İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyadan gerçekleştirdikleri 804. hafta eyleminde 28 yıl önce gözaltına alınıp kaybedilen Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu ve adalet istedi.
Saat 12.00’de Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak’ın sunumuyla paylaşılan videoda ilk sözü Mehmet Ertak’ın eşi Emine Ertak aldı. Ardından oğlu Servet Ertak ve ailenin avukatı Mehmet Karataş konuştu.
Mehmet Ertak için devlet inkâr ve cezasızlık politikasını sürdürdü
Basın metnini Cumartesi İnsanı ve TİHV İstanbul temsilcisi Ümit Efe okudu.
Devletin inkâr ve cezasızlık politikasına değinen Efe, 28 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak hakkında şunları söyledi:
“32 yaşındaki 4 çocuk babası Mehmet Ertak Şırnak'a bağlı Rezuk Mezrasında yaşıyordu. Bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalışan Ertak, daha önce 2 kez gözaltına alınmış ve ağır işkence gördükten sonra serbest bırakılmıştı.
Ertak ve aynı iş yerinde çalıştığı 3 akrabası, 18 Ağustos 1992 tarihinde, işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu. Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyette Ertak’ın gözaltına alındığına dair tutanak düzenlendi. Ancak emniyete başvuran ailesine onun gözaltına alınmadığı söylendi.
Bunun üzerine Baba İsmail Ertak, savcılığa başvurdu, üç kişi Mehmet Ertak'ın gözaltına alındığına, 6 kişi de gözaltında işkence edilirken gördüğüne dair tanıklık etti. Olay soru önergeleriyle Meclis'e taşındı. Ancak aile tanıklara, belgelere, delillere rağmen başvurduğu her yerde inkarla karşılaştı.
Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde ‘sorgu elemanı’ olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek, 1997 yılında kamuoyuna da yansıyan itiraflarında; ‘Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük’ dedi.”
AİHM Türkiye’yi Ertak dosyasında mahkûm etti
Ailenin Türkiye’deki tüm başvuruları sonuçsuz bırakıldığı için AİHM’e başvurduğunu belirten Efe, “Mehmet Ertak’ın ailesini AİHM’de savunmaya hazırlanan Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı. Dava dosyalarına el konuldu, gözaltına alınan Tahir Elçi kötü muamele ve işkenceye maruz kaldı. Tüm tehdit ve baskılara rağmen dava, AİHM’e taşındı” dedi.
AİHM’in Mehmet Ertak’ın ölümünden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını vererek, Türkiye’yi yaşam hakkını ihlalden oy birliği ile mahkûm ettiğini belirten Efe, devlete şu ifadelerle çağrıda bulundu:
“Mehmet Ertak’ın gözaltında kaybedilişinin 28. yılında bir kez daha adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararları devlet açısından bağlayıcıdır. Mehmet Ertak’ın gözaltında işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.”
Efe devamında tüm kayıplar için adalet istemekten ve “105 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.