Çöküşe doğru yol alan mafyatik AKP-MHP rejiminin en popüler kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Bu kurumun şefi Ali Erbaş başta olmak üzere birtakım imamlar, vaizler, müftüler tarafından yapılan açıklamalar, verilen fetvalar neredeyse her gün medyada yer alıyor. Bunun temel nedeni, çöküş korkusuyla sarsılan saray rejiminin din istismarını son sınırına vardıran pervasızlığıdır.
Gericiliğin karanlık kuyularından biri haline getirilen Diyanet’in şeflerinin politikaya bu kadar batmaları, misyonları ile pratikleri arasında geniş bir açı yarattı. Elbette bunu ilk defa yapmıyorlar. Yine de ahiret işleriyle ilgilendiği iddia edilen Diyanet’in bu kadar politize edilmesine daha önce rastlanmamıştı. Bu arada DİB’in şefi başta olmak üzere, meczup kılıklı bazı imam ya da vaizlerin ‘ünlü’ olmanın ‘müstehcenliğine’ kapıldığını söylemek de mümkün.
DİB gibi bir kurumun içine atıldığı çukur, politikayla yatıp politikayla kalkması, saraydan aldığı direktiflere göre hareket etmesi, saray rejiminin lüks/şatafat düşkünlüğünden payına düşeni alması, milyonlarca insan sefalet içine atılırken Diyanet şeflerinin israfta sınır tanımamaları vb… Tüm bunlar uzun süre toplumdan saklanamazdı. Nitekim Diyanet denen bu kurumun her şeyiyle dünyevi, her şeyiyle siyasetin içinde olduğu, sarayın aparatı olmayı kabul ettiği geniş kitleler tarafından da anlaşılmış görünüyor. Karanlığı topluma empoze eden bu kurumun kitleler nezdinde teşhir olması önemli bir gelişmedir. Zira bu, din istismarının artık eskisi kadar etkili olmadığına işaret ediyor.
Metropol Araştırma’nın ‘Türkiye’nin Nabzı’ adıyla gerçekleştirdiği araştırma, Diyanet’in imajının da hizmet ettiği saray rejimi gibi yerlerde süründüğünü ortaya koydu.
Türkiye’nin Nabzı anketinin ağustos ayı sonuçlarına göre halkın yüzde 70’i Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına güvenmiyor. 28 ilde yapılan anket kapsamında, 13-17 Ağustos tarihleri arasında 1717 kişiyle görüşüldüğü açıklandı. Katılımcılara, "Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarına güveniyor musunuz?" sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 70,4’ü "hayır" yanıtını verirken, yüzde 24,9’u "evet" dedi. Dikkat çeken bir diğer sonuç ise, AKP’ye oy verenlerin yüzde 35,2’si ile MHP’ye oy verenlerin yüzde 58’inin de Diyanet’in açıklamalarına artık inanmamasıdır.
Diyanet gibi güya topluma doğruları, iyiliği, ahlakı, yardımlaşmayı anlatan bir kurumun saygınlığının bu kadar düşmesi tesadüf değil. ‘Olağan’ misyonu gereği topluma vaaz ettiği şeylerin neyi temsil ettiğinden bağımsız olarak belirtmek gerekiyor ki, DİB’in açıklamalarına inananların toplumun çeyreğinden daha az bir orana düşmesi, tam bir iflastır.
Diyanet’in mafyatik saray rejiminin aparatı durumuna getirildiği, her tür yolsuzluğu, çeteciliği, sahtekarlığı, yalan, talanı, zulmü destekleyen bir konumda olması, bu kurumun geniş kitleler nezdinde teşhir olmasına vesile olmuş görünüyor. Anketlerden çıkan sonucun olumlu olduğunu vurgulamak gerekiyor. Zira bu, toplumun geniş kesimlerinin din istismarı üzerinden icra edilen politikalara, yani saray rejimine artık inanmadıklarını gözler önüne sermektedir.