Fransa grev fonu 1,6 milyon avroya ulaştı. Yenilenebilir grevdeki işçiler için internet üzerinden onlarca grevle dayanışma fonu oluşturuldu. Grevci işçilerin bölgesel grev kasaları etkinliklerle, yerel çalışmalarla ve internet destekleriyle büyüyor. Sendika bürokratları grev kasasıyla ilgili yasal mevzuatın sınırlarına takılırken, grev iradesini yaratan işçiler bu noktada da fiili-meşru bir hat izliyor.
CGT RATP ve CGT SNCF sektör sendikalarının temsilcileri döne döne sendikanın grev kasası olmadığını ifade ederlerken, işçiler grev fonlarıyla mücadeleyi sürdürüyorlar. CGT Genel Başkanı Phillipe Martinez, “Grev kasası yok, finansal dayanışma var” diyerek konunun etrafından dolandı. Noel’de bile dayanışmanın geldiğini, toplumun grevden rahatsız olduğu iddiasının karşılığı olmadığını ifade eden Martinez, sendikanın grevcilere yönelik daha aktif destek sağlaması konusuna değinmekten kaçındı.
Greve yönelik en büyük internet fonuysa, CGT Info-Com (bilgisayar ve iletişim) Sendikası’nın oluşturduğu kampanya. Açıklamalara göre, grev fonuna destekler gelmeye devam ediyor. 2016 grevleri zamanında açılan bu grev fonu, 5 Aralık Genel Grevi’nden itibaren yeniden aktif hale getirildi. Ve bu 3 haftalık sürede bir milyon avroyu aşan para toplandı. Şu an internetten grev kasalarına gelen en merkezi destek bu fonda toplanmış durumda. Bunun dışında yerel sendika örgütlerine ait internet fonlarına birkaç on bin avroluk ya da daha küçük destekler geliyor.
26 Aralık Perşembe akşamı Twitter üzerinden açıklama yapan CGT Info-Com, grev fonlarında bir milyon avrodan fazla para toplandığını belirtti ve grevcileri desteklemeye devam etmeye çağırdı. Le Pot Commun sitesi üzerinden dayanışma kasasına destek gelmeye devam ediyor. Toplanan para grevcilerin tamamının ihtiyacını karşılamaya yetmese de önemli bir destek sağladığına kuşku yok.
CGT Sendikası’nın Genel Sekreter Yardımcısı Marianne Ravaud, Fransa’nın her yerinden destek geldiğini, özel sektör çalışanlarından, öğretmenlerden ve de yasanın etkilemediği emeklilerden bile çekler aldıklarını ifade etti. Ravaud, “Yaklaşık on avroluk küçük bağışlarımız var” sözleriyle asıl dayanışmanın işçi ve emekçiler tarafından yapıldığına dikkat çekti. Şu ana kadar destek veren işçi ve emekçilerin sayısının toplamda 100 binden fazla olduğu belirtiliyor.
Le Monde gazetesi tarafından aktarılan rakamlara göre, ortalama bağış 67 avro ve özellikle dayanışmaya dair bilgilerde birçok emekliden destek geldiği görülüyor. 10 avroluk destekler de azımsanmayacak oranda çok. Asgari ücretle geçinen işçiler için 10 avroluk destek bile ciddi bir katkı. Bu destek mesajlarından biri, emekliler arasında mücadelenin nasıl göründüğünü güzel özetliyor: “Eylem için çok yaşlıyım, ama gönülden sizinle birlikteyim. Yaşlılar da gençler gibi düşünüyor. Gerekirse genel grev!”
Sendikanın verdiği bilgilere göre dayanışma kaynaklarından birini de sosyal medya kullanıcıları oluşturuyor. 103.344 avroluk bir destek, Twitch (günde 24 saat aralıksız oyun videoları ve programlar yapılan bir platform) üzerinden video oyunu oyuncuları ve youtuberların kolektiflerinden geldi. Genel söylemde duyarsız, apolitik ve sanal aleme sıkışmış görülen bu kişilerin bile grevciler için destek toplaması, işçilerin mücadelesinin toplum içerisindeki meşruluğunu ve yarattığı etkiyi gösteriyor.
Geçtiğimiz salı günü, RATP (Toplu ulaşımın metro ve otobüs bölümü) işçilerine 250.000 avroluk bir çek verildi. Grev kasasının asıl önemli noktalarında biri de sendika ayrımı gözetilmemesi. Toplanan para Sud/Solidaires sendikası üyelerine de aktarılıyor. Solidaires’in RATP’deki temsilcilerinden Eliott Exbrayat, dayanışmanın sembolik olduğunu fakat aynı zamanda sendika birliğini ve ahlaki desteği gösterdiğini ifade etti. İşçilerin, grev kasasından para gelip gelmediğini sormadıklarını ifade eden Exbrayat, işçi sınıfının gururlu duruşunu vurguladı.
Grev kasasını oluşturan mali dayanışma fonu, CGT ve SUD sendikaları tarafından ortak yönetiliyor. Fon yönetimi sadece grevcileri değil, grevden kaynaklı devlet baskısı gören, haklarında dava açılan eylemcileri desteklemeyi de temel görev sayıyor. Kasaya gelen tüm kaynağın 48 saat içerisinde grevdeki işçilerin üyesi olduğu işkolu sendikalarına, yerel sendika örgütlerine veya talep eden diğer grev komitelerine aktarıldığına dikkat çekiliyor. Grev kasasına dair asıl önemli olan bir diğer noktaysa, kasanın desteğine ihtiyaç duyan işçiler arasında sendikalı ve sendikasız işçiler ayrımı yapılmamasının da taahhüt edilmesidir.
Bu arada UNSA Sendikası da 5 Aralık’tan beri UNSA Demiryolu bölümü için birkaç grev fonu kurdu. 40 yazar, aktör ve akademisyenin çağrısıyla açıklanan bu grev kasası için de destek toplanıyor. Fakat bu sendika sadece kendi üyelerine yönelik kasayı kullandığı için toplumsal destekten ayrı duruyor.
Gençlik de grevin parçası
Öğrenci gençlik 5 Aralık grevine katılımıyla başlayan süreçte gittikçe eylemin parçası haline geliyor. Son 17 Aralık eyleminde birçok okulda blokajla lise ve üniversiteleri kapattırıp eyleme çıkan gençler, bir yandan da grev kasası için aktif dayanışma çalışmaları yürütüyorlar. Paris banliyölerinden Seine-Saint-Denis’deki öğrenciler her sabah RATP deposu önünde toplanıp grevcilerle buluşuyorlar. Bu grev noktasının önündeki caddede grev kasası için çağrı yapıyorlar. Arabalar korna çalarak grevcileri selamlarken, bazıları durup fona katkı sunuyor. Pantin’daki RATP Flanders deposu önünde öğrencilerin çalışmaları sırasında 4.500 avro toplandı.
Öğrencilerin desteği sırasında konuşan bir grevci, hükümetin korktuğunu ifade ederek, dayanışmanın önemini vurguladı. Öğrencilerle birlikte grev noktasına gelenlerin bıraktığı çikolata ve içecekler paylaşıldı.
Sarı Sendika grev kasası zengini!
İşbirlikçi sarı sendika CFDT’ninse elbette grevcileri destekleme gibi bir gündemi yok. Ancak CFDT’nin grev kasasına dair somut veriye bakıldığında bu sendikayı ellerinde tutan bürokratların kirli rolü daha iyi anlaşılıyor. CFDT’nin olası grevlerde işçilere aktarmak için grev kasasında 132 milyon avro bulunuyor. Yani CFDT sadece kendi üyelerinin değil, yenilenebilir greve katılan CGT, Solidaires ve UNSA’ya bağlı tüm RATP ve SNCF işçilerini aktif olarak destekleyebilecek bir grev kasasına sahip. Bu rakamın değerinin anlaşılması adına şöyle bir veriye dikkat çekmek yeterlidir: 132 milyon avro, geçen yıl SNCF’nin özelleştirilmesine karşı grevlere katılanların ihtiyacı olan maddi desteğin 200 katıdır!
İşçiler grevi de kasayı da kendileri büyütüyor
Sarı sendikanın gerçek yüzünü gösteren bu rakamlar bugün grevciler için bir anlam ifade etmiyor. Zira sermaye hükümetine karşı savaş açan işçilerin bu zararı göze aldığı aşikar. Aylık maaşını kastederek “Bugün grevde 2.000 avro kaybedebiliriz, ancak emekli olduğumuzda her ay 600 avro kaybedemeyiz!” diyen işçi çok açık bir tutum ifade ediyor.
İşçiler bu bedeli ödemeye hazırlar. Ancak sermaye devleti de bu yasa süreciyle, gelecek zararlara hazır olduğunu gösterdi. SNCF’deki ve RATP’deki grevin devlete zararı 1 milyar avroya yaklaştı. Ayrıca bu somut kaybın ötesinde dolaylı zararlar var. Ulaşımdaki aksamalardan, greve destek için kapanan rafinerilerden elektrik kesintilerine, trafikte sıkışmaların yarattığı dolaylı kayıplara kadar birçok başlıkta sermaye ciddi zarar gördü. Fakat sermaye hükümeti hala yasada tek bir değişiklik yapılmayacağını ifade ediyor.
İşçilerin iradesini kırmak, yasayı geçirmek için bu kayıpların göze alındığı kesindir. Grev kasası bu noktada sermayenin planlarını bozan bir rol oynuyor. Anketlerde toplumsal desteği %70’lerde olan grevin, bunun somut bir yansıması olan dayanışma pratikleriyle beslenmesi hareketi hem canlı tutuyor hem de kitlelerle iletişim halinde kalmasını sağlıyor. Grevi kendi iradeleriyle yaratan işçiler grev kasasını da kendileri büyütüyor.
Kızıl Bayrak / Paris