Saray’ın kullanışlı aparatlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), verdiği “fetvalarla” güya topluma “doğru yolu” gösteriyor. Üstlerine vazife olan ya da olmayan her konuda ahkam kesmeye hevesli olan bu kurumun şefleri, kokuşmuş Saray rejimi için ‘din soslu propaganda’ yapıyor. Rejimin politik güncel ihtiyaçlarına göre fetvalar veren DİB’in de en çok ‘hassas’ olduğu konu faizdir.
Saray’dan gelen talimatlara göre faizle ilgili olur olmaz laflar eden DİB şefi Ali Erbaş kimi zaman “bu faiz değil ticaretten istifade” diyerek faizi helal ilan ediyor. Saray’dan aldığı direktif göre kimi zaman faizi haram ilan ediyor. Rejim nakit paraya muhtaç duruma düşünce “Zorunluluk olmadıkça paranın vadesiz bir hesapta tutulması dinen uygun değildir” fetvası bile verdiler. Saray rejiminin yaptığı zamlara kılıf uydurmak için ise “fiyatları Allah belirliyor” fetvası veren Diyanet, hizmet ettiği rejimin bir tür kopyası durumuna düşmüştür. Yalan fetvalar veren, ihtiyaca göre tutum değiştiren, dün “helal” dediğine bugün “haram” diyen iler-tutar tarafı olmayan iliklerine kadar yozlaşmış bir kurum olarak yoluna devam ediyor.
AKP şefinin faiz konusunda yaptığı demagojilere su taşımaya çalışan Diyanet, bankaların kârlarını %300’lere taşıyan politikalara hizmet etmek için ‘militan’ bir çalışma yürütüyor. Ancak DİB’in marifetleri burada bitmiyor. Ali Erbaş ve şürekası, bütçeden aldıkları on milyarlara ek olarak bir de faizden nemalanıyorlar. Diyanet’in mali tablosunda ‘diğer gelirler’ diye anılan faiz oranlarında büyük bir artış olduğu da gözleniyor.
Konuyu araştıran CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin şu açıklamayı yaptı: “Diyanet geçtiğimiz yıllarda aldığı faizle gündeme gelmişti. İki senedir faaliyet tablosunda ne hikmetse ‘diğer gelirler' diye bir kalem açılmış ve faiz geliri kalemi çıkarılmış. Diğer gelir miktarı 58 milyon lirayı aşıyor. Şimdi bu miktar faiz geliri değilse, ne geliri açıklasınlar.”
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2015-2019 yılları arasındaki faiz gelirinin 7 milyon 432 bin TL olarak hesaplandığı göz önüne alındığında, başında Ali Erbaş’ın bulunduğu bu ‘dini kast’ın faiz gelirlerini arttırma konusunda çok başarılı olduğu anlaşılıyor.
Diyanet’in lügatinde “faizin adı ‘diğer gelir' olmuş” diyen Aytekin, Ali Erbaş’la adamlarının sahtekarlığını deşifre etti. Faiz konusunda bu kadar ‘hassas’ olan DİB’in, ‘faiz pastası’ndan on milyonlar kazanması bu kurumun da Saray rejimi gibi iliklerine kadar yozlaşmış, bir tür kapitalist şirkete dönüştüğünü gözler önüne sermektedir.