Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı açıklamalarla, aldığı devasa ödeneklerle hiç kuşkusuz en çok tartışılan kurumların başında gelmektedir. Durmadan topluma mütevazi yaşamı, sabrı ve şükretmeyi telkin eden bu kurumun astronomik harcamaları ise en bilinen gerçekliğidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili haberlere konu olan güncel başlıklardan biri yine aldığı ödenek ve yaptıkları harcamalar oldu. Açığa çıkan bilgilere göre, 2021 yılının Ocak-Haziran döneminde 6 milyar 362 milyon TL harcayan Diyanet, 2022 yılının aynı döneminde 9 milyar 897 milyon 193 bin TL’lik harcama yaptı. 2021 yılının ilk yarısında vakıf ve derneklere 2 milyon TL aktaran Diyanet, 2022 yılının aynı döneminde ise bu parayı 38 milyon 617 bin TL’ye çıkardı. İki yıl içinde ortaya çıkan bu absürt tablo aslında çok şey anlatıyor.
Ekonomik kriz her geçen gün derinleşirken, krizin faturasının kesildiği işçi ve emekçilerin yaşamı ise daha da çekilmez hale geliyor. Tüm bu tabloda tezatlık oluşturan bir diğer durum ise, büyüğünden küçüğüne bu çürümüş düzenden ne kadar nemalanan asalak varsa lüks ve şatafatından gram ödün vermeden gününü gün etmeye devam ediyor. Milyonlar ise açlık, yoksulluk ve sefalet sarmalında bunalıma sürükleniyor.
Emekçiler için var olan koşullar dayanılmaz bir hale gelirken sermaye devleti bu öfkeyi dizginleyebilmenin çaresiz arayışları içindedir. Öyle ki “Ben söylemiyorum nas söylüyor, faiz haramdır!” tartışmalarının ardından Diyanet'in “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah'tır” fetvası hayatın gerçekleri karşında hiçbir anlam taşımıyor. Bu, din aracılığı ile milyonların duygu ve düşüncelerinin istismar edilmesidir.
Peki Diyanet bunca parayı nerelere harcıyor? Öyle ya Diyanet'e ayrılan para her yıl bütçe ve ödenek tartışmalarında en baş sıralarda gündeme oturuyor. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan bütçe bakanlıklardan kat be kat daha fazla olduğu gibi genelde birkaç bakanlığın da toplam bütçesinden daha fazla kaynak ayrılıyor. “Diyanet bütçesi” gibi kelimeleri yazarak arama motorlarından küçük bir araştırma yaptığınızda karşınıza çıkan ilk başlıklar şu şekilde oluyor: “Diyanet’in 2020 bütçesi sekiz bakanlığı geride bıraktı, bütçenin 125 milyon lirası derneklere aktarılacak”, “Diyanet'in dev bütçesi: Sadece ‘yolluk’ harcamaları 25 milyon lira”, “13 milyar bütçesi olan diyanet ek para istiyor”, “Diyanet için yine musluklar açıldı.” Bu liste benzer cümleler ile uzayıp gidiyor. Diyanet “personel, cami yapımı ve onarımı, Kur'an Kursu yapımı ve onarımı” dışında bütçesini dev bir farkla “Vakıf ve derneklere yardım” başlığı altından peşkeş çekiyor. Milyonlarca işçi ve emekçinin vergilerinden akıtılan bu paralar yine toplumun bilincinin bulandırılmasına ve gerici kurumlara pervasızca paralar aktarılmasına yarıyor. Din, duygu ve bilinç sömürüsü açısından en işlevsel araç olarak kullanılıyor. Elbette ki Diyanet'e bu denli ödenek ayrılması da boşuna değil.
Diyanet tarafından yayınlanan her metnin alt mesajında sıkıntıları “öbür tarafa” havale etmek, sabırdan sebattan vazgeçmemek, kadercilik ve sorgulamamak yer alıyor. Kısacası Diyanet, sermaye düzenin hedeflediği toplum modeli için canla başla çalışıyor. Ancak AKP-MHP iktidarının son yıllarda istismar ettiği konular/gündemler krizin derinleşmesiyle birlikte milyonlar nezdinde eskisi kadar karşılık bulamıyor.
M. Nevra