Fransa'da grev ve mücadeleler

Fransa'da Neuhauser, Transdev'de grevler yaşanırken, Sanofi'de ise grev hazırlıkları var.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 01 Ekim 2021
  • 08:00

Neuhauser sanayi fırınında grev

Neuhauser sanayi fırın şirketinde daha iyi çalışma koşulları, ücret artışı ve primler için işçiler 27 Eylül Pazartesi günü greve çıktı.

İşçilerin söylemlerine göre pandemi döneminde çalışma saatleri arttı, iş koşulları kötüleşti, fakat üretim hiç durmadı. Salgın sürecinde kârına kâr katan şirket şimdiye kadarki en iyi cirosunu elde etti ve cirosunu yıllık 150 milyon avroya çıkardı. Firmanın salgın sürecinde işçilerin üzerindeki sömürüyü artırarak elde ettiği kazanç, çalışanlara yansıtılmadı.

Fransa’da 50 kişinin üzerinde çalışanı olan ve en az bir sendikal delegesi bulunan şirketlerin yıllık ücret konusunu masaya yatırma yükümlülüğü bulunuyor ve bu kapsamda gerçekleşen müzakerelerde sermayenin sunduğu teklif işçilerin tepkisini çekti.

İşçiler iyi gidişatın karşılığında, 2 bin avro ücret, bin avro prim, kreş ve erkek kadın arasında %21’i bulan gelir eşitsizliğinin giderilmesini istedi. Fakat şimdiye kadarki en iyi cirosunu elde eden Neuhauser şirketi, işçilere %1,2’lik bir ücret artışı ve sadece 400 avro prim önerisinde bulundu.

Bunun üzerine 27 Eylül günü Genel Emek Konfederasyonu’nun (CGT) grev çağrısına katılan FO (İşçi Gücü Sendikası) ile beraber, her vardiya sonunda 1 saatlik grev örgütlendi. Grevi durdurmaya ve zararı kurtarmaya yeltenen yönetim, kadrolarını ve 3 taşeron işçiyi yasadışı bir şekilde devreye soktu. Bu kısa süreli iş durdurma, sermaye açısından en az 1 ton malzeme kaybına neden oldu.

Grev harekettinin başka fabrikalara yayılması için grevciler örgütlendi. Fransa’nın Brötanya bölgesinin Moselle ve Ploermel fabrikalarında başlayan grev, ikinci gününden itibaren Maubeuge ve Reims tesislerinde karşılık buldu.

İşçiler geçen sene de, bir işçinin haksız yere işten çıkarılmasını protesto etmek ve Covid-19 primini almak için 10 günlük greve gitmişti.

Transdev’de grev sürüyor

Paris’in bulunduğu île-de-France bölgesinde toplu ulaşım alanının özelleştirilmesi sonrası Transdev otobüs şirketi önemli oranda otobüs satın aldı. Özelleştirmeyle beraber işçilerin çalışma saatlerinin aşırı yükselmesi, her otobüs seyahati sonrası mola sürelerinin iptal edilmesi ve gelirlerin düşürülmesi sonucu şoförler 2 Eylül’de greve çıktı.

İlk olarak Paris’in Güney bölgesinde bulunan Sénart şehrindeki üç otobüs deposu Lieusaint, Vaux-Le-Pénil et Saint Gratien’de başlayan grevlere neredeyse tüm işçiler katıldı. Sonrasında Combs-la-Ville ve Vulaines depoları greve eşlik etti. Nemours, Montereau kasabaları ve Marne-la-Vallée şehrindeki depodaki otobüs işçileri de mücadeleye katılmasıyla, grev hareketi dinamizm kazandı.

Kimliğini gizli tutmayı tercih eden bir sendika delegesinin ifadesine göre, 9 saatlik iş günü için ancak 5 buçuk saatlik ödeme alan işçiler, ödemelerin eksik yapıldığını, pazar günleri çalışması için 80 avroluk primlerin ve altın madalyayla mükâfatlandırmaların kaldırıldığını açıkladı.

Revolution Permanante’a konuşan Malik isimli bir grevci, şu sözleri ifade etti:

“Güzergah süremizi kısalttılar, 45 dakikada gittiğim bir yolu 30 dakikada yapmak durumundayım. Mola süresi? Artık yok. Sözde 5 dakikamız var, fakat müşterileri indirip, kasayı toplayana kadar mola diye bir şey kalmıyor. Transdev’in şiarı kalitedir… fakat bu kaliteyi bizim sağlığımız üzerinden elde ediyorlar.”

İşçilerin büyük bir kısmı ilk defa greve çıkıyor. 2005 sonrası yoksul semtlerde gerçekleşen isyan ve araba yakma eylemleri sonrası öfkeleri dindirmek için, Transdev şirketi devlet yardımıyla özellikle o mahallelerdeki gençleri işe aldı. Bu son aylarda birçoğu da salgına yakalandı. Bu süreçte birçok şirkette olduğu gibi Covid-19 primi verilmedi. Ayrıca yakınlarını ve arkadaşlarını koronavirüsten yitiren işçilerde, tüm bunlar büyük bir öfkeye neden oldu.

Transdev şirketi mücadeleyi bölmek için her depo için ayrı ayrı pazarlıklarda bulunmaya çalışıyor. Patronun oyununa gelmeyen işçiler, güçlerini birleştirmek ve ortak hareket etmek için 27 Eylül Pazartesi günü Melun şehri meydanında 300 kişilik bir kitleyle buluşma gerçekleştirdi.

Buluşma esnasında tecrübeler aktarılırken, mücadelenin amacı bir kez daha hatırlatıldı. Sektörün rekabete açılmasına karşı, daha iyi çalışma koşulları için birlik olmak gerektiği belirtildi. Özellikle depo, sendika ve şirketler arası bölünmeleri aşmak için işçilerin birleşmesinin önemi vurgulandı. Buluşma esnasında Chelles deposunda çalışan bir işçi 6 Ekim’de greve katılacaklarını aktararak, grev hareketine coşku kattı.

Buluşma sona ermeden grevleri sürdürme, 5 Ekim’de sendikaların eylemine katılım ve yakın zamanda yeni belediye başkanı seçilen ve özelleştirmelerin önünü açan Valérie Pécresse’in bulunduğu belediye binasının önüne çağrı yapıldı.

Sanofi’de grev hazırlıkları

Petrokimya alanında dev bir şirket olan Sanofi, 24 Şubat’ta yaptığı açıklamada EuroAPİ adında bir yan kuruluş kuracağını beyan etti. Sözde “Avrupa’da bir lider oluşturmayı” hedeflediğini söyleyen firma, bu işlem için 6 fabrikasını EuroAPİ şirketine devredeceğini belirtti. Bu proje kapsamında, ikisi Fransa’da olmak üzere, İtalya, İngiltere, Macaristan ve Almanya’da toplam 6 fabrikası olan şirket, Fransa’da bin işçiyi işten çıkarmayı planlıyor. Devredilecek fabrikanın işçilerine, çalışma koşullarıyla ilgili hiçbir garanti verilmiş değil.

Bu kapsamda işten atılma tehdidiyle karşı karşıya kalan işçiler bir süredir eylemler düzenliyordu. Belçika sınırına yakın Saint-Pierre-lès-Elbeuf fabrikasında da işçiler, son bir aydır günde 1 saat iş durduruyor. Çalışanlar, fabrikalarının devriyle belirsizlikler konusunda yönetimin sürdürdüğü sessizliğe karşı uzun soluklu bir greve girmeyi hedefliyor. 14 Eylül günü fabrika önünde eylem yapıp, taleplerini tekrar gündeme getiren işçiler, gelecek süreçte süresiz greve gireceklerini açıkladılar.

Geçmişte Sanofi şirketi Paris’e yakın olan Procheville’deki fabrikasını Covance şirketine satmıştı, fakat 5 yıl sonra şirket kapatıldı. İşçiler asıl olarak, 1 Ekim’de Sanofi’nin kuracağı yan kuruluş EuroAPİ’nin 5 yıl sonra kapatılacak olmasından kaygı duyuyor. İşçiler, bu kapsamda şu talepleri öne sürüyor:

“Yatırımlar, faaliyetler, işler ve sitenin sürdürülebilirliği ile ilgili yazılı garantiler. Edinilen bilgilerin EuroAPİ tarafından muhafaza edilme garantisi. 5 yıl içerisinde EuroAPİ projesinin başarısızlığı durumunda, işçileri terfisi veya tazminatların verilmesi için Sanofi tarafından yazılı bir taahhüt. EuroAPİ’ye devredilecek olan tesislerin rehabilitasyonu için Sanofi tarafından finansman sağlanması. EuroAPI projesinin başarısızlığa mahkûm olmaması için, önceden tanımlanmış projeler için Sanofi tarafından finansman sağlanması. Ayrıca 50 bin Euro’luk transfer bonusu tesisi.”

Bir süredir sağlık sisteminde yeni yatırımlarda bulunup, yeni keşifler veya teknikleri insanlık geliştirmek istediğini söyleyen Sanofi’nin yalanları ortaya çıktı. 28 Eylül Salı günü, koronavirüs aşısında mRNA yöntemiyle çalışmalar yürüten Sanofi, aşıyla ilgili tüm mesailerini iptal edeceklerini açıklamış bulundu. Asıl amaçları, kuracağı EuroAPİ şirketini 2022’den itibaren borsaya sürmek. Bir milyar Euro değerinde olacağı tahmin edilen şirket hisselerinin %30’unu elde tutup, kalan %70’ini satma hesabını yapmakta.

Kaynak: Revolution Permanante