Özelleştirmelere karşı sınıfsal birliktelik çağrısı

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • 06 Temmuz 2012
  • 13:07

(06.07.12) - Türkiye'de düzen medyasında yer alan haberler, Kıbrıs'ın sermaye için rant ve sömürü alanı olan bir arka bahçe olarak görüldüğünü bir kez daha  işaret etti.

Türkiye'deki şirketlerin, Kıbrıs'ta özelleştirilecek kurumlara yönelik taleplerinin fazla olmasına ilişkin haberlere Kıbrıs'taki ilerici, devrimci güçlerin ve sendikaların tepkisi sert oldu.

Kızıl Bayrak'ın sorularını yanıtlayan Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı ve Basın-Sen Genel Sekreteri Canan Onurer, Kıbrıs'ta yapılan özelleştirme saldırısına karşı sınıfsal birlikteliğin önemine dikkat çekti.

"Halkın yüzde 68'i özelleştirmeleri istemiyor"

Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, özelleştirmeler bu noktaya gelmeden önce hükümetin tek başına böyle bir yetkiye sahip olmadığını söylediğini ifade etti.

Bıçaklı, "Halkın yüzde 68'i özelleştirmeleri istemiyor. Hükümet, karşı olunmasına rağmen, özelleştirmeleri gerçekleştirmek istiyor. Öncelikle özelleştirmek istedikleri kurum, kuruluş veya daireyi ekonomik sıkıntıya sokuyorlar. Sonra da halkın malını halka sormadan ona buna peşkeş çekiyorlar. Elbette peşkeşe talep çok olur"

"Sadece çalışanlar değil herkes karşı çıkmalıdır"

Konuşmasının devamında Bıçaklı, sadece özelleştirilen işyerlerindeki çalışanların buna karşı çıkmasının yeterli olmadığını, halkın tümünün görevi olduğunu söyledi.

Bıçaklı, "Özelleştirme Yasası ile bu ülkenin her kurumunun satışı Bakanlar Kurulu'na verilmiştir. Bakanlar Kurulu istediğinde, istediği yeri özelleştirebilecek. Yalnızca sendikalar yetmiyor. Halkın tümü karşı çıkmalıdır. Aksi takdirde KTHY'deki gibi ağlanacak"

"Türkiye'deki emek sınıfıyla daha sıkı işbirlik"

Türkiye'deki bazı sendikalarla istişare halinde olduklarını ve kimi zaman onlardan yazılı destek içeren bildiri aldıklarını belirten Bıçaklı, emek sınıfının birbirine sahip çıkması gerektiğini kaydetti.

Bıçaklı, "Gerek ülke gerekse ülke dışındaki emek sınıfı hassasiyet göstermeli ve destek verilmelidir. Türkiye emek sınıfından böyle bir beklentimiz vardır. Daha sıkı işbirliği halinde olunmalıdır"

"Sermayenin kimliği yoktur"

Basın-Sen Genel Sekreteri Canan Onurer, yapılan özelleştirmelerde Türkiye'den veya başka bir yerdeki sermayedara peşkeş çekilmesinin önemli olmadığını, önemli olanın özelleştirilen kurumlardaki çalışanların durumu olduğunu kaydetti.

"Basın-Sen başından beri özelleştirmelere karşıdır. Türkiye veya başka bir ülkenin firmaları tarafından özelleştirmelere talep olması, özelleştirilecek kurumlardaki çalışanlar ve ülkedeki işçiler emekçiler için bir şey değiştirmez. Sermayenin kimliği yoktur. Özelleştirmelerin her türlüsü işçiler ve emekçilerin hak ve çıkarlarını geriletir"

"Uluslararası sınıfsal dayanışma artırılmalıdır"

Konuşmasının devamında Onurer, Türkiye'deki ilerici, devrimci kurumlar, sendikalar, işçiler, emekçilerin fiili desteğinin önemine dikkat çekti.

Onurer, "Uluslararası sınıfsal dayanışma artırılmalı ve genişletilmelidir. Sendikamız Türkiye'deki emek sınıfıyla birlikteliğin güçlenmesi taraftarıdır. Özelleştirme saldırısının püskürtülebilmesi için Türkiye işçi sınıfı ve ilerici, devrimci kurumlar ile sendikaların fiili desteği gerekmektedir."

Kızıl Bayrak / Kıbrıs