- İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin yaşamını yitirmesine, onlarca kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırıya dair altının kalınca çizilmesi gereken ilk nokta şudur: Söz konusu bombalı saldırının gerisinde gerici-faşist rejimin yıllardır tırmandırdığı savaş ve saldırganlık politikaları yer almaktadır.
AKP-MHP iktidarı Taksim saldırısından birinci dereceden sorumludur çünkü; Afganistan’ı, Libya’yı, Suriye’yi yıkıma uğratan emperyalist savaş ve saldırganlıkta aktif bir rol almış, başta cihatçı çeteler olmak üzere her türden paramiliter grubu eğitip-donatarak bölge halklarının başına musallat etmiştir. Suriye’de gelinen noktada bizzat işgalci bir güç konumundadır.
- Bölgede emperyalistlerin hizmetinde bu uğursuz, kirli ve kanlı misyonunu hayata geçiren gerici-faşist rejim, içeride ise başta Suruç, Ankara, Diyarbakır olmak üzere, kendi bekası uğuruna birçok kanlı katliamın altına imza atacak kadar gözü dönmüş bir konumdadır. Faşist baskı ve zorbalığı tırmandıran, ilerici ve devrimci güçlerin, Kürt halkının, işçi sınıfı ve emekçilerin üzerinde sistematik terör uygulayan da aynı rejimdir. Öte yandan, ırkçı-şovenizmi körükleyerek, etnik ve mezhepsel ayrımları kaşıyarak farklı toplumsal kesimleri karşı karşıya getiren ve her türlü provokasyonun zeminini düzleyen de gerici-faşist rejimdir.
- İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen bombalı saldırıyı henüz sahiplenen olmadı. Buna karşın gerici-faşist rejim, önce yayın yasağı getirerek, ardından sosyal medya platformlarına yönelik bant daraltması uygulayarak gerçeklerin topluma yansımasının önüne geçmeye çalıştı. Bu yolla saldırı üzerinden hazırlayacağı senaryoya odaklanmak için zaman kazandı. 24 saat sonra ise, saldırının PKK tarafından gerçekleştirildiğini topluma servis etti.
Gerici-faşist rejimin İç İşleri Bakanı S. Soylu, bombalı saldırı üzerinden yaptığı açıklamada “mesajı aldık” dedi ve “yanıtımız misliyle” olacak türünden sözler sarf etti. Görünen o ki, çok yönlü krizlerin pençesinde debelenen ve toplumsal desteği gün be gün eriyen gerici-faşist rejim; özellikle seçim takviminin işlediği bir süreçte Taksim saldırısını “fırsata çevirerek” işçi sınıfına, emekçilere, ilerici-devrimci güçlere ve Kürt halkına karşı saldırganlığın dozunu arttıracak.
- Bombalı saldırı henüz tüm yönleri ile açıklığa kavuşturulmuş değildir. Hali hazırda gerici-faşist rejim ve yandaş medya tarafından servis edilen argümanlar, senaryolar ve paylaşımlar sahnenin ön planındadır. Bu yönüyle tam anlamıyla bir dezenformasyon süreci işletilmektedir.
- Başta ilerici ve devrimci güçler olmak üzere, tüm toplumsal mücadele güçleri, işçi sınıfı ve emekçiler gerici-faşist rejiminin Taksim saldırısını fırsat bilerek hayata geçirmeye çalışacağı saldırılar karşısında hazırlıklı olmalı, buna izin vermemelidir. Önümüzdeki dönemde gündeme gelebilecek olası provokasyonları ve saldırıları geri püskürtmek için “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” çizgisinde kenetlenmeli ve sermaye düzenine karşı mücadeleyi büyütmelidir.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
14 Kasım 2022