Yılın son seçkisindeki bütün yazılar, doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye-Rusya ilişkilerini ilgilendiriyor.
İzvestiya’da yazan Mark Veşnyakov, Asia Import Group adlı lojistik şirketinin ticari müdürü. Veşnyakov, uluslararası tedarik zincirinin yaptırımlarla değişmesinin sonuçlarını ele alıyor ve en genelde Rusya açısından iyimser bir tablo çiziyor. Kommersant’ta A. Uşakov da aynı konuyu inceliyor ve aşağı yukarı aynı sonuçlara varıyor. Rusya Adalet Bakanlığı’nın “yabancı acentası” listesinde bulunan Rosbalt, “Master pera” adlı telegram kanalından BDT ülkelerinin geleceğiyle ilgili bir yorumu eksiksiz yayınlamış, ben de bu önemli yorumu eksiksiz çeviriyorum.
Seçkinin son yazısı, Vedomosti’de İ. Lakstıgal, A. Nikolskiy imzasıyla çıktı. Vedomosti’nin muhabirleri Rusya-Türkiye-Suriye arasında Moskova görüşmelerine dair İMEMO kıdemli çalışanlarından Viktor Nadein-Rayevskiy ve Rusya Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Kirill Semyonov’un görüşlerini almışlar; büyük dikkat çekeceğine kuşku yok.
'Lojistik sorunu çözülüyor'
2022’de lojistik hizmetler pazarı yeni şartlar altında yeni bir düzenlemeden geçti. Yurtdışından Rusya’ya, pek çok bildik yük taşımacılığı yolunu unutmak gerekti, Avrupa’dan tedariklerin ödenmesinde güçlükler ortaya çıktı. TNT, FedEx, UPS, MSC, Maersk vb. gibi büyük oyuncular Rusya’dan çıktılar. Ve bu, lojistikçilerin yüz yüze gelmesi gereken güçlüklerin sadece küçük bir bölümü.
Tabii yıl sonuna doğru durum düzelmeye başladı; tedarikçiler işlerinin pek çok veçhesini tekrar gözden geçirdiler, tedarik yollarını değiştirdiler.
Bu yıl yük taşımacılığı için Türkiye gerçek bir hub oldu. Yurtdışından Rusya’ya tedarik sağlanmasında Avrupa ülkeleriyle aktif dış iktisadi faaliyetleri bulunan Kırgızistan da yardımcı oluyor. AB’den yük taşımacılığı probleminin çözümüne kısmen Kazakistan da yardımcı oldu. İlginçtir, oyuna İran da katıldı. Böylelikle Rusya’ya emtia yollanması yollarının sayısı artıyor, bunların çoğu da doğu ülkeleri üzerinden.
Bu devletler 2024’te de emtia taşımacılığında ve bu kapsamda ivme kazanacak olan paralel ithalatta Rusya’ya aktif şekilde yardıma devam edecekler. Dahası, Rusya ile daha aktif iş yapmaya hazır olan İran ve Türkiye üzerinden yük akışı da daha çok artacak.
Rusya ve BAE arasındaki dış ticaret hacminin büyümesi de devam edecek. Bu hacim BAE’den Rusya’ya paralel ithalat kapsamında yabancı otomobil markalarının tedarikinin artışı sayesinde gelişiyor. ...
Büyük yabancı taşımacılık şirketlerinin Rusya’daki faaliyetlerini durdurması problemi de başarıyla çözüldü. Bunların işini o kadar büyük olmayan ve o kadar tanınmayan başka şirketler yerine getirdi; bunlar arasında pek çok Çinli şirket de var. ...
Çin tedricen ama kararlı bir şekilde Rusya’nın en büyük ticaret ortağı haline geliyor. ... Bilhassa da Rusya’dan ayrılan pek çok yabancı taşımacılık şirketi Çin’e emtia taşımaya devam edecekler ve konteynerler oradan tekrar paketlenerek ülkemize gelecek. ...
Ayrıca belki de ödemeleri kripto para üzerinden yapabileceğiz. Eğer ithal mallarının bu ödeme yolu Duma’da vaat edildiği gibi yasallaşırsa. ... (M. Veşnyakov / İzvestiya, 28 Aralık)
'Uluslararası tedarik zincirinde Kuzey-Güney Koridoru’nun güçlenen rolü'
Rosstat verilerine göre Rusya nakliyesi ile taşınan yüklerin hacmi 2022’nin 10 ayında 6,55 milyar ton oldu; bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 daha az. Bu yıl en zorlu durum uluslararası lojistik hizmetlerinde ortaya çıktı; baharda getirilen yaptırımlarla birlikte Rusya’ya ithalat-ihracat hacmi neredeyse yarı yarıya düştü. Ama durum daha sonra düzelmeye başladı; pazardaki oyuncular yıl sonunda sınıraşırı taşımacılıktaki daralmanın geçen yıla göre yüzde 15-20 kadar olmasını bekliyorlar.
Uluslararası tedarik zincirinin yeniden tesisi yeni yollar arayışıyla gerçekleşiyor. ...
Daha önce Rusya’ya uluslararası tedarikte kilit rolü kuzey-batı istikameti oynuyordu. Sınıraşırı yükler bu istikamette sadece Avrupa’dan değil bütün dünyadan geliyordu ... ve buradan kara ve demiryollarıyla Rusya’ya dağılıyordu.
Bahardan beri bu yol yaptırım darbesi altında. Infoline verilerine göre kuzey-batı istikametinden karayolu yük taşımacılığı ortalama yüzde 40 azaldı. Konteyner taşımacılığında sadece Petersburg limanları alışkın oldukları hacimden yüzde 50-70 kaybettiler. Yeni şartlarda uluslararası yük taşımacılığı yeni yollara geçiyor. Güney istikametinde tedarikte Türkiye önemli bir rol oynamaya başlıyor. Rusya Federal Gümrük Hizmetleri verilerine göre geçen yıl Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 23,3 milyar dolarken bu yıl neredeyse 3 kat artarak 60 milyar doları aştı. ...
Delovıye Linii şirketler grubu genel müdürü Farid Madani’ye göre: “Türkiye, Rusya ile Avrupa ülkeleri arasında transit köprüsü rolünü üstlenen yeni bir lojistik hub oldu. Bizim analistlerimize göre bu istikamette talep ortalama yüzde 30 arttı.” ...
Gelecek vaat eden diğer güney istikametleri arasına İran ve Hindistan da katılabilir. Rusya’yı bu ülkelerle Kuzey-Güney Koridoru bağlıyor. ... Geçtiğimiz yıl Avrasya Kalkınma Bankası, 2030’a kadar bu yoldan yük taşımacılığının 14,6 milyon tonu bulacağını tahmin etmişti. Ancak banka bugün tahminini yeniliyor ve bu verilerin yüzde 30-50 artarak 20 milyon tonu aşabileceğini bildiriyor.
Güney istikametinde taşımacılığın gelişmesine en büyük engel, altyapının gelişkin olmayışı. Rusya’nın Azak ve Karadeniz’deki limanları nakliye artışının altından zorlukla kalkıyor. Baharda Rusya’nın bölgedeki büyük limanı Novorossiysk’in de yaptırım altına girmesi bu durumu güçleştiriyor. ...
Mali işlemlerdeki problemlerin çözümü de tedricen mümkün hale geliyor. Yeni istikametler yaptırım baskısından ve batı paralarıyla hesap riskinden kurtulmaya imkân sağlıyor. (A. Uşakov / Kommersant, 28 Aralık)
'BDT’nin geleceği'
Bu yıl şubat ayına kadar BDT ülkeleri Rusya’ya, Rusya’nın onlara duyduğundan daha çok ihtiyaç duyuyorlardı; ama şimdi Rusya onlara, onların Rusya’ya duyduğundan daha çok muhtaç. Ukrayna’daki çatışma, Rusya ve batı arasında karşı karşıya geliş, yaptırımlar ve ikincil yaptırımlar BDT ve onun türev yapıları çerçevesinde entegrasyonu zorlaştırmakla kalmadı, komşuları ilkin rahatsızlık verici bir duruma soktu, sonra da kötü ve daha kötü arasında bir tercihe itmeye başladı.
Elbette ne Kazakistan ne Ermenistan ne Kırgızistan ne de diğer eski Sovyet cumhuriyetleri Rusya ile iktisadi ve diğer bağları kopartma ve böylelikle uluslararası batı koalisyonu karşısında hesap vermek arayışında değil. Ama BDT üyeleri eski ilişki modelini devam ettirmeyi de istemiyorlar ve bunu yapamazlar, çünkü riskler avantajların önüne geçmeye başladı.
Kuşkusuz mesele sadece batının iktisaden daha güçlü olması ve bu yüzden, başlamış bulunan amansız mücadelede daha zengin ve gelecek vaat eden bir önderliğe odaklanılması değil. Aslında BDT ortakları klasik şemaya göre daha çok manevra alanına sahipler; hem kudretli Çin var, hem ayrı bir yerde duran Türkiye, hem güçlü Hindistan. Jeopolitik çokkutupluluğun diğer büyük yarışmacıları da Rusya ile AB ve ABD gibi birleşik bir kamp oluştursalar BDT de monolitik bir yapı olurdu; yakın komşulara, özellikle de Çin ve Rusya arasında sıkışmış olanların başka gidecek yeri olmazdı.
Ama batı karşıtı kamp dağınık veya en azından karşıt bir güç olarak birleşik bir yapı şeklinde ortaya çıkmıyor. Doğu meselesi bilindiği gibi ince bir mesele; inceldiği yerden de patlar. Bu yüzden BDT ortakları istesinler istemesinler gözlerini etraflarında gezdirmeliler, bunu yaparken de kâh batı oryantasyonuna giriyorlar kâh Çin’in çimenliğinde yürüyorlar.
Komşular bunu yaparken atalet kuvvetiyle, bu yıl başka işlerle meşgul olsa da kolu hiç de kısalmamış bulunan Moskova’ya her ihtimale karşı boyun eğmeye devam ediyorlar. Bu atalet, BDT’nin formel statüsünü korumaya şimdilik yetiyor, ama enerji sonsuz değil; BDT sistemini korumak veya yeni baştan başlatmak için yeterince yeni momentum bulunmazsa er ya da geç kâğıt üzerinde kalacaktır. (Master pera / akt. Rosbalt, 29 Aralık)
'ABD’yi hami seçenlerin menfaatlerini tatmin etmek mümkün değil'
28 Aralık’ta Moskova’da Rusya, Suriye ve Türkiye savunma bakanları Sergey Şoygu, Ali Mahmud Abbas ve Hulusi Akar arasında üçlü görüşmeler yapıldı. ... Buna paralel olarak üç ülkenin istihbarat başkanları, Rusya Dış İstihbarat Hizmetleri Yöneticisi Sergey Narışkin, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Suriye Askeri İstihbarat Şefi Rafik Şahad da bir araya geldiler.
Rusya Savunma Bakanlığı, gerçekleşen görüşmenin yapıcı nitelikte olduğunu belirtti ve Suriye’deki durumun istikrara kavuşturulması için bu formatta karşılıklı ilişkilerin devam etmesinin zaruri olduğunu bildirdi.
Türkiye Savunma Bakanlığı Basın Bürosu, sitesinde, zirvede “Suriye krizi, mülteciler problemi ve Suriye’deki bütün terörist örgütlerle mücadelede ortak çabaların” görüşüldüğünü açıkladı. ...
Bakanlık açıklamasında, Moskova’daki üçlü görüşmelerin sonuçları kapsamında “Suriye’de ve bir bütün olarak bölgede istikrarın tesisi ve devamı için üçlü formatta görüşmelerin devamında mutabık kalındı,” dendi.
15 Aralık’ta Erdoğan ... “siyasette küslük olmaz” demişti. Bu, Başar Esad’ın Suriye devlet başkanlığı görevinden ayrılması için daha önceki taleplerine atıf gibi görünüyor. ...
25 Aralık’ta Daily Sabah, Ankara ile Moskova’nın Türkiye’nin olası sınırötesi operasyonu için Suriye hava sahasının açılması üzerine görüştüklerini yazmıştı.
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Ulusal Araştırma Enstitüsü (İMEMO) kıdemli çalışanlarından Viktor Nadein-Rayevskiy, Türkiye’nin ... operasyon öncesi, 2015’ten beri Suriye’de bu ülkenin resmi yetkililerinin davetiyle bulunan Rusya ile mutabakata varmanın zaruretini anladığını söylüyor. Nadein-Rayevskiy Türklerin özellikle Rusya hava savunmasıyla karşılaşılabilecek tatsız durumlardan kaçınmak istediğini belirtiyor. Diğer bir mesele de Türkiye’nin kara harekâtının Suriye’nin kuzeyinde hali hazırda vekilleri ve kendi ordusu tarafından işgal edilmiş olanlardan başka bölgelerin de işgali kuşkusunu doğurması, ama uzman, Rusya’nın bu istikamette yürümeye istekli olmadığını söylüyor. Nadein-Rayevskiy’e göre Suriye ordu ve istihbarat temsilcilerinin zirveye katılmış olmaları işin işgale varmayacağı ve Suriye Arap Ordusu’nun Moskova’nın desteğiyle sınır güvenliğini Türkiye’nin müdahalesi olmaksızın sağlayacağı umudunu veriyor. ...
Rusya Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Kirill Semyonov’a göre ... bütün taraflar için en avantajlı çözüm, Menbiç ve Tel Rifat’ın SDF/YPG/PKK ile ilişkili bütün yerel grupların mutlak silahsızlandırılmasıyla birlikte tam bir hükümet kontrolü tesis edilmesi olacak. Suriye Kürtleri elbette kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini düşünebilir ve Şam’la görüşmelerden vazgeçebilir, ama mevcut durumda bütün aktörlerin, bilhassa da ABD’yi hami olarak kendileri seçenlerin menfaatlerini tatmin etmek mümkün değil. ... (İ. Lakstıgal, A. Nikolskiy / Vedomosti, 28 Aralık)
Hazal Yalın - Gazete Duvar / 01.01.2023