Fransız sendikalarının neredeyse tamamının kararlaştırdığı genel grev dün gerçekleştirildi. CGT, SUD, UNSA, FO, CFDT sendikalarının çağrısı ile çıkılan genel grev sabah saatlerinden itibaren birçok noktada buluşma, gar işgali, çağrı çalışmaları ile kendini hissettirdi. Başta Paris, Touluse, Marsilya gibi merkezi kentler ve işçi havzalarında kitlesel eylemlilikler gerçekleştirilirken çok sayıda noktada, fabrika önlerinde, şantiyelerde, depolarda işçiler kendi işyerlerinde toplanıp eyleme öyle gitti.
Son yılların en yüksek katılımlı genel grevle özellikle Paris’te hayat durdu. Paris için 300 bine yaklaşan bir katılım açıklanırken ülke genelinde 1 milyonun aşıldığı tahmin ediliyor. Her ne kadar İçişleri Bakanlığı’nın resmi açıklamasında tüm Fransa için eylemci sayısını 700 bin olarak ifade edilse de bunun çok üstünde olduğu kesin. Bu da kitlelerin genel greve verdiği önemi, biriken mücadele isteğini gösteriyor.
Göçmen işçiler de grevde
Birçok bölgeden toplanmalar ve kilometrelerce uzaklıktaki semtlerden yürüyüşlerle alana gelindi. Grev ve Direnişlerle Dayanışma Komitesi de haftalardır bildiri dağıtımlarıyla hazırlandığı genel greve eski Türkiyeli göçmenlerin yoğun yaşadığı mahalle olan Strasbourg Saint Denis’den yürüyüşle katıldı. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Göçmeniz, işçiyiz, grevciyiz!”, “Genel grev, genel direniş!” sloganları Türkçe atılırken Fransızca sloganlar da haykırıldı. Enternasyonal marşı da hep birlikte Türkçe ve Fransızca olarak söylendi. Kortejler arasında da “Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” şiarlı Arapça, Fransızca pankart taşıyanların olması bu eylemde göçmen işçilerin görünürlüğü açısından da dikkat çekiciydi. Bireysel ya da sendikasıyla katılımın dışında göçmen işçi sıfatının politik yansımaları da eyleme taşındı.
Yürüyüş saati yaklaştığında alanda yüz bini aşan kitle toplanmıştı bile. Eylem kitlesinin yoğunluğuna ek olarak ön taraftaki çatışmalar nedeniyle saat 16.00’ya geldiğinde bile yürüyüş başlamamıştı. Gare de L’Est buluşma noktasıysa kilometrelerce uzunlukta kortejlerle başlangıç noktası Republique’e kadar uzandı.
İşçilerden grev savunması için militan duruş
Normalde sendikaların kitle sıralaması standarttır. Fakat bu eylemde CGT yoğun çatışma olacağını ön görerek en önde olma hakkını Sud Solidare sendikasına bıraktı. Yine genel eylem eğilimlerinde kortej başı denen bölgede anti faşistler, sol örgüt güçleri ve çatışma istekliler olurken bu eylemde sendika kortejlerinden kitlesel çıkışlarla öne ilerleyen oldu. Onlarca itfaiye eri çatışmalara katılmak için kitlenin içinden öne ilerledi. Keza tüm sendikalarda benzer durumlar görüldü.
Republique Meydanı’na gelmeden yol kenarındaki bankaların hedef alınmasıyla çatışmalar başladı. Polisin gaz bombaları saldırılarına havai fişekler ve taşlarla karşılık verildi. Polis “önleyici kontrol” adı altında 12 bine yakın eylemciyi kontrole aldı, yüze yakın da gözaltına alınan oldu. Republique Meydanı’nda polisin hedef almasıyla bir kadın eylemci gözünden yaralandı. Ayrıca plastik mermiler ve göz yaşartıcı bombanın vücuda atılmasıyla çok sayıda yaralanan oldu.
Polisin azgın terörüne, yer yer kitleyi bölme girişimlerine, alanı kapatma çabalarına rağmen kararlı ve militan duruşla kitle asıl final noktası olan Nation’a ulaştı. Daha önceki eylemlerde özellikle 1 Mayıs gibi daha çok anti faşistlerin çatıştığı mitinglerde polis kitle üzerinde basınç yaratarak yön verebiliyordu. Ancak bugünkü eylem ve çatışmaların farkı polisi geri çekilmeye, kapattığı yolları açmaya zorladı. İşçilerin aktif çatışmalarda yer alması, polis saldırılarının ardından alanı boşaltmaması bunda belirleyici oldu.
Sarı Yelekliler de alanlarda
Sarı Yelekliler hareketinin ortaya çıkışının ardından bir yılı aşkın bir süre geride kalırken artık Sarı Yelekliler de politik bir özne olarak tüm eylemlerin parçası haline geldi. Kendini mevcut politik mücadele güçleri arasında ifade edemeyen bireyler daha fazla Sarı Yelekliler adıyla organize olup alana çıkıyor. Grev yürüyüşlerinin neredeyse hepsinde bundan dolayı Sarı Yelekliler pankartlarıyla yerini aldı.
Grev uzatılıyor, mücadele sürüyor
5 saati aşan yürüyüşe kitlelerin coşkusu damga vurdu. Alana da yansıyan bu kararlı ve güçlü genel grev hem sendikaları hem de sermaye devletinin temsilcilerini tekrar pozisyon almaya zorladı. Çünkü tek başına genel grev yürüyüşleri değil sonrasında iş yerlerindeki forumlarda işçilerin mücadele kararlılığı ile greve devam iradesi kondu. Fabrikalar, depolar gibi büyük işçi havzalarındaki toplantılardan yansıyan görüntüler gün sonu yorgunluğundan çok eylemi büyütme iddiasıydı.
Sendikalardan grevi pazartesine kadar sürdürme hamlesi gelirken başbakan da açıklama yaparak işçilerin kararlı duruşunu dağıtmaya çalıştı. Grevin iyi örgütlendiğini itiraf eden başbakan Edouard Philippe açıklamasında grev ve gösteri hakkına saygı duyduklarını iddia etti. Böylece sermaye hükümetinin kitlesel ve militan genel grevin basıncını hissettiği ifade edilmiş oldu. Ancak yasa düzenlemesinde bir taviz olup olmayacağı, grevi uzatan sendikalardan işçileri edilgenleşmesini engelleyecek hamlelerin gelip gelmeyeceği süreci belirleyecek.
Kızıl Bayrak / Paris