NATO savunma bakanları 21 Ekim’de Brüksel’de toplantı yaptılar. İttifak, Avrupa ve Kuzey Atlantik bölgesinin savunması için yeni bir kapsayıcı planı kabul ettiğini açıkladı. Plan, Rusya’nın olası saldırılarına ve aynı zamanda devam eden terör tehdidine nasıl tepki verileceğini tanımlıyor ve “Soğuk Savaş”ın sona ermesinden bu yana türünün ilk kapsamlı planı olduğu iddia ediliyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bakanlar toplantısından sonra yaptığı açıklamada, “Daha iyi ve modernize edilmiş planlarla ittifakımızı daha da güçlendiriyoruz.” dedi.
NATO’nun yeni savunma ve caydırıcılık gereksinimleri doğrultusunda bakanlar, kabul edilen stratejik planı uygulamak için gerekli olan askeri yeteneklere ilişkin dört yıllık planları kabul ettiler. Bu, hava sahası savunması, siber yetenekler ve keşif kapasitelerini kapsıyor. Stoltenberg, “müttefiklerin daha ağır silahlarla ve en son teknolojiyle donatılmış, yüksek operasyonel hazırlığa sahip olmaları gerektiğinin” kabul edildiğini belirtti. Bu da savunma harcamalarında daha fazla artış gerektirmektedir.
Stoltenberg ayrıca NATO üyelerinin gelecek yılın ortasına kadar savunma teknolojilerine bir milyar euroya kadar yatırım yapmak istediklerini duyurarak,“Yeni inovasyon fonu, Müttefiklerin güvenliğimiz için hayati öneme sahip olacak en son teknolojileri ve yetenekleri kaçırmamalarını sağlayacak” dedi.
Caydırıcı olarak nükleer silahlar
Batılı diplomatlar, Rusya’nın yeni silah sistemleri geliştirmesi ve askeri birliklerini ve silahlarını NATO’nun dış sınırlarına yaklaştırması nedeniyle “Avrupa-Atlantik Bölgesi’nde Caydırıcılık ve Savunma Kavramı” ve bununla bağlantılı uygulama stratejisinin gerekli olduğuna inanıyorlar. Nükleer silahların kullanılması da caydırıcı senaryolardan biri olarak ele alınıyor. Caydırıcı senaryolar arasında nükleer silahların kullanımını da tartışıyorlar. Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer Deutschlandfunk’ta, nükleer silahları kastederek, “Caydırıcılığın yolu budur”, “Sonunda - ve bu aynı zamanda caydırıcı doktrindir - önceden caydırıcı bir etkisi olması için bu tür araçları kullanmaya hazır olduğumuzu Rusya”ya açıkça belirtmeliyiz…” açıklamasında bulundu.
Savunma planlaması aynı zamanda Moskova’nın orta menzilli nükleer silahları yükseltmesine ve yeni silah sistemleri geliştirmesine bir yanıttır. NATO’yu modernize etme çabalarının gerisinde, Rusya ile olan aşırı gerilimler ve Çin’in siyasi ve askeri yükselişi var. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakından sonra NATO, Avrupa’daki savunma kapasitesini büyük oranda artırmaya başladı.
Rusya’dan Ukrayna’nın NATO’ya kabul edilmesine tepki
Batılı hükümet yetkilileri, “Baltık ülkeleri üzerinde çok sayıda hava sahası ihlali görüyoruz, Karadeniz çevresinde de birçok saldırı görüyoruz.” demekte, mayıs ayında Ukrayna sınırında yaklaşık 100 bin Rus askerinin konumlandığını belirtmekte ve bunun 2014 yılında Kırım yarımadasının ilhakından bu yana olduğundan daha fazlası olduğuna işaret etmektedirler.
Moskova hükümeti saldırgan davrandığı yönündeki tüm suçlamaları reddetti ve karşılığında NATO’yu stratejik hazırlıklarıyla Avrupa’yı istikrarsızlaştırmakla suçladı. Moskova daha önce Ukrayna’nın NATO’ya katılması durumunda misilleme yapmakla tehdit etmişti. Rusya ve müttefiki Belarus, eylül ayında NATO’nun Baltık üyelerini uyaran askeri tatbikatlar düzenledi.
Rusya yakın zamanda NATO’yu Ukrayna’da daha fazla adım atması halinde misillemeyle tehdit etmişti. Salı günü, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Rusya’nın, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik başvurusunu engellemeye hakkı olmadığını söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 22 Ekim’de, AUSTİN’in Ukrayna’nın NATO’ya katılım yolunu döşediğini belirtti. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrei Rudenko ise, NATO’yu Ukrayna’nın üyeliğine yönelik her adımın sonuçlarının olacağı konusunda uyardı. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Salı günü Kiev’e yaptığı ziyarette, Moskova’nın bu konuda veto yetkisi olmadığını belirtti. Aynı zamanda, ülkenin henüz NATO’ya kabul koşullarını karşılamadığını da söyledi. Mayıs ayında Rusya’nın, komşu ülke sınırına 100 binden fazla asker konumlandırması bir işgal konusunda NATO’da endişelere yol açmıştı.
İki günlük bakanlar toplantısının ana teması aynı zamanda Afganistan fiyaskosundan “dersler” çıkarmaktı. Afganistan’dan çekilmenin sona ermesinden bu yana, AB’de Avrupa’nın savunma yeteneklerinin güçlendirilmesi çağrısında bulunan sesler daha da yükseldi. Özellikle Fransa, daha fazla Avrupa “özerkliği” konusunda ısrar ediyor.