Meslek liseliler olarak eşitsizlik ve ayrımcılığa dayalı sömürü düzeniyle daha okul sıralarında doğrudan tanışıyoruz. İşçi ve emekçi çocukları olarak daha baştan anne-babalarımızın kaderini devralmamız isteniyor; öyle ya kapitalistler işçi bekliyor, haydi meslek lisesine! Akademik olarak başarısız olduğumuza baştan inandırılıyoruz; edebiyata-matematiğe gerek yok, önümüzdeki makineyi kullanmayı öğrensek, hatta onun parçası olsak yeter.
Tebeşir tozu değil demir tozu yakıyor genzimizi, angaryalar yıkılıyor omzumuza. İtaat etmeyi öğretiyorlar ilk olarak stajda; “alan dışı çalıştırılmaya, staj ücretinin gaspına sesini çıkaramazsın, patron yakar stajını” diyorlar.
Meslek liselerindeki kadın öğrenciler içinse zorluklar ikiye katlanıyor. Lisede maruz kalınan ayrımcılığa stajda yaşanan cinsel taciz ve mobbing olayları ekleniyor.
Kapitalizm, işte maruz kaldığımız bu ayrımcılık demektir!
Kapitalizm, çocuk yaşta sömürü dişlileri arasına itilmek, eğitim hakkından mahrum bırakılmak demektir!
Kapitalizm, kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz, çocuk istismarı demektir!
Kapitalizm, çocuğuna harçlık veremediği için kendini yakan babalar, yoksulluktan intihar eden Sibeller, Hakanlar demektir!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapitalizme karşı açılmış bir mücadele bayrağıdır!
İnsanca çalışma ve yaşama koşulları için greve çıkan işçilerden ve fabrikalarında yakılarak katledilen çoğunluğu kadın 129 dokuma işçisinden bugünlere mirastır 8 Mart. Dünyanın dört bir yanında kadınların çifte sömürüye karşı alanları zapt ettiği gündür.
Dinsel gericiliğin yaşamlarımızı ablukaya aldığı, kadın cinayetlerinin adeta teşvik edildiği, taciz-tecavüz-istismar olaylarının “ak”landığı, krizin ve savaşın yükünün sırtımıza yıkıldığı bu süreçte ses olmak, ışık olmak için sınıfımızla beraber meydanlarda olmalı, yarının eşit ve özgür dünyası için kavgayı bugünden harlamalıyız.
Meslek Liseliler Birliği