Adana’da NATO’nun kuruluş günü nedeni ile basın açıklaması yapıldı ve “NATO’ya hayır, NATO’dan çıkılsın! Askeri üsler kapatılsın” denildi. Heykelli Park’ta gerçekleştirilen açıklamada nükleer silah bulundurulduğu söylenen İncirlik Üssü ve diğer üslerin kapatılması gerektiğini belirtildi.
Rusya ordularının Ukrayna işgali karşısında kurtarıcı bir güç olarak gösterilen NATO’nun İkinci Dünya Paylaşım Savaşından sonra kurulan dünyanın en büyük emperyalist savaş örgütü olduğunu ve Ukrayna’daki savaşı kışkırttığını ifade eden Yiğit, şunları söyledi:
“Kurulma nedeni de o dönemde sosyalist olan SSCB halklarına gözdağı vermekti. Kapitalizme karşı çıkan, hak arayan işçi sınıfı ve ezilen halklara bir gözdağıydı. NATO’nun temel varlık nedeni, ABD liderliğindeki kapitalist-emperyalist düzenin sürekliliğini silah zoruyla sağlamaktır. 73 yıldır değişmemiş bir gerçekliktir bu. Varşova Paktı kendisini feshettiği halde NATO'nun varlığını güçlendirerek sürdürmesi, kapitalist düzeni korumak için 'dünya jandarmalığına' soyunduğunun göstergesidir. NATO, bütün dünyada sosyalist, komünist, anti-faşist, ilerici halk güçlerini boğmak için çalıştı. Gladio (Kontrgerilla) doğrudan NATO'ya bağlı bir örgüt olarak faaliyet sürdürdü.1949'da 12 Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesiyle kurulan NATO'nun üye sayısı 30’a çıktı. 1952'de Türkiye ve Yunanistan üye oldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında silahsızlandırılan Almanya, silahlandırılarak ittifaka alındı. SSCB'nin dağılmasından sonra Polonya, Macaristan ve Çekya üye yapıldı. Aynı yıl NATO savaş uçakları Yugoslavya'yı bombaladı. 2004'e gelindiğinde Rusya ile sınırı olan toplam 7 Doğu Avrupa ve Baltık ülkesi ittifaka dahil edildi. Soğuk Savaşın bitmesinden bu yana NATO tam 14 yeni üye bünyesine kattı.”
Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:
“NATO saldırganlığının yoğunlaştığı, Rusya’nın ise Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunduğu bir dönemde İncirlik üssü Çukurovalılar ve bütün Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yanı başımızda ne nükleer silah ne ABD üssü istiyoruz. İncirlik üssü derhal kapatılmalıdır”
Rusya ve Ukrayna üzerinden Türkiye’nin arabulucu rolü ve barış havarisi kesilmesinin inandırıcı olmadığını ifade eden Yiğit şunları vurguladı:
“Kendi halkları ile barışmayanlar, Suriye başta olmak, üzere sınır dışı operasyon ve askeri müdahalelerde bulunanlar iki yüzlüce davranmaktadır. Bu olsa olsa AKP-MHP bloğunun uluslararası alanda kaybettiği prestijini kazanmak için her türlü ödünü vererek görünür olma ve emperyalistler arası çelişkilerden faydalanma çabasıdır. Egemenlerin ve AKP’nin barışı ile işçi sınıfı ve halkın barışı temelden farklıdır. NATO’dan çıkmadan, askeri anlaşmalara son vermeden, silahlanma yarışı bitirilmeden savunulacak bir barış davası olamaz. Savaş harcamalarına, silah satışı ve savaş tezkerelerine el kaldırmakla barış savunulamaz. Yeni Osmanlıcı hayallerle ülkeyi bir savaştan diğerine sürükleyen AKP iktidarının “tarafsızlık” söylemi, bağımlılık ilişkileri kadardır. O nedenle Ukrayna’da savaş ve işgalin son bulması esas olarak işçilerin ve halkın ayağa kalkması ile mümkündür. Savaş üzerinden zam yağmuru, grev yasakları ve her türden baskıyı püskürtmenin yolu da buradan geçmektedir”
Eylemi EMEP, Halkların Demokratik Partisi, Halkevleri, Sol Parti, Toplumsal Özgürlük Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Partisi örgütledi ve İnsan Hakları Derneği ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu da destek verdi.