Sivas’ın katili devlettir!

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 29 Haziran 2012
  • 08:45

Hesabını sormak için

2 Temmuz’da alanlara!

Kardeşler!

Sivas katliamının üzerinden 19 yıl geçti. Ama aradan nice yıllar geçse de bu vahşi katliamı unutmayacağız. Acımız ilk günkü gibi taze, öfkemiz tarif edilemeyecek kadar büyük. Unutmadık çünkü, insanlık tarihinde eşine ender rastlanabilecek böyle bir vahşi katliamı unutmak mümkün değil. Çünkü, Sivas’taki ateş hala yanıyor. Çünkü katiller yaptıklarının arkasında, ateşi yakan elleri boğazımızda!

Kardeşler!

Sivas’ta 35 canımızın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliam, üç beş yobazın işi değildir. Yobaz takımı figürandır. Tezgahlayan devlettir. Devlet, Ankara’daki en üst yöneticilerinden Sivas’taki yerel uzantılarına kadar tüm mekanizmasıyla katliamın içindedir. Planlayan, örgütleyen, yöneten ve uygulayandır.

Amaç bu kanlı karanlık düzende meşale olanların ışığını söndürmek, amaç mücadele edenlere gözdağı vermektir. Amaç zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmayanları bölüp parçalayıp yönetmektir.

Katliamın tüm bir seyri, Kanlı Pazar’da, Çorum’da, Maraş’ta ve daha nice devlet katliamında gördüklerimizle aynıdır. Günler öncesinden gerici medya tarafından örgütlenen kışkırtmalarla uygulamaya konulan senaryo, Madımak otelinin yakılmasıyla sona ermiştir. Tüm bunlar yaşanırken devlet önlem almak için kılını dahi kıpırdatmazken katliamda kullanılan gerici güruha kol kanat germiştir. Dönemin Başbakanı “çok şükür otelin önündeki halkın burnu dahi kananamıştır” diyerek bu gerçeği de itiraf etmiştir.

Katili suçüstünde yakalayan milyonlarca insan bunun için katliamın ardından haykırmıştır: “Katil devlet hesap verecek!”

Kardeşler!

Ama katil yakasını sıyırmak için oyundan oyuna başvurdu. Kendisini kurtarmak için her zaman yaptığı gibi suçu üç-beş füguranın üzerine attı. Bu amaçla göstermelik davalar açtı, tutuklamalar yaptı. Ama bunu yaparken dahi pervasızdı.

Öyle ki gerici yobaz takımından tutuklu olanları cezaevinde el üstünde tutuldu, bir süre sonra da serbest bırakıldılar. Bazılarına “aranıyor” yalanıyla kol kanat gerildi. Bazıları milletvekili yapıldı. Bakan oldular. Dün figürandılar, bugün başrole terfi ettiler. Arsızlık ve pervasızlıkta da zirve yaptılar, adını da “zamanaşımı” koydular.

Kardeşler!

Sivas’ın hesabını sormak için mücadelen başka yol yoktur. Bu gerçek aradan geçen 19 yıl boyunca döne döne kanıtlanmıştır sadece. Sivas’ın katili devletse, onun kapısında da adalet aranamaz. Bu kapıdan adalet aramak bu saatten sonra bile bile kendini aldatmaktır. Yağlı urgana bile bile boynunu uzatmaktır.

Katillerden, onların yasal ve siyasal uzantılarından, maskeli uşaklarından yakamızı kurtarmalı, onların kanlı tezgahlarını paramparça etmeliyiz. Bu devrimin yoludur. Bu yoldan ilerleyelim!

Kardeşler!

Bu dava alevi-sünni, hangi inanç ve milliyetten olursa olsun tüm emekçilerin davasıdır. Çünkü Sivas’ta yakanlar boynumuzdaki sömürü zincirlerini de tutanlardır. Bu nedenle Sivas’ta yakan elle ekmeğimize uzanan el aynıdır.

İşte bunun için Sivas’ın hesabını sormak demek, aynı zamanda zincirlerimizden kurtulmak demektir. Açlıktan, yoksulluktan, sömürüden kurtulmak demektir.

Öyleyse haydi el ele verelim 2 Temmuz’da alanlara çıkalım. Hep birlikte katillerin yakasına yapışalım! İnsanca bir yaşam, aydınlık, özgür ve mutlu bir gelecek için omuz omuza yürüyelim.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu