ABD Başkanı Joe Biden’in Vladimir Putin ile yaptığı video görüşmesi, Ukrayna ihtilafı anlaşmazlığında herhangi bir yakınlaşma getirmedi. Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın dediğine göre, iki saatlik görüşme sırasında ABD Başkanı, Putin’i bir Rus işgali durumunda ABD ve Avrupalı müttefiklerinden “ağır ekonomik yaptırımlar” ile tekrar tehdit etti. Bu durumda ABD Başkanı, Ukrayna’nın kendisini daha da silahlandıracağını ve doğu kanadındaki NATO ortaklarını güçlendireceğini de duyurdu. Bu, ittifakın Doğu Avrupa üye ülkelerinde daha fazla ABD askerinin konuşlandırılması anlamına gelebilir. Video zirvesinde Putin, NATO’nun doğuya doğru genişlemesine son verilmesi çağrısını yineledi. Batı askeri ittifakının doğuya yayılmayacağına ve orada saldırı silahları konuşlandırmayacağına dair bağlayıcı yasal garantiler istiyor.
Sullivan, Biden’ın taviz vermediğini söyledi. Açıklamaya göre Biden, “ülkelerin kiminle birlikte çalışacaklarını özgürce seçebilmeleri gerektiğini” savunuyor. ABD ve müttefikleri, Moskova’nın talebinin kabul edilmesinin söz konusu olmadığını önceden belirtmişlerdi. Beyaz Saray basın sözcüsü Jen Psaki, “Kimin NATO’ya üye olacağına Rusya değil, NATO üyesi ülkeler karar veriyor” dedi. Rusya, NATO’nun ilerlemesiyle kendisini tehdit altında görüyor ve komşusu olan eski Sovyet cumhuriyetleri Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya girmesini engellemek istiyor. Putin ayrıca Rusya’nın NATO askeri altyapısını Ukrayna’ya taşımanın “kırmızı çizgiyi” geçmek olacağını belirtmişti.
Ukrayna çelişkisinden artan gerilimler üzerine, Putin ve Biden iki saat boyunca konuştular. Kremlin, diyaloğun tarafsız ve açık olduğunu duyururken, ABD de “Faydalı bir toplantıydı” açıklamasını yaptı. Görüşmenin Biden’ın ABD’nin tutumunu çok net bir şekilde açıklamasını sağlamaya vesile olduğu belirtilirken, Rus tarafı da görüşmeyi sürdürmek istediklerini söyledi.
Beyaz Saray, Putin’in henüz bir karar vermediğine inanıyor. Daha sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Biden’ın, ülkesinin Rus ekonomisine pahalıya mal olabilecek önlemleri almaya hazır olduğunu ifade ettiği belirtildi. Kremlin’e göre Putin, gerilimden Rusya’yı sorumlu tutmanın yanlış olduğunu vurguladı. Ne de olsa Ukrayna topraklarında varlığını genişletmek için tehlikeli girişimlerde bulunan NATO’dur. Putin, askeri ittifakın askeri potansiyelini Rus sınırları yakınında genişlettiğini belirtti. Putin’in Biden’a Moskova-Washington ilişkilerinin diğer yönlerini normalleştirmek için diplomatik çabalarla karşılıklı tüm kısıtlamaların kaldırılmasını teklif ettiğini söyledi. Kremlin daha sonra Sullivan ile Biden’ın konuyla ilgili hiçbir taahhütte bulunmadığını söyledi.
Ancak ABD Başkanı ve Putin, ekiplerine müzakerelere devam etmeleri talimatını vermişti. Sullivan, ABD’nin Putin’in Ukrayna’nın işgali konusunda henüz nihai bir karar vermediğini varsaydığını söyledi. ABD, Rusya’yı haftalardır Ukrayna sınırına çok uzak olmayan bir yere asker göndermekle suçluyordu. Buna göre Batı’da Rusların eski Sovyet cumhuriyetini işgal etmesinden korkuluyor. Rusya bunu reddediyor ve Ukrayna’yı ayrılıkçı bölgelere sınır üzerinde 120 binden fazla asker konuşlandırmakla suçluyor.
Biden devlet başkanlarıyla görüştü
Putin ile görüşmesinin ardından Biden, giden Şansölye Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile görüştü. Rusya ile diyaloğu sürdürmenin gerekli olduğu konusunda mutabık kalındı. İngiltere Başbakanı Johnson’ın bir sözcüsü, ilgililerin Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tehdit edici davranışlarına son vermesi gerektiğini vurguladıklarını söyledi. ABD’ye göre, müttefikler bir gün önce “bir anlaşmaya varmak için birbirleriyle yakın temas halinde kalma konusunda” anlaşmışlardı. Rusya’nın Ukrayna sınırlarında yeniden silahlanmasına tepki olarak koordineli ve kapsamlı bir yaklaşım sergilemek istiyorlar.
Sullivan, Biden’ın bu perşembe günü Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile görüşeceğini duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, video zirvesinden önce Zelenski ile telefonda konuşmuştu. Bakanlığına göre Blinken, ABD’nin “Rus saldırganlığı karşısında” Ukrayna’nın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne verdiği sarsılmaz desteği yeniden teyit etmişti. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise, görüşmeden önce “Rusya’nın kimseye saldırma planı yok ama bizim ‘kırmızı çizgilerimiz’ var” dedi. Geçen hafta Putin, NATO askeri altyapısının Ukrayna’ya taşınmasının Rusya açısından böyle bir “kırmızı çizgi” temsil edebileceğini ve Kuzey Akımı 2 gaz boru hattının Rusya’ya karşı bir koz olarak kullanılabileceğini söyledi.
Almanya ve AB endişesi
Yeni Şansölye Olaf Scholz da Rus askerinin Ukrayna sınırına konuşlandırılmasıyla ilgili endişelerini dile getirenlerden biri. Scholz, şu anda ancak diplomatik olarak etkisiz hale getirilebilecek “çok çok ciddi bir durum” var dedi. Ayrıca Avrupa’da güvenlik ve işbirliğinin yumuşama politikasında müzakere edilen ve bugün de etkisini sürdürmeye devam eden ilkeleri öngördüğü konusunda uyardı. Rusya’yı da krizi diplomatik yollarla çözmeye çağırdı. Almanya’nın yeni federal hükümeti Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna ile sözde Normandiya formatındaki arabuluculuk çabalarına güvenmeye devam edecek. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Moskova’yı yeni yaptırımlarla tehdit etti.
AB’li şefler, Avrupa Birliği’nin Moskova’dan gelecek daha fazla saldırganlığa karşı kararlı davranacağı, mevcut yaptırımları genişletilebileceği veya yeni cezai tedbirler alabileceği açıklamasını yaptılar. “AB’nin Ukrayna’ya koşulsuz ve sarsılmaz desteğini” sürdüreceklerini belirttiler. Yanı sıra şu anda Avrupa’nın güvenliğini daha da istikrarsızlaştıran şeyin, Rusya’nın bilinçli kararları ve saldırgan eylemleri olduğu ileri sürüldü.