'Suçsa bizi de içeri alın'

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 28 Mayıs 2012
  • 07:36

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve İbrahim Kaypakkaya’yı andıkları, 1 Mayıs ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katıldıkları gerekçesiyle, 4’ü öğrenci 7 genç daha yarın hâkim karşısına çıkacak. “Terör örgütü üyeliği” ile suçlanan gençlerin ailesini ise ümitli bir bekleyiş sardı.

Ankara 12 Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, yarın saat 13.30’da görülecek. Tutuklu gençlerden 5’inin ailesi dava öncesi bir araya gelerek yaşadıklarını anlattı.

İşçi Umut Halit Nuray’ın annesi Sevgi Nuray, oğlunun 1 Mayıs, 8 Mart etkinliklerine katıldığı için tutuklandığını belirterek, “6 Mayıs, Ulaş Bardakçı, Erdal Eren, Mahir Çayan’ların ölüm yıldönümlerinde ben de anmaya giderim. Bir çok etkinliğe oğlum ile beraber katıldım. Çocuğum bu sebeplerden tutuklandıysa bizi de alsınlar, tutuklasınlar. Düşünce özgürlüğü yok mu bu ülkede? Hani Başbakanımız çıkıyor, ‘Bu ülkede sessiz devrim yaptım’ diyordu. Yaptığı devrim bu muymuş? Çocuklarımızı tutuklamak sessiz devrim mi? Kendisi çıkıyor timsah gözyaşları döküyor. Daha önce 12 Eylül’de yargılananlar için üzülüyor. Madem ağlıyorsun da bizim çocuk 12 Eylül’ü protesto etti diye tutuklu? 4 Nisan’daki 12 Eylül duruşmasına 6 gün kala bizim çocuklarımız cezaevinde darp edildi. Yaşamadığım 12 Eylül’ü şimdi yaşıyorum. AKP hükümetini kim eleştiriyorsa hemen terörist yapılıyor, içeri atılıyor. Ben çocuğumu özlüyorum, istiyorum. Nasıl aldıysalar, geri getirip vermek zorundalar.”

‘Oğlumu döven yaratık gibiydi’

Çocuklarının 30 Mart sabahı oda değişikliğini istemedikleri gerekçesiyle gardiyanlar tarafından dövüldüğünü anlatan Nuray, bu durumu 3 Nisan’da gittiği görüşte öğrendiğini söyledi. Anne Nuray, şöyle konuştu:

“Konuşurken içeri bir gardiyan girdi. Oğlum Umut ‘Anne işte beni darp eden gardiyanlardan biri de bu’ dedi. Arkamı döndüm baktım. O an karşımda fantastik filmlerde olduğu gibi bir yaratık vardı. İnsan değildi. Hatta gardiyan bana, ‘Bak bak, bana iyi bak oğlunu ben darp ettim’ dedi. O an ne yapacağımı şaşırdım. ”

Anadolu Üniversitesi öğrencisi Barış Onay’ın annesi Halide Adıyaman, cezaevi yönetiminin tutuklu olan oğlunun okumaması için elinden geleni yaptığını belirterek “Tutukluların eğitim hakkını engellemiyoruz diyorlar ama asla destek olmadılar. Bilakis köstek oldular. Ama bizim çocuklarımız yılmadı. Anne olarak ben de yılmadım, yılmayacağım. 52 yaşındayım. Gerekirse 60 yaşına kadar çalışacağım, oğlumu o okuldan mezun edeceğim” dedi. Oğlu Barış’ın cezaevinde darp edildiğini anımsatan Adıyaman, “Atılan tokatın izi geçer ama kırılan onurun tamiri asla yok. Benim çocuğum herkesin düşündüğü gibi düşündü. Kimsenin malına göz dikmedi. Kimsenin parasını gasp etmedi. Sadece okumak istedi. Düşündüklerini de paylaştı” dedi.

Oğlu Hopa davasında 6 ay tutuklu kalan anne Hürü Tuna, şimdi de kızı Meltem Tuna’nın cezaevinde olmasının üzüntüsünü yaşıyor. Oğlu Uğur Tuna, 31 Mayıs 2011’de Ankara’daki Hopa eylemine katıldığı için tutuklanan 22 öğrenci arasında yer aldı. Anne Tuna, 9 Aralık 2011’deki Hopa duruşmasına hazırlanırken 29 Kasım’da kızı Meltem Tuna’nın gözaltına alınmasının şokunu yaşamış. Uğur Tuna, yaklaşık 6 ay tutuklu kaldıktan sonra 9 Aralık’ta serbest bırakıldı. Hürü Tuna, şunları anlattı: “Oğlumun mahkemesine 10 gün kala ablasını baskınla aldılar. Bir yıldır, biz 12 Eylül darbesinin daha ağırını yaşıyoruz. Oğlum çıktı, kızım tutuklandı. Oğlum çıktıktan sonra, polisler okula gitmiş oğlumu araştırmış; kapımıza, muhtarlığa gelmişler... Şimdi de kızım Torba Yasa protestosuna katıldı diye savcılıktan kâğıt geldi. Sürekli baskı altındayız. Aynı 12 Eylül darbesi gibi. Adalet istiyoruz.”

Cumhuriyet / 28.05.12