Frankfurt'ta film gösterimi

BİR-KAR'ın organizasyonuyla Almanya'da ve Avrupa'nın kimi ülkelerinde emekçilerle buluşturulan "Grev" filmi, 18 Mart Cuma günü de Frankfurt'ta gösterildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 19 Mart 2022
  • 16:00

BİR-KAR’ın organizasyonuyla Almanya’da ve Avrupa’nın kimi ülkelerinde emekçilerle buluşturulan “Grev” filmi, 18 Mart Cuma günü de Frankfurt’ta gösterildi.

Güneş Tiyatrosu’nda gösterilen filmi, ağırlığını genç ve kadın katılımcıların oluşturduğu 80 civarında kişi izledi. Filme, içinde Alman dostlarımızın da olduğu, enternasyonal bir kitlenin de ilgi gösterdiği gözlendi.

Film öncesinde, kısa bir selamlamanın ardından, BİR-KAR adına bir yoldaş tarafından, filmin taşıdığı mesajlar, işçi sınıfının toplum ve tarihteki yeri ile gündemdeki emperyalist savaşı özetleyen bir konuşma yapıldı.

Almanca çeviri eşliğinde yapılan konuşma, filminin anlamlı bir tarihsel olay ile birlikte ‘Grev’i emekçilerin gündemine taşımasının anlamlı olduğu vurgusuyla başladı. Filme konu olan kadın grevi üzerinden, 1910 Bursa’ında dönemin Osmanlı toplumunun sosyal, ekonomik ve siyasal yapısına ışık tutulması, günümüz kuşaklarına tarih bilinci taşıması açısından faydalı olduğu belirtildi. Yaygın bilinen haliyle, Türkiye’de sol hareketin ve sınıf mücadelesinin TKP ile başlamadığı, solun ve sınıf mücadelesinin çok daha eski ve çok daha zengin olduğu ifade edilerek; yönetmen Metin Yeğin’in bir ifadesi olan, “Eğer Ermeni tehciri-soykırımı ve Rum mübadelesi olmasaydı, belki de bizim coğrafyamızın da bir ‘Ekim Devrimi’ olacaktı” yönlü dikkat çekici sözleri aktarıldı.

Nazım Hikmet’in bir şiirindeki ifadeleriyle, “Bu dünya öküzün boynuzunda değil, bu dünya ellerinizin üzerinde duruyor” denilerek, işçi sınıfının kapitalist toplumda tuttuğu çok önemli role işaret edildi. “Teknoloji 4.0 çağında artık her şey robotlaşıyor, işçinin toplumdaki rolü gittikçe azalıyor” türünden teorilerin, ideolojik-gerici saldırılar niteliğinde olduğu söylendi. Pandemi sürecinin, işçi sınıfının toplumu nasıl sırtladığını göstererek, bu teorilerin kofluğunu bir kez daha ortaya serdiği belirtildi.

Komünist Manifesto’nun son derece özlü, “Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir” tespiti aktarılarak, işçi sınıfının tüm önemli tarihsel olaylarda benzersiz bir rol oynadığı belirtilerek; Fransız Devrimi, Paris Komünü, Ekim Devrimi, Alman Kasım Devrimi, 15-16 Haziran, Arap Baharı gibi örnekler üzerinden konuya açıklık kazandırıldı. Bu bahis, işçi sınıfının devrimcileştirilmesi çabasının geleceği tayin etmekte belirleyici olacağı ifade edilerek bağlandı.

Son olarak Ukrayna’daki savaş üzerinden, bu savaşın emperyalist ve gerici nitelikte bir savaş olduğu, savaşın başta Ukrayna halkı olmak üzere, Avrupa ve dünya haklarına yıkım, acı, yoksulluk, militarizm ve silahlanma ile ırkçılıktan başka bir şey getirmeyeceği belirtilerek; Batılı emperyalistlerin savaşı uzatmak için ne gerekiyorsa yaptıkları, uzayan savaşın bedelini emekçilerin ödediği söylendi. Emperyalist savaşı durduracak biricik şeyin, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesi olduğu ve bunun ertelenemez bir görev olduğu vurgulanarak, mücadele çağrısı yapıldı.

Konuşma, çeviriyle birlikte biraz uzayınca istenen kapsamda sunulamasa da en genel hatlarıyla aktarıldı. Yine etkinliğin hafta içi ve kısmen geç bir saatte olmasının etkisiyle, KPD’nin Yeniden İnşası İçin İşçi Birliği’nden Alman dostların birkaç devrimci marşla yapmak istedikleri katkıdan da feragat etmek zorunda kalındı.

Ön programın ardından film hep beraber izlendi. Önden, gösterimden sonra film üzerine topluca bir değerlendirme yapma yönünde bir niyet olmasına rağmen, zamanın ilerlemiş olması bunu yapmaya maalesef olanak tanımasa da, katılımcılar filmi beğendiklerini söyleyerek, teşekkür ettiler.

Etkinlik, hazırlık aşamasındaki kitle çalışması, bilet satışı ve konuşmasıyla bir bütün olarak politik içerikte ve başarılı çalışma oldu diyebiliriz.

“Grev” filmi yarın Rüsselsheim’da, 25 Mart günü ise Darmstadt’da gösterilecek.

Kızıl Bayrak / Frankfurt