Türkiye’de coşkulu ve kitlesel 8 Mart

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünyada ve Türkiye’de de coşkulu bir şekilde geride kaldı. İşçi ve emekçi kadınlar bu 8 Mart’ta kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, savaşlara, erkek egemen kapitalist sömürü düzenine karşı seslerini yükselttiler.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Kadın
  • |
  • 12 Mart 2020
  • 08:36

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde dünyanın birçok ülkesinde kadınlar kitlesel olarak sokaklara çıktılar. Kadınlar cinsiyet eşitsizliğine, kadın cinayetlerine ve sömürü politikalarına karşı alanları doldurdular. Şili’de iki milyonu aşkın işçi ve emekçi kadın sokaklardaydı. Taksim’de olduğu gibi Meksika, Paris ve İslamabad’da polis saldırısı gerçekleşti. Ayrıca birçok ülkede “kadınsız bir gün eylemi” düzenlendi.

8 Mart Türkiye’de de kadınların öfkesinin açığa çıktığı, özgürlük ve eşitlik taleplerini dile getirdikleri bir gün olarak geride kaldı. Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır olmak üzere büyük kentlerde kitlesel gösteriler düzenlendi. Bayburt, Isparta gibi küçük kentlerde dahi kadınlar 8 Mart’ta sokaklardaydı.

AKP iktidarına karşı büyüyen öfke 8 Mart’a yansıdı

8 Mart öncesindeki tabloyu İdlib’de süren kirli savaş politikaları, Erdoğan ve AKP iktidarının Rusya’da Putin’le gerçekleştirdiği görüşmede yaşadığı hezimet ve “Savaşa hayır!” demenin yasaklanması belirledi. Ayrıca ekonomik krizin işçi ve emekçiler üzerindeki yıkıcı sonuçları ve iktidarın “Gezi korkusu” da öne çıkan gündemler arasındaydı. Bir yandan da iktidarın kadın düşmanı politikaları 8 Mart öncesinde de hız kesmeden devam etti. AKP şefi Erdoğan “İstanbul Sözleşmesi’ni gözden geçireceğiz.” açıklamasında bulundu.

İktidarın “Taksim korkusu” kadınların sokağa çıkmasından duydukları korkuyla birleşince İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 8 Mart eylemlerinin Taksim hariç her yerde yapılabileceğini açıkladı. Böylece her sene Taksim’de yapılan ve Türkiye’deki en kitlesel 8 Mart eylemlerine sahne olan Gece Yürüyüşü’nün yasaklanacağının sinyali günler öncesinden verildi. Ancak tüm bu baskı ve yasaklara rağmen 8 Mart kadınların kitlesel olarak alanları doldurduğu bir gün olarak geride kaldı.

Tüm eylemlerde krizin faturasını ödemeyi reddeden söylemler öne çıktı. AKP iktidarının kadına yönelik baskıcı-gerici politikaları, kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bunları teşvik eden uygulamalar teşhir edildi. Eşitlik, özgürlük ve kadın dayanışması vurgusu yapıldı. 6284 sayılı yasanın ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması alanlarda haykırılan temel talepler arasındaydı. Ayrıca, başta İstanbul olmak üzere bir dizi kentte savaş karşıtı söylemlerle birlikte mültecilere, kadın göçmenlere destek çağrısı da öne çıktı. Kanal İstanbul gibi rant ve talan projelerine, doğa katliamına karşı sloganlar da eylemlerde dikkat çekti. Kısacası Türkiye’de 8 Mart, AKP iktidarının gerici, saldırgan, kadın düşmanı, sömürü, yağma ve talana dayanan politikalarına karşı öfkenin açığa çıktığı bir gün oldu.

Fabrikalarda ve direniş alanlarında 8 Mart

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sınırlı da olsa fabrikalara taşındı. Sendikaların örgütlü olduğu fabrikalarda sınırlı birtakım etkinlikler gerçekleştirildi. Ayrıca sendikalar ve konfederasyonlar da 8 Mart eylem ve etkinlikleri yaptılar. Fabrikalardan yansıyan en anlamlı 8 Mart etkinlikleri ise direnişlerin olduğu alanlarda gerçekleşti. Darıca’da bulunan VİP Giyim ve İzmir’de bulunun SF Trade direnişçisi kadınlar, 8 Mart vesilesiyle direniş alanlarında kadın örgütlerinin, siyasi kurumların, sendikalı işçilerin katılımıyla etkinlikler gerçekleştirdiler. Ayrıca Kocaeli’de Lastik-İş’in örgütlü olduğu grevdeki Seoil Plastik işçisi kadınlar da 8 Mart’ı Lastik-İş üyesi kadınlarla birlikte grev alanında karşıladılar.

Gece yürüyüşü 8 Mart’a damgasını vurdu

Kuşkusuz Türkiye 8 Mart’ına bu sene de İstanbul’da gerçekleşen Gece Yürüyüşü damgasını vurdu. Gece Yürüyüşü’nün günler öncesinden yasaklanacağının sinyali verildi ve İstanbul Valiliği tarafından eylem 8 Mart günü yasaklandı. Ayrıca İdlib’deki kirli savaş politikalarına karşı “Savaşa hayır” demenin, savaş karşıtı eylemlerin yasaklandığı, AKP iktidarının gözaltı-tutuklama terörünü arttırdığı bu süreçte 8 Mart’ta kadınların Taksim’e çıkmasının önü kesilmeye çalışıldı. Geçtiğimiz sene de yasaklanan Gece Yürüyüşü’nde polis Taksim Meydanı ve İstiklal’i adeta kuşattı. Ancak tüm bu yasak ve baskı politikalarına karşı kadınlar kitlesel ve kararlı bir şekilde Gece Yürüyüşü’ne katıldı. Kadınların militan bir şekilde barikatlara yüklenmesi 8 Mart’a damgasını vururken orantısız polis şiddeti ise tüm çıplaklığı ile kamuoyuna yansıdı. Ayrıca Karaköy’e doğru yapılan Gece Yürüyüşü’ne erkeklerin katılması, ara sokaklardan geçilirken mahalle sakinlerinin balkon ve camlardan tencere ve tava çalarak yürüyüşe destek vermesi dikkat çekti.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünyada ve Türkiye’de de coşkulu bir şekilde geride kaldı. İşçi ve emekçi kadınlar bu 8 Mart’ta kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, savaşlara, erkek egemen kapitalist sömürü düzenine karşı seslerini yükselttiler.
Eylem ve etkinlikler bugün için reformist-feminist hareketin mücadeleyi düzen içi kanallarda tutma çabası üzerinden gerçekleşse de, özellikle Gece Yürüyüşü’nden yansıyanlar eyleme katılan kitlelerin bu anlayışı aşma eğiliminde olduğunu gösterdi. 

Kadınlar, 8 Mart’ta kararlı bir şekilde alanlara çıkarak devrimci baharın müjdesini verdiler. Sıra Newroz ve 1 Mayıs’ta 8 Mart’ın coşkusuyla alanları doldurmaya geldi!