ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor

Gelişmeler, Ukrayna savaşının yayılma riskinin, yani halkların geleceğini tehdit edecek bir çatışma ihtimalinin giderek yükseldiğini gösteriyor. Bu noktada kritik olan, emekçilerin farklı ülkelerde savaşa ve yoksullaşmaya karşı gösterdikleri tepkilerin yayılması ve geniş kitlelerin bu gidişatı meşru mücadeleyle engellemesidir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 03 Aralık 2022
  • 19:00

Ukrayna savaşı uzadıkça yarattığı gerilimler de tırmanıyor. Zira ABD-İngiltere-NATO cephesi olası barış görüşmelerini baltalamakla kalmadı, savaşa benzin dökme politikasını adım adım zirveye taşıdı. Bu uğursuz politika savaşı uzattığı gibi daha yıkıcı boyutlar kazanmasına da vesile oldu.

Hem Washington hem Brüksel’den yapılan açıklamalar, savaşı daha da tırmandırmak için hazırlıklar yapıldığına işaret ediyor. Bu aralar Romanya’nın başkenti Bükreş’te devam eden emperyalist savaş aygıtı NATO’nun Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan yansıyanlar da aynı uğursuz mesajları veriyor.

Birkaç gün önce Ukrayna’daki savaşla ilgili açıklama yapan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jace Sullivan, büyük bir “yardım paketi” hazırladıklarını ilan etti. Yardımların tutarı hakkında bilgi vermeyen danışman, paketin içeriğinde HAWK hava savunma sistemleri için füzelerle ABD Avenger Hava Savunma Sistemi'nin de olacağını belirtti. Biden yönetimi daha önce bu kadar ağır silahlar vermekten kaçınmıştı. Bu adımı atmaya hazırlanması, histerik bir savaş hırsının Beyaz Saray’a hakim olduğunu gösteriyor.

NATO şefi Jens Stoltenberg’in vaatleri de Ukrayna’yı kullanarak Rusya’ya karşı yürüttükleri savaşı tırmandırma eğiliminde olduklarını teyit ediyor. Ukrayna’nın savunma sistemini NATO’nun savunma sistemine uygun hale getireceklerini söyleyen Stoltenberg, “NATO, savaş ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’yı desteklemeye devam edecek. Geri adım atmayacağız” dedi.

Bu arada NATO, Ukrayna’ya daha fazla “silah yardımı” yapmanın yanı sıra, Rusya'nın saldırılarıyla büyük hasar alan enerji altyapısını tamir etme taahhüdünde de bulundu. Bükreş toplantısından da benzer yönde kararlar alınacak. Yani ABD ile suç ortakları, Rusya’yı zayıflatmak adına Ukrayna’yı yakan savaş ateşini harlamaya devam edecekler.

***

Kiev’deki kukla Zelenski yönetimi Washington ile Brüksel’den aldığı emirlere göre hareket ederek, ülkesini savaş ateşine atmakta tereddüt etmiyor. Zelenski’nin Bükreş’e gönderdiği Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba’nın yaptığı açıklamalar, Kiev’deki kukla yönetimin iyice zıvanadan çıktığına işaret ediyor.

Son olarak üst düzey NATO yetkilileriyle görüşmesinde söylediği üç kelimenin “silah, silah, silah” olduğunu belirten Kuleba, “Bugün başka üç kelimem var, daha hızlı, daha hızlı ve daha hızlı” diye konuştu. NATO şeflerinden acilen silah talebinde bulunan Kuleba, amiri Zelenski gibi Ukrayna’nın daha da tahrip olması için sabırsızlandığını gösteren laflar ediyor. Efendilerinden aldıkları talimatlara göre açıklama yaptıkları görülen Zelenski ve çevresindeki kişiler, Ukrayna’nın ABD-NATO savaşı için tahrip edilmesi planına utanç verici bir şekilde destek veriyorlar.

***

Cephenin karşı tarafında bulunan Rusya, savaşın uzamasından rahatsız olsa da ABD-NATO’nun dayatmaları karşısında geri adım atmıyor. Buna karşın savaşın daha da uzayıp şiddetlenmesinden de rahatsız görünüyor. Moskova’dan yapılan son açıklamalar, kaygının Ukrayna sınırlarının ötesine taştığına işaret ediyor. Bu ise, Rusya ile ABD-NATO cephesinin doğrudan karşı karşıya gelme riskinin arttığını gösteriyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sergey Ryabkov’un ABD’yi açıkça uyarması, durumun giderek ciddileştiğinin işaretidir.

“Amerikalılara, gerginliği artırma yöntemlerinin ve bu çatışmaya her zamankinden daha derin katılımlarının korkunç sonuçlarla dolu olduğuna dair sinyaller gönderiyoruz. Riskler büyüyor” uyarısı yapan Ryabkov, ABD ile Rusya arasında herhangi bir diyalog olmadığını da belirtti.

Öte yandan Telegram kanalından bir mesaj yayınlayan Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova da ABD'nin Rusya ile yüksek düzeyde "zehirli ilişkiler" kurduğuna işaret ederken şu ifadeleri kullandı:

“…Bize karşı yürütülen kapsamlı hibrit savaşın bir parçası olarak, ABD'nin Rusya ile ilgili attığı hemen her adım ülkemize her yerde zarar verme patolojik arzusunu gösteriyor.”

Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev ise, NATO’yu Ukrayna’ya Patriot sistemleri sağlamaması konusunda uyardı ve bu sistemleri sağlamanın Ukrayna’yı Rus ordusunun meşru hedefi haline getireceğini söyledi.

Putin yönetiminin savaşın yayılma olasılığını hesaba kattığını gösteren bir diğer gelişme ise, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun yaptığı açıklamadır. Şoygu son iki ayda yedek kuvvetlerden 300 bin askerin eğitildiğini ifade etti. Bu ise Rusya’nın savaşın yayılabileceğini hesaba katan bir hazırlık içinde olduğunu gösteriyor. ABD ile orta yol bulma çabaları devam etse de bu çabalardan sonuç almanın zorlaştığını Putin yönetimi de fark etmiş durumda.

***

Gelişmeler, Ukrayna savaşının yayılma riskinin, yani halkların geleceğini tehdit edecek bir çatışma ihtimalinin giderek yükseldiğini gösteriyor. Bu noktada kritik olan, emekçilerin farklı ülkelerde savaşa ve yoksullaşmaya karşı gösterdikleri tepkilerin yayılması ve geniş kitlelerin bu gidişatı meşru mücadeleyle engellemesidir. Hareketin verili durumu yazık ki savaşı engelleme gücünden uzak. Ancak bu mücadele işçi sınıfını da kapsayacak şekilde geniş kitleleri harekete geçirebilirse emperyalist savaş tehdidini geriletmek de mümkün olabilir.