Bir dizide başrol oyuncusu olmak dışında bir kerameti bilinmeyen biri iken Ukrayna Cumhurbaşkanı yapılan Volodimir Zelenski, bu yükselişi belli ki birilerinin “Yürü ya kulum” demesine borçlu. Bu birilerinin ABD-İsrail olduğu artık bir sır değil. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı başlayana kadar pek tanınan bir figür değildi Zelenski. Yolsuzluğa batmış, Neonazilerle işbirliği yapan, yozlaşmış, siyasi yaşamı kısa olmasına rağmen yıpranmış, siyaset çöplüğüne atılmayı bekliyordu.
24 Şubat’ta başlayan Rusya saldırısının hemen ardından önceden çekilmiş, hazırda bekletilen videoları piyasaya sürüldü. Eski videolar tükenince yenileri için seri üretime geçildi. Gösteriyi organize eden medya, kısa süre sonra “Bir komedyenken ülkesini savunan kahraman lider” diye anmaya başladı Zelenski’yi. Yönetmeni, senaryosu, prodüksiyonu, tasarımcısı olan, yani tam teşekküllü bir film setinde çekilen videolar serisi peş peşe piyasaya sürülmeye başladı.
İkinci adımda, “bütün dünyanın hayran olduğu lider” diye bir safsata uydurup, “mutlak doğru” ilan ettiler. Silah tekellerinin borazanlığını yapan medyanın haberlerinde bu sıfat Zelenski’nin ön adı gibi kullanılmaya başladı.
Şişirme ‘kahraman’ Zelenski önden hazırlandığı rollünü iyi oynuyor. Set ekibi de profesyonel. Çevrilen dizi filmin savaşın propaganda ayağında etkili olduğu görüldü. Bu sefer üçüncü adımla ‘kahraman’ bir üst mertebeye sıçratıldı. Adam artık emperyalist ülkelerin parlamentolarına hitap ediyor. ABD’de Kongre üyelerine, Almanya’da milletvekillerine, İsrail’de Knesset (parlamento) üyelerine hitap ettirilen Zelenski, teknolojinin de sağladığı imkanlarla daha önce pek rastlanmayan bir konuma yerleştirildi.
Hitaplarda ilginç olan, Zelenski’nin eleştiren, hatta kimi zaman azarlayan tonda laflar etmesidir. ‘Kahraman lider’ propaganda savaşı kapsamında üstlendiği rolü oynarken, NATO ile Rusya’nın dolaysız bir şekilde savaşa tutuşmasına neden olacak taleplerde bulunuyor. Savaş uçakları, uçuşa yasak bölge, tanklar vb… Taleplerini sık sık teatral bir havada yinelerken, bunları karşılamayan efendilerini ‘azarlıyor’, görevlerini yerine getirmemekle suçluyor. Öyle bir hava estiriliyor ki, gırtlağına kadar savaşın içinde olan NATO, sanki olayı dışarıdan izleyen bir aktörmüş gibi yansıtılıyor.
Bu dizi filmin son bölümünü 24 Mart’ta Brüksel’de toplanan emperyalist savaş aygıtı NATO’nun şefleri izledi. Aygıtın şeflerine hitap eden Zelenski’nin ifadelerinde şunlar da yer aldı:
“Sizden net yanıt alamadık. Ukrayna’nın füzelere karşı güçlü silahları yok. Hava kuvvetlerimiz Rusya’ya kıyasla oldukça az. Dolayısıyla onların gökyüzündeki avantajları, kitle imha silahlarını kullanmaları gibidir. Ukrayna ordusu bir aydır eşit olmayan koşullarda direniyor. Bir aydır aynı şeyi tekrarlıyorum. İnsanlarımızı ve şehirlerimizi korumamız için Ukrayna’nın sınırsız askeri yardıma ihtiyacı var. Bu kadar insanımızı kaybetmeyelim diye sizden uçak istedik. Sizin binlerce savaş uçağınız var. Fakat bir uçak bile vermediniz. Şehirlerimizi korumak için tank istedik. Sizin en az 20 bin tankınız var. Bunların sadece yüzde 1’ini istiyoruz. Ya verin ya da satın. Fakat buna da net yanıt duymadık. Yardım taleplerine net yanıt verilmemesi savaş sırasında en korkunç şeydir.”
Zelenski gibi birinin hitabına uygun bir kostümle kameranın karşısına geçip NATO şeflerine bu lafları etmesi ilk bakışta tuhaf görünüyor. Oysa Zelenski sadece bir figüran. Seti kurup yönetenler kameranın arkasında dursa da kim olduklarını tahmin etmek güç olmasa gerek. Zelenski, kimlerin çıkarları için ülkesini savaş cehennemine attıysa, seti kuranlar da onlardır.
İlk defa kukla bir rejimin başı olan kişi emperyalistlerden bu şekilde teveccüh görüyor. Zelenski’nin dizi filmi ABD-NATO-AB koalisyonunun savaş suçlarının en azından şimdilik üstünün örtülmesine hizmet ediyor. Zira senaryo, “Saldıran Rusya, buna karşı Zelenski önderliğinde direnen Ukrayna ve işgale karşı direnene destek veren Batı” şeklinde yazılmış. Bu sahte senaryo, özellikle Batıda kitlelerin savaş karşıtı duyarlılığını hedefinden saptırmak için kullanılıyor. Hedef bu olunca, NATO şefleri Zelenski’den ‘azar’ işitmeyi dert etmiyorlar.
Bu savaşta Zelenski’ye oynatılan rol, kendi türünde bir ilktir. Zira o, emperyalist hegemonya savaşında bir tarafın elinde kullanışlı bir figürandır. Zelenski bir artist olarak tahminlerin ötesinde bir üne kavuşturuldu. Daha önce hayal bile edemeyeceği kişiler oturup filmlerini izliyor. Ancak kendisine biçilen rolleri oynayan Zelenski, ülkesini mahveden savaşın daha çok uzamasına, daha yıkıcı, daha öldürücü olmasına hizmet ediyor. Bundan dolayı emperyalistler onu kahraman ilan etseler de “ülkesini emperyalist hegemonya savaşının arenasına çeviren kişi” lekesiyle anılmaktan kurtulması olası görünmüyor.