Şahin istifa – Derya Sazak

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 25 Mayıs 2012
  • 04:52

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in NTV’ye yaptığı Uludere değerlendirmesi Başbakan Erdoğan’ın “ustalık kabinesi” nitelemesine gölge düşüren bir hükümet üyesinin “dinlendirilmesi” zamanına işaret ediyor.

Normal olarak bu kadar “gaf” yapan bir bakanın çoktan görevden alınması gerekirdi.

Şahin istifayı düşünmek yerine tuhaf açıklamalarını sürdürüyor.
Başbakan Erdoğan Pakistan gezisinde Uludere operasyonundan sonradan haberi olduğunu belirterek, “Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat” diyerek 34 kişinin hayatını kaybettiği bombalama konusunda özeleştiri yapmıştı.
Erdoğan’ın sözlerinin üzerinden 48 saat geçmeden İçişleri Bakanı Şahin’den felaketin kendisi kadar “felaket” açıklamalar geldi.
Şahin’e göre sınırda bombalanan köylüler, “hayatlarını kaybetmemiş olsalardı kaçakçılıktan yargılanacaklardı.”
Bakan’ın sözleri Evren’in 12 Eylül’deki ünlü “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü çağrıştırıyor.

34 kişi ölmeyip sağ kalsalardı mahkemeye çıkacaklardı!
Uludere’de hukuki ve insani açıdan beklenti; “yanlış istihbarat” sonucu öldürülen 17-18 yaşındaki çocukların “kaçağa gittikleri” belliyken köydeki karakol dahil uyarılmadan “PKK’lı oldukları” gerekçesiyle bombalanmasının sorumlularının bulunup yargılanması iken Bakan Şahin ölenleri suçlamaya devam ediyor.
Ölenler nedeniyle kaçakçılık davasının “gölgede kaldığını” söylüyor.
İçişleri Bakanı şöyle konuşmuş:

“Bu olay ,güvenlik güçlerimizin tecrübe hanesine yazılmıştır. Vur emrini Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı vermiş değil. Emri Ankara’da o görüntüleri analiz eden komutanlar vermiştir.

Yanlıştan doğru bir sonuç çıkmaz. Bu vatandaşlarımız kaçakçılık yaparken vurulmuştur. Sağ yakalansalar kaçakçılıkta yargılanacaklardı. Şimdi daha ağır bir sonuçla karşılaşınca, yargılanamaz hale gelince onlar hayatlarını kaybettikleri için kaçakçılık tarafı gölgede kalıyor. Kaçakçılık yapanlar 34 kişiyle sınırlı değil. O bölge KCK’nın kontrolünde. Para hareketinin kaynaklarından birisi kaçakçılıktır. 34 insanımız sadece figüranlardır. Bu gençler oraya götürülmüş kaçakçılık yaptırılmıştır. O insanlara kaçak malı veren PKK terör örgütüdür. O insanları katırlarıyla birlikte dolap beygiri gibi döndüren de onlardır.”
Şahin, Uludere katliamının “özür dilenecek mahiyette bir olay olmadığını” da söylüyor.

Bütün bu sözler artık bir “Şahin klasiği” olan gafların ötesine geçiyor.
İçişleri Bakanı, onca yıldır süregelen uyuşturucu trafiğini katırlarla taşınan mazot ve sigara nedeniyle bombalanan çocukların üzerine yıkıyor. Katırlardaki yükün silah olmadığı gerçeği de “istihbarat faciası”dır!
“İleri demokrasi”lerde bunca skandaldan sonra “gensoru”ya bile gerek kalmaz, bakan istifa eder.

Etmezse, Başbakan azleder!

Milliyet / 25.05.12