Yerleşimci saldırıları, zeytin hasadı sırasında artıyor - Ahmed Caradat ve Catherine Anderson

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • Filistin
  • |
  • 29 Ekim 2012
  • 11:07

18 Ekim 2012

Filistinlilerin özgürlük, kendi kaderini tayin ve toprak hakları için mücadelesi yüzyıldan fazladır sürüyor. Zeytin ağacı, bu çabayı tanımlayan sembollerinden biridir.

Filistinli çiftçilerin zeytin ağaçlarını, bu ağaçlar ki Filistinliler için kutsaldır, hasat etme vakti geldi. Zeytinyağı üretimi dolayısıyla bu ağaçlar, Batı Şeria'daki en büyük güvenilir gelir kaynaklarından biri olmayı sürdürmektedir. Filistin'de zeytin ağaçları dikme ve hasat etme geleneği bin yıllar öncesine uzanır. Nesiller boyunca aileler bahçelerine bakar, sorumluluk babadan oğula geçer, toprağın işlenmesiyle ailenin soyu devam ettirilir. Filistin'de bir deyişin ifade ettiği gibi “onlar ektiler ki biz yiyebildik, biz de ekmeliyiz ki onar yiyebilsinler.”

Filistinliler genellikle Roma zeytinleri yetiştirir. Roma zeytin ağacı tercih edilir, çünkü yüz yıllarca yaşayabilir ve elbette ki iyi zeytin verir. Fakat bu yaşlı zeytin ağaçlarını bulmak gittikçe zorlaşıyor. Siyonist projenin başlangıcından ve özellikle de Batı Şeria, Gaze ve Doğu Kudüs'ün işgalinden beri bu zeytin ağacı, işgalciler için favori bir hedef haline geldi. Filistinli ailelerin nesiller boyunca baktığı binlerce dönüm arazi ve ağaç, yasadışı İsrail yerleşimlerinin inşasıyla, İsrailli yerleşimcilerin şiddetiyle ve Filistin toprağını İsrail için almak üzere kullanılan bir dizi taktik ve “yasalar” ile istimlak edildi, ilhak edildi, çalındı, kökünden söküldü, buldozerle yerle bir edildi, yakıldı ve tahrip edildi. Filistinlilerin özgürlük, kendi kaderini tayin ve toprak hakları için mücadelesi yüzyıldan fazladır sürüyor. Zeytin ağacı, bu çabayı tanımlayan sembollerinden biridir.

Batı Şeria şiddetinin ve İsrail'in toprak gaspı politikalarının görünen yüzü olan İsrail ordusu, sömürgeci stratejileri uygulamaktan sorumlu tek grup değildir. Son on yıldır, en ciddi şiddetin ve toprak ve ağaçları tahribin bazına ön ayak olanlar, İsrail askeri personeli ve İsrail hükümet politikaları ile işbirliği içinde çalışan İsrailli yerleşimciler oldu. Filistinlilerin çoğunun ağaçlarını hasat ettiği zaman olan Ekim ayı boyunca Filistinli çiftçilere ve ağaçlarına yerleşimci saldırısı yıldan yıla dikkat çekici bir artış gösterdi. İsrail yasalarına göre yerleşimcilerin silah taşımasına izin veriliyor ve çoğu dolu silah taşıyor. Bazı Filistinli zeytin çiftçileri hayatların kaybetti, bazısı ise ağır yaralar aldı. Bu dolaysız şiddet biçimi, Filistinliler ile dayanışma içindeki birçok yabancıyı, İsrailli yerleşimcileri bu tür mülki, şiddet içeren ve baskıcı uygulamaları uygulamaktan caydırmak çabasıyla zeytin hasadına katılmaya teşvik eden şeydir.

Zeytin toplama mevsimin ilk haftasında ağaçları yerleşimcilere yakın yerde olan çiftçiler, en şiddetli saldırılara maruz kaldı, ancak saldırılar tüm Batı Şeria genelinde meydana geliyor, bu saldırıların organize olduğu izlenimini veriyor. Batı Şeria'da 220'den fazla yasadışı yerleşim bulunuyor. Bu yerleşimler, yaklaşık 600 bin İsrailli yerleşimciye ev sahipliği yapan kalıcı konutlardan oluşuyor. Hasadın başlamasından itibaren her gün Filistinlilere yönelik şiddet ve vandalizm haberleri gelmektedir.

Ramallah'ın kuzeyindeki Ras Karkar köyünden çiftçiler, Mirye yerleşiminden yerleşimciler onları silahla tehdit edince arazilerinden ayrılmak zorunda kaldılar. Daha sonra daha fazla yerleşimci gelip aynı zeytinlikteki 40 ağacı kökünden söktüler. Ramallah'ın doğusundaki Elmugayir köyünde Şilo'dan yerleşimciler 250 zeytin ağacını kesti ve tahrip etti. Yerleşimciler, ağaçlarını hasat etmeye yakındaki Muhmas köyüne gelen onlarca çiftçiye saldırdı. Yerleşimcilerin çoğu silahlıydı ve çiftçiler gönüllü olarak ayrılmayınca saldırdılar. 25 yaşındaki Filistinli çiftçi Nidal Abdulla, çıkan fiziki çatışmada atılan taş ile yaralandı. Bir diğer örnekte ise Nablus'un güneyindeki Karyut köyü, yerleşimcilerin köyden birkaç aileye ait 120 ağacı kesmesiyle büyük zarar gördü, bu Karyut köyüne bir haftada yapılan ikinci saldırıydı.

Tarihsel olarak ve şimdilerde askerlerin varlığı, yerleşimcileri saldırmaktan alıkoymak için hiçbir şeye yaramıyor. Üstelik birçok vakada askerler, göz yaşartıcı gaz atarak yerleşimcilere yardım ediyor. Bunun bir örneği Batı Şeria'nın kuzeyindeki Kafr Kaddum Köyü'nde meydana geldi. Onlarca yerleşimci hasatları sırasında çiftçilere saldırdı ve çiftçiler gitmediler, İsrail askerleri çiftçilerin işlerine devam etmelerini önlemek için göz yaşartıcı gazı sıktı.

2012 hasadının ilk haftası boyunca meydana gelenleri göz önüne alınca, önümüzdeki haftalarda şiddet ihtimalinden kaygılanmak zor olmasa gerek. Batı Şeria'daki yerleşimcilerin çabalarını engellemekte başarılı olamazsak, İsrail işgaline karşı direniş nafiledir. Filistinlilerin hayatına ve geçimine yapılan saldırılar, daha organize, daha şiddetli ve daha sık olmaktadır. Çiftçilik giderek zorlaşmaktadır. Elbette ki tüm bunlar, Filistinlilerin bir gün ağaçlarından ve arazilerinden bir daha geri dönmemek üzere ayrılmaları için hayatı çekilmez hale getirmek içindir. İnsan haklarına inananlar için şimdi bu yerleşimci saldırılarını durdurma zamanıdır.

Alternative Information Center (AIC) sitesinden kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir.