Samsun'daki felakette suçlu doğa değil!

  • Arşiv
  • |
  • Bilim-Teknik-Çevre
  • |
  • Çevre
  • |
  • 10 Temmuz 2012
  • 09:13

(10.07.12) – Samsun'da 3 Temmuz günü yaşanan yağışlar sonucu oluşan sel ve taşkınlar, soygun ve rant düzeni gerçeğinin yeni bir ispatı oldu.

Katliama dönüşün sel felaketinde 12 kişi yaşamını yitirirken bu sabah etkili olan sağanak nedeniyle, bir kişi daha yaşamını yitirdi. Hasarın ve can kayıplarının büyük bölümünün TOKİ tarafından yapılan konutların bulunduğu bölgede yaşanması ise "kentsel dönüşüm" adı altında insan hayatı hiçe sayılarak hayata geçirilen projelerin iflasını belgeledi.

Kahraman: Suçlu doğa değil

Katliama dönüşen sel felaketini gazetemize değerlendiren TMMOB'ye bağlı Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Samsun'da yaşanan felakette suçlunun doğa ilan edilemeyeceğini söyledi. Samsun'da yaşanan ölümlerden ve felaketin asıl sorumlularının, tüm uyarılara rağmen uygulamalarına devam eden TOKİ, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi, DSİ olduğunun altını çizdi.

ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman Samsun'da yaşanan felaketle ilgili sorularımızı yanıtladı.

- Sel baskının sonucunda yaşanan ölümler doğaya havale edildi. Siz bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu olayı doğaya havale etmemek gerekiyor. Çünkü siyasetçilerimiz bir afeti daha doğaya havale ettiler. Burada suçlunun, çok açık ve net bir biçimde bu işlemi gerçekleştirenler olduğu açığa çıktı. TOKİ, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Canik Belediyesi, DSİ'nin sorumlu olduğu ortaya çıktı. Sözkonusu planlar yapılırken bu dört kurum tüm uyarılara rağmen neden taşkın alanı içerisinde bir konut alanı yapılmasına izin verdiler. Hatta neden halen daha bu konutların inşaasına devam ediliyor. Cevap verilmesi gereken asıl soru budur. Kentsel dönüşüm projesi adı altında yapılan ve daha önce doğanın yarattığı koşullara göre yerleşmiş olan yapılar kaçak olabilir. Ama bu şekilde yerleşmiş olan yapıları yıkarak yerlerine yeni yapılmış olan bloklarda insanların hayatlarını kaybetmesinin tek nedeni, insan eliyle yapılmış olan hatadır. Burada da sorumluluk dört kuruma aittir.

- Bundan sonra ne yapılmalı?
Bugünden sonra ise hızla, bu yapıların boşaltılması gerekir. Buradaki plan çalışmalarının derhal elden geçirilmesi gerekiyor. Aksi taktirde, benzeri sonuçları çok yakında bir kez daha yaşarız. Yapılar yapılalı çok az bir zaman oldu. Olağanüstü yağışlardan bahsediliyor. Burası Karadeniz Bölgesi. Yaz sezonunda da aynı olağanüstü yağışlar devam edecek, 5 yıllık veya 10 yıllık periyotlarla bu yağışlar oldukça da biz aynı sel baskınlarından bahsedeceğiz.

- Hükümet yetkilileri ve yerel yöneticilerin, durumu savunan açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu projelerin savunulacak bir tarafı olmadığı ortadadır. Son yaşanan olay, bu projeler yapılırken keyfiyet unsurunun ne kadar ön planda olduğunun göstergesi oldu. Bu alanın sel, taşkın alanı olduğunu hesaplamadan yapılan bir planlamanın sonucunda TOKİ'nin inşa ettiği konutlar çöktü ve bu konutlarda 6 kişi yaşamını yitirdi. Bunun faturası kim tarafından ödenecek? Çünkü bu barınaklar insan için yapılıyor ama insanlar için potansiyel tehlike haline getiriliyor. Bu noktada birinci derece sorumlu olan bu kurumlardır. Sorumluluğu üstlerinden atmak üzere doğayı ve tanrıyı gösterdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul