Örtülü faiz açık faizi geçmeye başladı - Mustafa Sönmez

Özünde devletin mevduat sahibine "örtülü" faiz ödemesine dayanan kur korumalı mevduatın devlete maliyetinin ağustos sonunda 226 milyar TL'yi bulması ve "açık" faiz ödemelerini 55 milyar TL geçmesi bekleniyor.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 25 Ağustos 2022
  • 09:30

Dolarlaşmayı önlemek amacıyla 20 Aralık 2021'de dolar fiyatı 18 TL’ye tırmanınca uygulamaya sokulan kur korumalı mevduata (KKM) verilen "örtülü” faiz, bütçeden kamu borçlanması için ödenen "açık” faizi geçmeye başladı. 

Kur korumalı mevduat, gerçek kişilere ek olarak şirketlerin mevduatlarıyla 1.2 trilyon TL’yi geçti. Vade sonundaki döviz getirisini mevduat sahibine taahhüt eden KKM için bankalar yıllık yüzde 17, üç aya yüzde 4 dolayında faiz ödediler. Döviz getirisinden bu yüzde 4 düştükten sonra kalan kısım, merkezi bütçeden ve Merkez Bankası (TCMB) tarafından karşılandı. Bu tutar, bütçede “faiz gideri” olarak değil, cari transferler kapsamında “Mevduat ve Katılma Hesaplarının Kur Artışlarına Karşı Korunmasına İlişkin Gider” adıyla yer alıyor. Merkez Bankası üstünden yapılan ödemeler ise TCMB'nin kâr-zarar hanesinde gider olarak yer alıyor ve TCMB’nin bu nedenle kâr yazma, o kârı bütçeye aktarma ihtimali kalmıyor. 

Bütçede "transfer", TCMB’de “gider” olarak kayıtlara girse de özü devletçe mevduat sahibine örtülü faiz ödenmesi olan bu servet aktarımına ilk üç aylık vadenin bittiği 2022 Mart'ta başlandı ve beş ayda, temmuz sonunda tahminen 141 milyar TL’yi buldu. Ağustos sonunda 226 milyar TL’yi bulması beklenen örtülü faiz, devletin faiz giderleri olan “açık” faizi geçmiş olacak. Bütçenin faiz giderleri, temmuz sonunda 151 milyar TL’yi buldu, ağustos bitiminde 170 milyar TL olması bekleniyor. Bu da açık faizin, örtülü faizin ağustos sonunda 55 milyar TL gerisinde kalması demek. 

Dövizi baskılamak için göze alınan bu devasa vergiden harcama, 18 Ağustos’ta yüzde 13’e indirilen politika faizi gibi akıldışı ekonomik kararlar dövizi ateşledikçe daha da büyüyecek gibi. Bazı yorumcular, dolar fiyatının 20 TL’yi bulması hâlinde, KKM’nin devlete maliyetinin yıllık 361 milyar TL’yi bulacağını tahmin ediyorlar. Bu, merkezi bütçede bu yıl için öngörülen 329 milyar TL faiz giderlerinin çok üstüne çıkması, yıl biterken olağanüstü boyutlara ulaşması demek. Öyle ki bu “transfer” harcaması, içinde tarım destek, hanehalkına destek gibi başlıklar barındıran cari transferlerin en büyük kalemi oldu bile. 

Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, genelde kabul gördüğü gibi, tamamen 2023 seçim sandığına odaklanmış durumda ve ekonomi ile ilgili attığı pek çok adım hiçbir rasyonaliteye dayanmıyor. Enflasyon yükseliş hâlindeyken TL faizleri yükselterek enflasyonu kontrole alması beklenirken ve benzer birçok ülke bunu yaparken Erdoğan, iyice kontrolü altında tuttuğu Merkez Bankası’na faiz indirim komutu gönderdi. 2021 Eylül ayında enflasyon yüzde 20 basamağına çıkmışken yüzde 19 olan politika faizi dört ayda 5 puan indirildi ve yüzde 14’e düşürüldü. 

İzleyen aylarda tüketici fiyatları tırmanırken politika faizi yüzde 14’te tutuldu ve 18 Ağustos’ta tüketici enflasyonu yüzde 80’e dayanmışken 1 puan daha düşürülüp yüzde 13’e indirildi. Gerekçe olarak büyüme ivmesini korumak gösterildi. Bu akıldışı kararlar, son bir yılda birikimi olanları daha çok dövize yöneltti ve toplam mevduatın yüzde 56’sı dövizde. KKM uygulaması ile dövize endeksli gelir de bir tür dolarlaşma sayılıyor ve bu durumda dolarlaşma oranı yüzde 71’i buluyor. 

Ocak 2022 başında 78 milyar TL olan KKM tutarı, şubat ayı sonunda 520 milyar TL’ye çıktı. Asıl sıçrama şirketlerin katkısıyla oldu ve nisan sonunda 810 milyar TL’ye ulaşan KKM tutarı, ağustos başında 1,2 trilyon TL’yi buldu. 

Gerçek kişilerin katılımına örtülü faiz, merkezi bütçe üstünden sağlanırken, Merkez Bankası üstünden katılımlar TCMB’den yapılan ödemelerle karşılandı. KKM’nin toplam tutarı haftalık olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yayınlanırken, bunun ne kadarının Hazine, ne kadarının TCMB üstünden olduğu açıklanmıyor. Ancak tahminler Hazine payının yüzde 40, TCMB payının yüzde 60 olduğu yönünde. 

Hazine ya da merkezi bütçe üzerinden gerçekleşen örtülü faiz ya da bütçede “transfer harcaması” olarak gösterilen tutar, her ay takip edilebiliyor. Buna göre örtülü faizin ödendiği ilk ay olan mart ayında üç aylık vadeyi dolduran mevduata sadece Hazine’den 12 milyar TL’ye yakın ödeme yapıldı. Nisan ve mayıs aylarında vadesi dolan KKM’lerin yükü daha hafif geldi ama haziran ayında 16 milyar TL’yi, temmuz ayında ise 23,4 milyar TL’yi buldu. Bu, beş ayın transferlerinin 60,5 milyar TL’ye ulaşması demekti.

Sadece bütçe giderleri içinde bu tutarın anlamına bakıldığında görüntü ürkütücü. Çünkü temmuz sonuna kadar yapılan 60,6 milyar TL’lik transfer, gıda enflasyonu yüzde 95’i bulmuş Türkiye’de tarıma verilen destekleri 20 milyar TL geride bırakmış hâlde. Evet, dövizi baskılamak için bütçeden, vergi mükelleflerinden aktarılan kaynak 61 milyar TL’yi bulurken tarıma aktarılan destek 40 milyar TL’de kaldı. Bu kadar akılcılıktan uzak bir icraat yürürlükte. 

Merkezi bütçeden çıkan yaklaşık 61 milyar TL, KKM’lere ödenenin yüzde 40’ı, geri kalan yüzde 60 ise TCMB tarafından aktarılıyor ve o tutarın da temmuz sonunda 80 milyar TL’yi bulduğu tahmin ediliyor.

Böylece Temmuz sonuna kadar aktarılan örtülü faizin 141 milyar TL’yi bulduğu anlaşılıyor. Aynı sürede merkezi bütçeden çıkan faiz giderleri 151 milyar TL. Ne var ki ağustostan başlayarak bu örtülü faiz açık faizi geçecek. Ağustos ayı sonunda vadesi dolacak KKM mevduatı en az 200 milyar TL olarak tahmin ediliyor. Bu tutara Hazine tarafından ödenecek transferin 35 milyar TL’yi, TCMB’nin ödeyeceğinin de 50 milyar TL’yi bulması bekleniyor. Dolayısıyla temmuz sonunda devlete maliyeti 141 milyar TL olan KKM’nin ağustos sonu maliyetinin 226 milyar TL’yi bulması bekleniyor. Açık faizin ise ağustos sonunda 171 milyar TL olacağı tahmin ediliyor. Bu da ağustos ayı sonunda örtülü faizin açık faizi 55 milyar TL geçmesi demek! Bu, ürkütücü bir fark ve yıl sonuna kadar olağanüstü tırmanması söz konusu. 

KKM, muhalefet partileri tarafından sıkça eleştiriliyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kur korumalı mevduatla ilgili çıkışı büyük ses getirdi. KKM’yi "ülke ekonomisine yerleştirilmiş atom bombası" diye niteleyen Kılıçdaroğlu, “Bir avuç kişiye sesleniyorum. Bizim iktidarımızda sadece ve sadece faizi alacaklar. Öyle döviz garantisi falan yok” dedi. Bu, bankaların ödediği üç aya yüzde 4 faizin üstünün yani bütçeden ve TCMB’den karşılanan kısmın ödenmemesi demek. Bunun da tüm KKM sahiplerini bu uygulamadan çekeceği açık. Seçimin yaklaştığı son rauntta iktidarın bu reste nasıl karşılık vereceği merakla bekleniyor.

Al-Monitor / 23.08.22