TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 21 Ekim’de başlayan 2023 Yılı Bütçe Teklifi müzakerelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ile Saray’a ayrılan bütçeler açıklanmasıyla tamamlandı. Açıklamayı yapan AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın yardımcılarından Fuat Oktay, Saray rejiminin “başarı hikayeleri yazdığını” iddia etti. Saray rejiminin bütçesinin de artık “yerli/milli” olarak hazırlandığı “müjdesini” veren Saray görevlisi Oktay, AKP’nin 20 yıl boyunca “yerli/milli olmayan” bütçeler hazırladığını ama bu dönemin sona erdiğini “müjdelemiş” oldu.
Saray rejiminin yazdığı başarı hikayelerinin mahiyetini anlatmayan Fuat Oktay, bütçeden Saray’ın lüks ve şatafatı için ayrılan payı açıkladığında “başarı hikayesinin” nasıl yazıldığı da anlaşılmış oldu. Saray’ın bir önceki yıla oranla bütçesi yüzde 72 arttırılarak 6 milyar 637 milyon TL olarak belirlenmiş. Dünyada bütçesi bu kadar yüksek olan başka bir saray bulunmadığına göre, bir şeyleri başardıkları söylenebilir. Sefalete mahkum ettikleri halkı soyup sarayda lüks/şatafat içinde yaşayanların bu noktada bir “başarı hikayesi” yazdıklarını söylemeleri şaşırtıcı değil. Bu ise bütçenin nasıl da “yerli/milli” olduğunu gösteren emarelerden bir sayılabilir. Kendisi de Saray’da sefahat süren zatlardan olan Fuat Oktay’ın başarı hikayelerinden iftiharla söz etmesi dinci-ırkçı rejimin zihniyetine yakışan bir tutum.
***
Saray rejiminin bir başka “başarı hikayesi” ise DİB’e yüklediği misyon ve bunun için ayırdığı bütçenin on milyarları bulmasıyla anlatılıyor. Konuşmasında DİB’e övgüler dizen Saray görevlisi Fuat Oktay, Diyanet İşleri Başkanlığı 2023 yılı bütçesi için teklif edilen ödenek tutarının yüzde 56,6’lık artışla 35 milyar 910 milyon 653 bin TL olarak öngörüldüğünü söyledi.
Verdiği sapkın fetvalarla, Saray’ın militanı misyonuyla ekonomiden siyasete kadar her alana burnunu sokan DİB, kokuşmuş mafyatik Saray rejimine güya “ilahi” bir kılıf uydurmaya çalışıyor. Milyonlarca lira değerinde makam arabasıyla gezip caka satan DİB’in şefi Ali Erbaş, tam bir utanmazlıkla Saray rejiminin sefalete mahkum ettiği emekçilere ‘ahiret adına’ sabır telkin ediyor. Bütçesini 7-8 ayda tüketen DİB’in ek ödeneklerle yıl sonuna kadar en az 50 milyarlık bir serveti har vurup harman savurması bekleniyor.
Saray rejiminin bu “en yerli/milli” kurumu, işçi ve emekçilerin sırtına yapışmış, durmadan kanlarını emen dev bir keneye benziyor. Sultana bu kadar militanca hizmet eden bu yozlaşmış kuruma Saray’ın “yerli/milli” bütçesinden dev bir payın ayrılması beklenen bir şeydi. Zira rejim yozlaştıkça ve zulmünü arttırdıkça, bu din tüccarlarına daha çok ihtiyaç duyuyor. Onlara yüklediği görev alanları genişliyor, onları tepe tepe kullanıyor. Zira Saray’daki şatafatın devamı için zorbalıkla din istismarının birbirini tamamlaması gerekiyor.
Görünen o ki, işçi ve emekçiler bu kokuşmuş saltanatı çökertene kadar Saray’ın lüks ve şatafatına da din tüccarlarına da “yerli/milli” bütçelerden ayrılan paylar artmaya devam edecektir.