“Kaçmak demeyelim de tanımak diyelim”

Her alanda bataklığa saplanan saray rejimi ve bakanları pişkin bir edayla “harikalar diyarında” masalları anlatıyorlar. Son olarak da gençlerin yurt dışına “kaçışı” hakkında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin “Gençler dünyayı tanımak istiyorlar” yorumu yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Ekim 2021
  • 18:10

AKP-MHP iktidarı kriz içerisinde debeleniyor. Ekonomik, siyasal ve sosyal çıkmazlar derinleştikçe krizin faturası işçi ve emekçilere fatura ediliyor. Çok yönlü bunalım içerisinde debelenen iktidar, kazanılmış haklara, özgürlüklere saldırıyor. Durum bu kadar vahim olunca, dinci-faşist rejimin geleceğini kararttığı gençlik kitleleri başka ülkelere gitmenin yollarını arayarak çıkış arıyor.

Hal böyleyken, sarayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, şu safsatayı ortaya atıyor: “Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler.”

Her alanda bataklığa saplanan saray rejimi ve bakanları pişkin bir edayla “harikalar diyarında” masalları anlatıyorlar. Bu sahtekarlar, güneşi balçıkla sıvayabileceklerini sanıyorlar. Sarayın görevlisi Vedat Bilgin’in sözleri de palavradan medet umma halinin göstergelerinden biridir. Zira gerçekler tam tersidir. Artık AKP destekçileri de dahil olmak üzere gençlerin büyük bir çoğunluğunun ülkeden kaçmanın yollarını aradığını herkes biliyor.

Bu arada UNESCO verilerine göre, Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. Yurt dışına giden öğrenci sayısında Türkiye 32 ülke içinde 24. sırada yer alıyor.

Öte yandan pandemi sürecinde öğrencilerin eğitim alanında yaşadığı sorunlar daha da görünür oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 23 Mart 2020-7 Mayıs 2021 verilerine göre 4 milyon öğrenci eğitim hakkından mahrum bırakıldı.

İşsizlik ve eğitim hakkından yoksunluk rejimin zorbalığıyla birleşince, ülkeden kaçma eğilimi kitlesel bir hal alıyor. Dolayısıyla ülkeden kaçış eğilimin güçlenmesi şaşırtıcı olmasa da bunun bir kurtuluş olmadığı unutulmamalıdır.

Gerçek çıkış yolu ülkeden kaçarak değil, dinci-faşist rejime karşı direnerek, insanca çalışma ve yaşam hakkını kazanmak için birlik olup örgütlü mücadeleyi yükselterek açılabilir.