'Rusya basınında geçen hafta: 'Öyle bir ‘Türk Birliği’ ancak Rusya’nın yarısı ele geçirilirse mümkün'

"Türkler, kendi Türki yakınlarıyla ilişkilerinde tepeden bakan bir halk. Turan ‘kardeşlerinden’ hiçbirine kuruş değer vermiyorlar. Türklerdeki bu tepeden bakmacılık her zaman gözlenmiştir."

  • Çeviri
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 30 Ekim 2022
  • 13:50

Bu haftanın seçkisi çok başlı; Orta Asya’da “Türk Şurası” girişiminden Putin’in Türkiye’de kurulmasını önerdiği hub’a, Kafkaslarda Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında üçlü görüşme formatı girişimine, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımından Avrupa’da gaz fiyatlarının geleceğine kadar beş ayrı konu var.

'Ankara’nın anladığı anlamda bir ‘Türk Birliği’ ancak Rusya’nın yarısı ele geçirilirse mümkün'

Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (İMEMO) Karadeniz ve Hazar Bölgesi Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Viktor Nadein-Rayevskiy, Türkiye’nin diğer Türki halklara tepeden baktığı görüşünde.

Nadein-Rayevskiy şöyle diyor:

“Tek bir Türki alfabesi yaratma hedefi, eski ve genel bir idealle ilişkili: bir Büyük Turan devleti yaratma ideali. Bu çok eski bir ideal, daha 19’uncu yüzyılda izi sürülebilir. Osmanlı İmparatorluğu bu ideal yüzünden savaşa girerek kendi varlığını ebediyen mezara gömdü. Türkler, kendi Türki yakınlarıyla ilişkilerinde tepeden bakan bir halk. Turan ‘kardeşlerinden’ hiçbirine kuruş değer vermiyorlar. Türklerdeki bu tepeden bakmacılık her zaman gözlenmiştir. Tabii bu, sürecin katılımcılarına iyi bir şey sunmuyor. Mesele biraz da şu: Türkçede ‘Türk’ kelimesi Türkleri değil tek bir grup Türk’ü ifade ediyor.  (Rusçada “турецкий” kelimesi Türkiyeli ve турок da Türkiye Türk’ü anlamına gelir; “тюрк” kelimesi ise genellikle çoğul [halk anlamı taşıyacak şekilde, тюрки] olarak kullanılır ve en genelde Türki [Türkçe dillerinden birini konuşan] demektir. Bu ayrım o kadar açık ve seçiktir ki, Türkiye’de her ikisinin aynı anlamda kullanılması sadece Rusyalı araştırmacıyı değil Türki devletlerden ciddi araştırmacıları da her zaman şaşırtmıştır. — H.Y.) Onlar ‘Türk Şurası’, ‘Türk Devletleri Teşkilatı’ yazdıklarında ‘Türkiye Şurası’, ‘Türkiye devletleri’ demek istiyorlar. Türkler dünyayı aynen böyle algılıyorlar. Böyle bir birliği kurmak ise ancak Rusya’nın yarısını ele geçirmekle mümkün.” (Regnum, 26 Ekim)

'Türkiye’de kurulacak bir hub, Çin’in alıcı tekelini kırabilir'

Doğal kaynaklar ve enerji pazarı alanında uluslararası uzman Vladimir Demidov’a göre Avrupa enerji pazarını korumak ve Moskova’yı Çin’in etkisi altına girmekten kurtarmak için Türkiye’de bir gaz hub’u kurmak yardımcı olabilir. Demidov, NEWS.ru’ya verdiği mülakatta, Avrupa Birliği’nin pazar fiyatında gaz almakta olduğunu, bu yüzden gidecek başka yeri olmadığını söylüyor.

Demidov’a göre projenin masraflarını çıkarması uzun sürecektir, ama çok miktarda yeni imkânlar getirecek ve işbirliğinin gelişmesi için yeni yollar açacak.

Demidov, Türkiye’de bir gaz hub’unun bir diğer önemli problemin çözümünü sağlayabileceğini de ileri sürüyor; bu, Rusya’nın bir tekel alıcısının, Çin’in etki alanına girmesinin önlenmesi. (M. Aleksandrov / Pravda.RU, 25 Ekim)

'Kafkasya’da üçlü inisiyatif girişimi'

Birkaç gün önce Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, çalışma ziyareti için Gürcistan’daydı. Bu, yedi yıldır ilk ziyaret. Aliyev, Baku, Tiflis ve Erivan arasında ortak bir tartışma platformu kurulmasını önerdi. Azerbaycan liderinin açıklaması ABD’nin Tiflis Büyükelçisi Kelly Degnan tarafından takdirle karşılandı. Degnan, Gürcistan’ın Baku ve Erivan arasında ilişkilerin kurulmasında pozitif bir rol oynayabileceğini belirtti. ...

Amerikalı diplomata göre üç ülke bilhassa ekonomi ve enerji gibi alanlarda işbirliği yapabilir.

Degnan’ın yorumu, Aliyev’in önerisine bir destek. Azerbaycan’ın Zangilan şehrinde havaalanının açılış törenine katılan Erdoğan ile görüşmenin arkasından doğruca Tiflis’e gelen Aliyev şöyle demişti: “Bugün Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında görüş alışverişi yapma imkânımız var. Eğer Ermenistan buna hazırsa, bu formatı bugün başlatabiliriz.” ...

Tiflis, Erivan ile Baku arasındaki gerilime rağmen 2020’ye kadar ikisi ile de yapıcı ilişkileri korumayı başarmıştı. Türkiye ve Ermenistan’la kara sınırları kapalı olan Ermenistan için Gürcistan, İran’la birlikte, dış dünyaya açılan pencere; dış ticaretin neredeyse yüzde 70’i Gürcistan üzerinden yapılıyor.

Dağlık Karabağ savaşı sırasında Tiflis, kendi topraklarından Azerbaycan’a ve Ermenistan’a askeri malzeme geçişini yasaklamış ve böylelikle her iki devletle ilişkilerinde tarafsızlığa bağlı kalacağını vurgulamıştı. Ama Azerbaycan’ın Gürcistan’ın dış siyaset ve ekonomisindeki rolü gitgide artıyor.

Tiflis hem ikili seviyede hem de uluslararası arenada Baku ile çoktandır işbirliği içinde. Özellikle de Baku-Tiflis-Ceyhan boru hattı, Baku-Tiflis-Kars demiryolu, güney gaz koridoru gibi stratejik önem taşıyan bölgesel projelerde işbirliği var. Ayrıca Baku, Tiflis’in en önemli 5 ticaret ortakları arasında.

Aliyev’in sözleriyle:

“Avrupa ile karşılıklı anlayış memorandumu imzaladık; Azerbaycan önümüzdeki beş yıl boyunca AB’ye doğalgaz ihracatını iki katına çıkaracak. 2027’ye kadar yaklaşık 20 milyar metreküp doğalgaz tedariki planlıyoruz. ... Petrol ihracatını artırmayı da planlıyoruz. Bütün bunları Gürcistan başbakanıyla görüştük.” ...

Aliyev, Gürcistan’ın olası arabuluculuğuyla ilgili açıklamasını, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderleri arasında üçlü zirvenin arifesinde yaptı. ...

Ankara’nın da Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, İran, Rusya ve Türkiye’nin katılacağı bir 3+3 önerisi vardı; ancak Tiflis bu platforma katılmayı kategorik olarak reddediyor. ...

Gürcü siyaset bilimci Gela Basadze ... Baku ile Erivan arasında üç müzakere formatı olduğu kanısında: ilki, Rusya’nın olacağı ve “Türkiye’nin görünmeden bulunacağı” geleneksel format; ikincisi AB’nin arabuluculuğu; üçüncüsü ABD’nin arabuluculuğu. ...

Siyaset bilimci Artur Atayev şöyle diyor: ...

“Moskova’nın tutumuna gelince, Rusya küresel bir çözümden yana; tarih boyunca da Kafkas halklarının menfaatlerini Türkiye ve İran’a karşı savundu.”

Rusya Bilimler Akademisi Sosyal Bilimler Bilimsel Enformasyon Enstitüsü’nden (İNNİON) Larisa Aleksanyan ise Gürcistan’ın Güney Kafkaslarda ABD için ilgi odağı ve Batı’nın kilit bir ortağı olduğunu düşünüyor. ... (K. Loginova / İzvestiya, 28 Ekim)

'Finlandiya, NATO’ya gireceğinden emin'

Finlandiya Savunma Bakanı Antti Kaikkonen, ülkesinin bu yıl içinde NATO üyesi olmak istediğini söyledi. ... Bakana göre katılım görüşmeleri aktif bir şekilde devam ediyor.

Bakan şöyle dedi:

“NATO’ya bu yıl bitmeden girmek isteriz, ama bu konuda tahminde bulunmak oldukça güç.”

Finlandiya Başbakanı Sanna Mirella Marin da daha önce Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’la ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmeler sonucunda NATO’ya girmenin bir problem teşkil etmeyeceğinden emin olduğunu söylemişti.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise ittifak üyesi hemen bütün devletlerin İsveç ve Finlandiya’nın bloğa katılımına mutabakat gösterdiğini belirtmişti.

Stoltenberg ayrıca, Kiev’in Stokholm ve Helsinki’den tamamen başka bir durumda olduğunu da söylemiş ve bunu, İsveç ve Finlandiya’nın zaten ittifakın eski ortakları olmalarıyla, dolayısıyla bu ikisinin üyeliği hususunda bir konsensus bulunmasıyla açıklamıştı. (A. Vişnevskaya / Gazeta.RU, 27 Ekim)

'Gaz fiyatları düşüyor. Peki sonra?'

Son iki yıldır kâh fırtına bulutları haline gelen kâh sıfırın altına düşen gaz fiyatları gene bin metrekübü 1000 doların altında. Bundan sonra ne olacak? ...

Daha iki yıl önce arşa çıktı denilen hepi topu 400 dolar fiyatları, 2015-2019 döneminde bütün siyasi gerilimlere ve enerji savaşlarına rağmen gazın 200-350 dolar seviyesinde salındığını hatta bazen 140 dolara kadar düşmesini herkes hatırlıyor.

Pandeminin pazara şok etkisinde bulunduğu ve uhrevi bir mucizenin ortaya çıktığı o yakın geçmişin fenomeni ise tamamen unutuldu. Kovid talebi vurunca enerji fiyatları dibe vurmuştu. 22 Mayıs 2020’de Hollanda’da TTF hub’unda bin metreküp gaz 34 dolardı ve ileride sıfırın altına düşebileceği de söyleniyordu. ...

Ama dünya ekonomisinin düze çıkacağına inanan uzmanlar haklı çıktı. Gerçekten de 2021 ocağında Avrupa’da gaz fiyatları alışıldık 330 dolar seviyesine döndü (Asya’da ise üç katı daha pahalıydı).

Bugünkü 1000 doların altına düşüş genellikle iki faktörün iç içe geçişiyle açıklanıyor: Avrupa’daki yeraltı depoları dolu ve havalar da her zamankinden sıcak gidiyor. Üstelik Rusya’dan gaz tedarikinin kısılmasının ve Kuzey Akımlardaki patlamaların yarattığı panik de dindi. ...

Dünya Bankası’nın Avrupa’da ekonomik durumla ilgili raporunda şöyle deniyor: “Depolama tesislerinin doğalgazla dolu olması Avrupa’nın 2022-2023 kışını atlatmasına izin verse bile bölge baharla birlikte bunları doldurma olanakları arayacak. Rusya’dan tedarikin mütevazı seviyede olması veya tamamen kalkması halinde bu durum 2023’te doğalgaz ve elektrikte rekor fiyat artışlarına yol açabilir.” (M. Makarov / Rosbalt, 25 Ekim)

Hazal Yalın - Gazete Duvar / 30.10.22