmada üniversitelerdeki gericiliğin tırmandırıldığından, tecavüzcü Hasan Bilgili’nin devlet ve üniversite yönetimi tarafından aklanmaya çalışıldığından, gençlik hareketi cephesinden ise bu tür saldırılara karşı ses yükseltildiğinden bahsedildi.
Ardından Ankara İşçi Meclisi adına bir konuşma gerçekleşti. Konuşmada direnen tüm işçi ve emekçi kadınlar, kadın cinayetlerinde katledilenler, devrim ve sosyalizm davasında yaşamını yitiren tüm devrimci kadınlar anıldı. Sınıf cephesinden kadın işçilerin maruz kaldığı baskılardan, kadın emekçileri hedef alan politikalardan bahsedildi. Kadınların haksızlıklar karşısındaki direngen tutumları geçmişte yaşanan örnekler üzerinden açıklandı. Kapitalist düzene karşı verilecek olan kavganın kadın-erkek bütün emekçileri kapsadığı ve mücadeleye kadın-erkek el ele verip devam edileceği söylendi.
Yapılan konuşmaların ardından şiir dinletisi ve Grup Devinim tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. 8 Mart’ta alanlara çağrı yapılarak etkinlik sonlandırıldı.
Trakya
Trakya’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çalışmalarına bir süredir devam eden sınıf devrimcileri film gösterimi ve kahvaltı etkinliği düzenledi.
Bu süreçte 8 Mart hazırlıkları kapsamında ‘Diyet’ filminin gösterimi yapıldı. Film öncesinde İşçi Emekçi Kadın Komisyonları’nın hazırlamış olduğu sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından 8 Mart’ın anlamı ve önemine yönelik forum gerçekleşti. Forumda 8 Mart’ın sınıfsal ve tarihsel özüne vurgu yapıldı. Ardından 1974 yılında Türkiye’de köyden kente göçün fazla olduğu bir dönemde bir fabrika özelinde fabrikalarda yaşanan sorunları ele alan film ilgiyle izlendi.
Bugün de işçi ve emekçilerle kahvaltıda buluşuldu. Kolektif hazırlanan kahvaltının ardından İşçi Emekçi Kadın Komisyonlarının hazırladığı sinevizyon gösterimi yapıldı. İlgiyle izlenen sinevizyonun ardından forum bölümüne geçildi. Öncelikle 8 Mart’ın tarihsel ve sınıfsal yanına vurgu yapıldı. Ardından yapılan tartışmalarda 8 Mart’ın güncel yönü ve nasıl ele alınması gerektiği konuşuldu. Kapitalist sistemin işçi ve emekçilere dayattığı yaşam koşullarını ortadan kaldırmanın yolunun ancak birlikte verilecek mücadele olduğu söylendi.
“Kapitalizm insan bilincini yönetiyor” diyen bir işçi, “Şu anda var olan koşullarda işçi kadınlar sistemin ideolojisine sahip olsa da mücadeleye atıldığında yaşadığı sorunlardan kaynaklı ön saflarda mücadele etmektedir” diye konuştu. “Kadın cinayetlerini, tecavüzleri de en çok işçi ve emekçi kadınlar yaşıyor” diyen başka bir işçi ise sömürü sistemine karşı kadın-erkek birlikte verilecek bir mücadele ile kadın sorunun çözüleceğini söyledi. Tartışmalarda ayrıca, Türkiye’deki feministlerin kadın sorunundaki geriletici yanları üzerinde duruldu. Sınıf devrimcilerinin fabrikalarda güç oldukları oranda kadın hareketinde de bir odak olabileceğine dikkat çekildi. Son olarak türküler eşliğinde etkinlik bitirildi.
Kızıl Bayrak / Ankara-Trakya-İstanbul