Aralarında çok sayıda Alman’ın da bulunduğu yaklaşık 60 kişinin katılımıyla gerçekleşen Grev gösterimi, Almanya’nın üniversite kenti Münster’in en eski sinemalarından olan Kurbelkiste-Cinema’da, saat 17.00’de Odak Kültür Merkezi ve BİR-KAR adına yapılan açılış kunuşmasıyla başladı. Konuşmada, filmin kollektif bir emeğin ürünü olduğu, kadınların gerçek mücadelesini içerdiği ve dolayısıyla sınıf tarihi bilincine ciddi bir katkıda bulunduğu vurgusundan sonra, günümüz dünyasında işçi ve emekçilerin eylem ve direnişlerinde kadınların yine en önde yer aldıklarına dikkat çekildi. Ukrayna savaşının da kısa tahlilinden sonra ‘Grev’ filmi Almanca altyazılı olarak gösterildi.
Coşkuyla ve dikkatle izlenen filmin ardından yönetmen Metin Yeğin sahne aldı. “Sadece padişah filmleri seyredilmeyecek” diyerek konuşmasına başlayan Yeğin, filmin çekimiyle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Filmin çekimi sırasında yardımcı oyunculara “Aranızda işçi olan elini kaldırsın” diye sorduğunda herkes elini kaldırdığını, “Peki aranızda greve katılan var mı?” diye sorduğunda ise kimsenin elini kaldırmadığını aktardı ve bundan dolayı bu grevlerin hikayesinin anlatılması gerektiğini belirtti. Brecht’ten “Nasıl yendiydi Galyalı’lar Sezar’ı/ Bir aşçı olsun yok muydu yanında?” dizelerini aktararak, “‘Biz o aşçının hikayesini anlatıyoruz aslında” dedi. Filmde konu olan greve, kentdeki Ermeni ve Rum sosyalistlerin de katıldığını anlatan Metin Yeğin, Rum ve Ermenilerin, Türkiye işçi sınıfı hareketinin öncüleri ve hatta daha sonra Yunan Komunist Partisi’nin kurucuları olduğunu ve yaşanan soykırımlarla sınıf hareketinin önemli bir parçasını yitirdiğini vurguladı.
İzleyicilerin dikkatle dinlediği bu açıklamalardan sonra Metin Yeğin, deyim yerindeyse soru yağmuruna tutuldu. İzleyiciler ve Metin Yeğin arasında bu sıcak sohbet sinemanın önünde de devam etti.
Kızıl Bayrak / Essen