Geçen hafta Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen bombalı katliam, Saray rejimi tarafından Kürt hareketinin üzerine yıkılmak istendi. Oysa bombayı bıraktığı söylenen kadının profili, ona yardım edenlerin Türk sermaye devleti korumasındaki cihatçılarla bağlantılı olması, MHP Güçlükonak İlçe Başkanı’nın bombayı bırakan kadınla telefon görüşmesi yapmış olması, Saray rejimi tarafından yapılan açıklamaların birbiriyle çelişmesi gibi olgular suçu Kürt hareketine yıkma planını çökertti. Tüm bunlara rağmen Saray rejimi, tam bir pişkinlikle, bombalı saldırıya karşılık vermek adına Suriye ve Irak’ta geniş bir alanı havadan bombaladı.
Hem PYD hem Suriye ordusu askerlerini vuran Türk savaş uçakları, asker sivil onlarca kişiyi katletti. Saldırıda hastane, elektrik santrali, okul gibi sivil hedeflerin de vurulduğu bildirildi. Önce ırkçı-şoven söylemi yükselten rejim, bunun ardından saldırıyı gerçekleştirdi.
Komşu Irak ve Suriye topraklarına gerçekleştirilen bu bombardıman vahşi olduğu kadar gayrı meşrudur da. Bu küstahlık belli ki ABD emperyalizminin yeşil ışık yakmasıyla mümkün olmuştur. Zira vurulan yerlerin çoğu PYD/YPG kontrolü altında bulunuyor. Bu alanların hava sahası ise ABD ordusu tarafından kontrol ediliyor. Her zaman yaptıkları gibi, YPG’ye saldırırken birkaç noktada Suriye askerleri de hedef alındı. Aynı anda Irak’taki bazı hedefler de bombalandı. AKP şefiyle arası iyi olan Vladimir Putin’in de saldırıyı suskunlukla geçiştirmesi tesadüf değil.
Yapılan saldırıya “Pençe-Kılıç Hava Harekatı” adı verildi. Saray'ın Savunma Bakanlığı, 70’e yakın hava aracının kullanıldığı saldırıda 89 hedefin imha edildiğini iddia etti. Mafyatik rejimin şefleri şov yaparak saldırıyı anlatırken, “uluslararası toplum” tam bir kepazelikle sessiz kaldı.
AKP-MHP rejimi ABD’nin izniyle saldırı düzenlerken, güya muhalefette olan düzen partileri de vahşi saldırıyı alkışladı. Utanç verici bir tutum alarak dinci-faşist rejimin kuyruğuna takıldılar. Oysa Saray rejimi bu kanları tam da seçimlere hazırlık kapsamında döküyor. Irkçı-şoven zehirle malul olan düzen muhalefeti, kendi ayağına kurşun sıkmak pahasına da olsa, saldırganlığa destek verdi.
İşçileri, emekçileri sefalete mahkum eden rejim, milyarları Kürt halkı başta olmak üzere komşu ülke halklarını katletmek için harcıyor. Bütün onurlu işçi ve emekçiler her tür saldırganlığa karşı durmalı, militarist politikanın faturasını ödemeyi reddetmeli, şoven ırkçılığa karşı halkların kardeşliği şiarını yükseltmelidirler.
Saldırganlığa, şovenizme ve kirli savaşa hayır!
Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
21 Kasım 2022