“Depremden kaçmak mümkün değil! Ancak önlem almak mümkün!”

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu, Elazığ'da bu sabah yaşanan depremin ardından, önlem alma zorunluluğuna dikkat çeken bir açıklama yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 27 Aralık 2020
  • 18:19

Elazığ'da bugün gerçekleşen ve Kandilli Rasathanesi’ne göre 5,6 büyüklüğünde olup, Diyarbakır, Malatya gibi çevre illerden de hissedilen depremin ardından TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı.

“Depremden kaçmak mümkün değil! Ama önlem almak mümkün!” başlıklı açıklamada 1939 Erzincan depreminin yıldönümü olduğuna değinildi. Bu sene 24 Ocak'ta gerçekleşen 6,5 büyüklüğündeki deprem ve depremde 41 kişinin yaşamını yitirmesi hatırlatıldı.

“Depremler bölgeyi tehdit etmeye devam ediyor” denilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Bugün aynı zamanda 35 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği 1939 Erzincan depreminin de yıldönümü. 30 Ekim’de ise İzmir’de ciddi hasara ve can kaybına yol açan Ege Denizi merkezli bir deprem meydana geldi.

Her deprem Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Bu gerçeği kabul etmeyen yok ; ancak gereğinin yerine getirildiğini söyleyebilmek mümkün değil. 24 Ocak 2020 Elazığ depreminde orta derecede hasar alan binaların bile kullanılmaya devam ettiği düşünüldüğünde karşı karşıya kalınan tehlikenin derecesini anlamak mümkündür.

Evet, Türkiye bir deprem ülkesidir ve İstanbul’u da içine alan Marmara depremi olası depremler arasındadır. Olası İstanbul depremi için beklenen büyüklük, açık ki İstanbul’da telafi etmenin mümkün olmayacağı düzeyde can ve mal kaybına yol açacaktır.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak bugün yaşanan Elazığ depremi ve 1939 Erzincan depremi vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Başta İstanbul olmak üzere Türkiye deprem tehdidi altındadır. Bir an önce kentlerimiz depreme göre düzenlenmeli, yapılarımız güvenli hale getirilmelidir. Hiç şüphe yok ki bunun için ulusal seferberlik ilan edilmeli; merkezi yönetim, yerel yönetim, üniversiteler, meslek odaları ve vatandaş işbirliği sağlanmalıdır. Mevcut yapı stokunun depreme dayanmasının mümkün olmadığı ortaya çıktığına göre işe buradan başlamak ve olanca hızla yapıların deprem güvenliğini sağlanmak kaçınılmazdır. Eğer bu yapılmazsa vebali merkezi ve yerel yönetimlerin üzerinde olacaktır.”