Zulme karşı birleşik mücadele!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 06 Temmuz 2012
  • 10:07

(06.07.12) – KESK'e yönelik operasyonlara ve tutuklama terörüne karşı biraraya gelen DİSK, TMMOB ve TTB, Ankara'da KESK Genel Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Örgütler, baskı ve engellemelere karşı KESK'in mücadelesinin yanında olacaklarını bildirdiler.

76 KESK'linin, sadece muhalif sendikacılık yaptıkları için cezaevlerinde olduğunu dile getiren örgütler, KESK'e yönelik son operasyonla birlikte tutuklu KESK'lilerin sayısının 76'ya çıktığına dikkat çektiler.

“Saldırı sadece KESK'e değil”

Örgütler adına DİSK Genel Başkanı Erol Ekici tarafından okunan ortak açıklamada, bu saldırının sadece KESK'e yönelik değil, bütün emek ve demokrasi güçlerine yönelik olduğuna dikkat çekildi. “AKP iktidarı aracılığıyla Türkiye'de emperyalizmin ve uluslararası sermayenin desteklediği ve asıl olarak ABD'nin küresel çıkarlarına bağlı yeni bir düzen kurulmuş durumda.” tespitinin yapıldığı açıklamada “AKP'nin kurucu parti misyonunu üstlendiği bu yeni düzenin”, sınırsız bir sermaye egemenliğiyle, işsizliği, güvencesiz ve düşük ücretli çalışmayı, doğanın ve yaşamın talan edilmesini esas aldığı vurgulandı.

AKP eliyle yaratılan ‘yeni' rejimin karakterini “piyasacılık, gericilik ve bağımlılık” olarak tanımlayan Ekici, bu durumun emekçiler açısından ise güvencesizlik, yoksulluk ve geleceksizlik anlamına geldiğini sözlerine ekledi. Bu denklemin, daha baskıcı ve otoriter bir yönetimle sağlandığını söyledi.

Açıklama şu sözlerle devam etti: “Gizli bir ajandaya tabi olduğu görülen bu saldırılardan toplumun her kesimi payına düşeni almaktadır. Kürt halkı yeni savaş konseptiyle, baskı, katliam ve tutuklamalarla yıldırılmaya, Kürt hareketinin demokratik alandaki güçleri ise AKP'nin dayattığı politikalara tabi kılınmaya çalışılıyor. İşçiler sendikasızlaştırılıyor. Kamu emekçileri, iktidar yandaşı-sarı sendikalara katılmaya zorlanıyor. Devrimci/muhalif öğrenciler cezaevlerine dolduruluyor. Kadın cinayetleri bu dönemde yüzde bin beş yüz artış gösterdi, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olaylarında büyük artışlar oldu.”
Özel Yetkili Mahkemeler'in Terörle Mücadele Mahkemeleri'ne dönüştürüldüğünü belirten Ekici, baskı ve gözaltılarla süren operasyonlarla toplumun sindirildiğine değindi.

AKP'nin, yandaş yapamadığını işlevsizleştirmek, işlevsizleştiremediğini izole etmek, izole edemediğini susturmak, susturamadığını ise yok etmek istediğini söyleyen Ekici, AKP'den olmayan herkesin potansiyel "terörist" olarak görüldüğü söylendi.

76 KESK'li tutuklu

13 Ocak ve 13 Şubat 2012 tarihlerinde düzenlenen operasyonların ardından 25 Haziran sabahı erken saatlerden itibaren yine KESK'e ve KESK'e bağlı sendikaların genel merkezlerine, kimi şubelerine ve kamu emekçilerinin evlerine baskınlar düzenlediğini hatırlatan Ekici, gözaltına alınanlardan 29 kişinin tutuklandığını ve bugüne kadar yapılan operasyonlarla tutuklu KESK'li sayısının 76'ya çıktığını dile getirdi.

KESK'e yapılan bu saldırı ve engellemeleri şiddetle kınayan Ekici, bu saldırının sadece KESK‘e yönelik değil, bütün emek ve demokrasi güçlerine yönelik olduğunun altını çizdi.

Açıklamada ayrıca, TMMOB ve bağlı odaların yeniden düzenlenen mevzuatlar ve peş peşe çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle baskı altına alınmaya, etkisizleştirilmeye çalışılması; 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası'ndan "hekimliğin kamu ve kişi yararına yapılmasını sağlamak" ifadesinin çıkarılmasının da bakı politikaları konusundaki örnekler olduğu ifade edildi.

Ortak mücadele çağrısı

Açıklamanın son bölümünde ise, ortak mücadelenin önemine dikkat çekildi. Birleşik bir mücadele hattını kurmanın tarihsel bir görev olduğuna işaret eden Ekici, bugün demokratlığın, ilericiliğin, devrimciliğin temel kriterlerinden birisinin bu olduğunu dile getirdi.

Açıklama şu sözlerle sona erdi:
“Emekçilerin sefalete mahkûm edilmeye çalışılmasına, halkımızın yeni savaş konseptleriyle yeni acı ve gözyaşlarına sürüklenmesine, Kürt halkının siyasi temsilcilerinin tasfiye edilmesine, kadınların bedenleri üzerinde kurulmaya çalışılan tahakküme, gazetecileri, öğrencileri teslim almaya çalışan zorbalığa, kentlerin, derelerin yağmalanmasına, 1 Mayıs 2012 ruhuyla hep birlikte ve daha gür bir sesle dur diyeceğiz!