İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyadan gerçekleştirdikleri 808. hafta eyleminde Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sorarak adalet istedi.
Saat 12.00'de paylaşılan videoda ilk sözü alan Hüseyin Morsümbül'ün kardeşi Şahin Morsümbül, abisinin kaybedilişi ve abisini bulmak için verdikleri mücadeleyi özetledi.
Ardından söz alan İHD Eş Genel Başkanı ve Morsümbül ailesinin avukatı dosya hakkında bilgi verdi.
Cumartesi Annelerini eylemi hukuk devleti arayışıdır
Basın metnini ise Cumartesi insanlarından Arzu Ocak okudu.
Hukuk devleti için mücadele verdiklerini belirten Ocak şunları ifade etti:
"Hukukun üstünlüğü hak ve özgürlüklerin korunmasında temel bir ilkedir. Yürütmenin etkisine kapalı, bağımsız ve tarafsız bir yargı yapılanması, hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi için şarttır. Kayıp yakınlarının adalete ulaşması ancak Türkiye’nin bir hukuk devletine dönüşmesi ile mümkündür. Bu yüzden bizim mücadelemiz aynı zamanda herkes için adaletin sağlandığı bir hukuk devleti mücadelesidir"
Oğlunu bulamadan yaşamını yitiren ana: Fatma Morsümbül
36 yıl boyunca oğlunu arayan ama oğluna ve adalete ulaşamadan yaşamını yitiren Fatma Morsümbül’ün Galatasaray’dan yükselen “Siz hiç Cumartesi Annesi oldunuz mu.? Olmayın… Siz Cumartesi Annesi olmayın diye biz mücadele ediyoruz” diyen sesini bugüne taşıdıklarını belirten Ocak, Hüseyin Morsümbül hakkında şunları ifade etti:
"12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül Ailesi’nin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alındı. 'Oğlumu nereye götürüyorsunuz' diyen annesine 'ifadesi alınacak, kısa bir süre sonra gelir' denildi.
Hüseyin geri gelmeyince Ailesi Bingöl Askeri Tugay Komutanlığına gitti. Ancak kendilerine 'Bizde yok' cevabı verildi. Aile arayışını sürdürünce Hüseyin’in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğullarını aramaya devam eden anne ve baba gözaltına alındı, ağır işkence gördü.
Fatma ve Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı."
Morsümbül ailesi İstanbul’a taşındıktan sonra İHD'ye başvurduğunu ve İHD avukatlarının ilgili makamlara başvuru yazıları yazdığını belirten Ocak "2011 yılında Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönemde görevli dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı" dedi.
Somut itirafa rağmen katiller korundu
Arzu Ocak, soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Çoşkun Kıvrak’ın izinden geldikten sonra kendisine bir ihbar mektubu bırakıldığını, mektupta Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldükten sonra alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğünün yazılı olduğunu söylediğinin altını çizdi.
Ocak, suçun bu denli somut-net itiraf edilmesine rağmen katillerin korunduğunu şu ifadelerle anlattı:
"Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirme görevini yerine getirmedi. Olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesi ile ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. 20 Ekim 2015 tarihinde bu karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz ise henüz sonuçlanmadı.
808. haftamızda 40 yıldır akıbeti gizlenen, failleri cezasızlıkla korunan Hüseyin Morsümbül dosyasında etkili bir soruşturma ve kovuşturma faaliyetinin gerçekleşmesi için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz. Savcılık dosyasında isimleri yazılı şüphelilerin yargılanmasını ve hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz."