Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) mafyatik saray rejimi tarafından bir aparat gibi kullanıldığı konusunda bir tartışma kalmamıştır. Bu kurumun şefleri rejimin militanları gibi hareket etmekte, her tür insani ve ahlaki değeri çiğnemekle yetinmiyor, dini inançları da ayaklar altına alan skandallara neredeyse her gün bir yenisini ekliyor.
Saray rejimi sıkıştıkça Diyanet’e daha çok iş düşüyor. Zira ideolojik söylemini din istismarı üzerine kuran rejim, döne döne Diyanet şeflerine küçük düşürücü görevler veriyor. Diyanet yetkilileri yaptıkları her açıklama, verdikleri her fetva ile daha da rezil oluyor, rejimin bataklığına daha bir batıyorlar. İş öyle bir boyuta vardı ki, toplumun dini inançlarını istismar etmenin temel araçlarından biri olan Diyanet, tam dejenere bir kuruma dönüşmüştür. Bundan dolayı toplumun önemli bir kesimi nezdinde beş paralık bir itibarı bile kalmadı.
Görünen o ki, bu kepazeliklere imza atan Diyanet’in “helal-haram terazisi”nin ayarları de iyice bozulmuş. Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kanalı olan Diyanet TV’ye çıkan Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi İdris Bozkurt adlı kişi, kadınların pantolon giymesinin “dini kuralların ihlali”, yani haram olduğunu söyledi.
TV ekranlarında “Hepimiz kabul edelim, pantolon dediğimiz şeyler, daracık şeyler oluyor. Hele hele kadınlarımızda... Son zamanlarda da tayt şeklinde pantolonları tasvip etmek, toplumun huzuruna onunla çıkmak tasvip edilir şeyler değil. Dini kuralların ihlalidir” diyen adam tam bir şarlatan. Zira Kuran’da pantolonla ilgili bir şeyin söylenmiş olması mümkün değil. O tarihlerde Arabistan’da pantolon diye bir kıyafet giyilmiyordu.
Tabii bu, İdris Bozkurt gibi saray dalkavuklarını ilgilendirmiyor. Onların derdi görevlerini yapıp saraydaki efendilerinden aferin kazanmak, sahip oldukları lüks ve şatafattan mahrum kalmamak. On milyonlarca insanın açlık sınırı altında bir gelirle yaşadığı koşullarda, pantolon/tayt tartışması açmak, tam da Diyanet denen bu ucube kuruma yakışıyor. 21. yüzyılda kadınların ne giyeceğine karar verebileceğini sanan bu Orta Çağ zihniyetli adam ise, dini bir araç olarak kullanarak mafyatik rejime hizmet ettiğini var sayıyor.
Diyanet’in "helal-haram terazisi"ne göre halkı aç bırakmak, daha çok kişiyi yoksulluğa mahkum etmek, hasta insanları ölene kadar hapislerde tutmak, işçileri köle çalıştırmak, kadınları taciz etmek, çocuklara tecavüz etmek, komşu ülkelerin topraklarını işgal etmek, milyonları işsizliğe mahkum etmek, ülkeyi yağmalamak, başkalarının malına çökmek, çete kurmak, saraylarda sefahat sürmek, adam kayırmak, zulüm etmek… Bu ve buna benzer insanlık suçlarının hiçbiri haram değil!
Bu kadar rezaleti izlemekle kalmayan, bu suçları işleyenlere bir de kalkan olan Diyanet esas sorunun kadınların pantolon giymesinde düğümlendiğini saptayıp ‘haramdır’ diye hükmünü veriyor. Mafyatik rejime hizmet ederken ilkel sapkınlığını da gözler önüne seren bu kurumun lağvedilmesi artık kadınlar başta olmak üzere tüm ilerici güçlerin ortak talebi olmalıdır.