Üniversitelerde gerici abluka!

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Ekim Gençliği
  • |
  • 10 Temmuz 2012
  • 10:38

"Her üniversiteye cami!"

Dinci gericilik toplumun büyük bir kesimini etkisi altına almaya çalışırken üniversitelerde de bunun adımlarını hızlandırdı. Üniversitelerin tek sorunu türban ya da camiymiş gibi davranan dinci gerici hükümet üniversitelerin asıl sorunlarını ise görmezden geliyor.

Bugün “üniversiteden mezun olan herkes iş bulacak diye bir şey yok” açıklamaları yapanlar, gençliğin öfkesini dindirmek içinde şükür toplumu yaratmaya çalışıyorlar. Dinci-gerici partinin şefi Tayyip Erdoğan'ın “dindar bir gençlik yaratacağız” demesi ile kolları sıvayan dinci gerici hükümet, hiç zaman kaybetmeden bunun adımlarını atmaya başladı. 4+4+4 ile birçok okulu imam hatip ortaokullarına çeviren zihniyet şimdi de “binlerce üniversitelinin okuduğu kampüslerde neden cami” yok diyerek üniversitelere cami yapımını hızlandırdı.

Her üniversiteye cami” gericilik çığırtkanlığıdır!

Üniversitelerin en temel ihtiyaçları karşılanmıyorken kampüslere cami yapmayı soyunmak, gençlik üzerindeki gerici hesapların göztergesidir. Zira bugün üniversite öğrencileri sağlıklı ve ucuz beslenmeden, nitelikli yurtlarda ya da yaşanabilir konutlarda barınmaktan yoksundur. Bilimsel ve nitelikli eğitimin en acil ihtiyaçları dahi karşılanmamaktadır.

Bir çok açıdan eksik olan ve bu eksiklikleri “tamamlamak” için üniversiteli gençliğin cebine gözünü diken sermaye devleti, camileri ise bölgedeki “hayırsever iş adamlarının” yaptırdığını söylüyor. Nedense bu “hayırsever işadamları” üniversitelere laboratuar, sinevizyon, ek bina ya da spor salonu yapılacağı zaman ortalarda görünmüyorlar. Açık ki, dinci gericilik camileri birer örgütlenme aracı olarak kullanacak.

Bizler biliyoruz ki gençlik her daim şu ya da bu düzeyde koruduğu dinamizmi ve gelişen gündemlere verdiği reflekslerle bu devletin dünden bugüne korkusu olmuştur. Yakın geçmişte yaşanan gelişmeler tüm topluma “Acaba '68’e geri mi dönülüyor” sorusunu sordurttu. Kitle açısından zayıf olan ama militan bir cephede geçen bu eylemler kuşkusuz sermaye devletinin militan bir gençlik hareketinden duyduğu korkuyu da gözler önüne sermiştir.

Tüm bunlardan sonra değişen YÖK yasa tasarısı ile okullarda siyasi içerikli afiş asmak, stant açmak, bildiri dağıtımı yapmak yasaklanırken yüzlerce öğrenci keyfi gerekçelerle okullardan uzaklaştırıldı. 771 öğrenci tutuklanarak cezaevleri adeta ‘üniversitelere’ çevrildi.

Gericiliğin hedefinde devrimci mücadele var!

Sermaye devleti de baskı ve zor yolu ile gençliği ve devrimcileri durduramayacağının farkında olarak bütünlüklü bir teslim alma yoluna girdi. Bunun bir parçası olarak dindar nesillerin önünü açmak için elinden geleni yapmaya başladı. Cami yapımı ile bu sürecin zemini hızlandırılmış durumda.

Kapitalizm bir bütün olarak dünyanın dört bir tarafında can çekişirken, ülkemiz de bu durumdan çok uzak bir yerde durmuyor. İspanya'daki maden işçilerinin yaktığı ateş bugün ülkemizde de karşılığını bulacaktır. Sermaye devleti tam da bu sürecin önünü kesebilmek için toplumu din ile dizginlemeye çalışıyor. Her üniversiteye yapılacak camiler toplumda din etkisini geliştirmenin yanı sıra devrimci hareketin geliştiği dönemde devrimcilere karşı saldırıların planlandığı yerler haline getirilecek.

Bunun en net örneklerinden birisini Çorum’da gördük. Ülke genelinde devrimci hareketin geliştiği bir süreçte “Aleviler camiyi yaktı” diyerek toplumda bir kutuplaşma yaratıldı. Aleviler ve sunniler karşı karşıya getirildiler. Tüm bunlar, bu sistemin yıllardır vaz geçmediği yöntemlerdir.

Tüm bunlar sermayenin din üzerinden saldırılarının başlıcalarıdır. Fakat önemli olan ise bugün gençlik için hiçbir gelecek vaat etmeyenlerin, gençliğin tepkisini düzen sınırlarına kanalize etmek ve kendi etkileri altında tutmak için ortaya koydukları yöntemdir. Tüm bu gerici saldırılara karşı üniversitelerin asıl ihtiyacının camiler olmadığını, üniversitelilerin birçok sorunu olduğunu, bunu dillendirenlerin ise soruşturma-ceza terörü ile karşılaştıklarını, hatta cezaevlerine konulduğunu unutmamak ve unutturmamak gerekiyor.

Düzen/cemaat güçlerinin gençlik üzerindeki gerici ablukasını dağıtmak ise hak ve gelecek için mücadeleyi güçlendirmekten/yükseltmekten geçiyor.

ekimgencligi.net / 09.07.12