Vicdanlar Esenyurt için nöbetteydi

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 08 Temmuz 2012
  • 13:19

(08.07.12) – İş cinayetlerinde yaşamşalarını yitiren işçilerin yakınlarının “Vicdan nöbeti”, 8. hafta Esenyurt'ta çadırda yanan işçileri gündeme getirerek devam etti. Aileler, ölümlerin devam ettiğine ve önleyici tedbirlerin alınmadığına dilkkat çekerek, adalet arayışlarını sürdüreceklerini ifade ettiler.

Nöbet, basın açıklamasını okunması ile başladı. Açıklamada bu hafta, yaşanan iş kazaları aktarılarak 11 ölüm ve 2 yaralanmama yaşandığı belirtildi. İşçilerin geleceği için mücadele edenlerin eylemlere 8 haftadır devam ettiği belirtilerek açıklama okundu. Açıklama, iş sağlığı ve işçi güvenliği taleplerinin okunması ile sonlandırıldı.

Bu hafta ki eylemde, gazeteci Balçiçek İlter soru-cevap şeklinde ailelerden görüş aldı. İlk olarak 11 Mart 2012'de Esenyurt'ta çadır yangınında yaşamını yitiren işçlerden Seyfettin Topal'ın abisi İdris Topal iile konuşma yapıldı. Topal, Seyfettin'in Fatsa'da ev yaptığı için borcu olduğunu ve para kazanmak için İstanbul'da çalıştığını, 3 çoçuğunun olduğunu söyledi. Yangın haberini telefonla öğrendiğini, olay yerine hızla gittiğini ve yalın ayak evden çıktığını ise olay yerine gittiğinde fark ettiğini, olay yerine gitiklerinde ise, elektrik nedeni ile çıkmış bir yangına hiçbir önlem almadan su sıkıldığına şahit olduklarını belirtti. Topal, ilk önce yanan işçilerin yaralı olduğunun söylendiğini, bu nedenle taksi ile tüm gece hastaneleri gezdiklerini, öldüğünü ise sabah Adli Tıp'a gittiklerinde orada bekleyenlerden öğrendiğini, aslında yetkililerin kendisine yalan söylediğini vurguladı. Topal, olayın aklından çıkmadığını, kardeşinin ardından 3 çocuk ve eşinin kaldığını, kardeşinin bir kere, kendilerinin ise her gün öldüğünü belirtti. Yetkililerin kendilerine para teklif ettiklerini belirten Topal, hiçbir şeyin ne kardeşini, ne de eski yaşamlarını geri getiremeyeceğini, aslında kendilerinin susturulmaya çalışıldığını vurguladı. Topal, adaletin yerini bulması için, davanın peşini bırakmayacaklarını vurgulayarak konuşmasını bitirdi.

Eylemde yangın sırasında sağ olarak kurtulan ve olaylara şahit olan Metin Karayiğit'te, çalışma, barınma, dinlenme koşullarının her zaman kötü olduğunu, buna itiraz ettikerlinde yetkililerin “beğenmiyorsanız çalışmazsınız” dediğine, elektrik kaçağının ise sürekli olduğuna ve işçilerin olayın olduğu akşam sigortalı yapıldığına vurgu yaparak konuşmasına başladı. Karayiğit olaydan sonra valinin geldiğini ve sonra sağ kalan işçileri olay yerinden kaçırarak sakladıklarını, işçilrin bir hafta aç ve yalnız bırakıldıklarını vurguladı. İşçilere 1 Umut Derneği'nin sahip çıktığını belirtti. Karayiğit, kaza esnasında yanan işçileri kurtarmak yardım ettikleri, patronun akrabalarının ise kendileri ile alay ettiklerini ve hiçbir şey yapmadıklarını ifade etti. Kendisinin de 4 günlük olan bir çocuğu varken bırakıp çalışmaya başladığını, olaydan sonra uyayamadığını, yemek yiyemediğni, halen her zaman gözünün ününde olduğunu ve olayın etkisi ile yaşamaya çalıştığını vurguladı. Karayiğit, cumhurbaşkanı, başbakan, val, ve çeşitli bakanların kendilerini arayarak geçmiş olsun dilediklerini, fakat, aslında kendilerinin dışlandığını, bütün yaşananların acılarının ve etkilerinin hayatlarına sindiğini ve olayın sorumlularının yaptıklarının yanına kar kaldığını belirtti.

Ailelerin ardından, dava ile ilgili olarak konuşan avukat, Esenyurt yangını için 5'i tutuklu 13 kişinin yargılandığını, bunların ise işi yapan firmaların çeşitli yöneticileri olduğunu belirtti.

Diğer iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirenlerin ailelerinde söz alarak, sorumlular cezalandırılana kadar ve gerekli düzenlemeler yapılanan kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirttiler.

Eylem 13 Temmuz'da Bakırköy Adliyesi'nde Esenyurt çadır yangını ile ilgili davanın 1. duruşmasına ve adliye önünde yapılacak açıklamaya çağrı ile sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul