Meclis tatilde TİS'ler askıda

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • 08 Temmuz 2012
  • 11:47

(08.07.12) – TBMM'nin tatile girmesi nedeniyle “Toplu İş İlişkileri Yasası”nın kanunlaşmaması, sendikaların toplu iş sözleşmelerinin fiilen askıya alınmasına neden oldu.
Sendikaların üye sayılarının güncellenmesini içeren yasal düzenleme meclisten geçmediği için yetki başvurularına bakanlık yanıt vermiyor.

Sermaye ve onun hizmetindeki hükümetin yeni dönem politikalarında önemli bir eşik olan “Toplu İş İlişkileri Yasası” işçi sınıfının kazanımlarına yönelik kapsamlı saldırı planlarını açığa çıkarıyor. İşçi sınıfını saldırılar karşısında hareketsiz bırakabilmek için sendikalar hedef tahtasına çakıldı. Hava işkolunda grev yasağının getirilmesi, Borsa'da da grev yasağının tartışılması tesadüf değil. Sendikaların elindeki en önemli silah olan grev hakkı alınmak ve işçi sınıfının örgütlülükleri dağıtılmak isteniyor. Sendikalara dayatılan işkolu barajı şartıyla mevcut sendikaların çok büyük bir kısmı işlevsizleşiyor. Sermaye hükümetinin yandaşı Hak-İş'in dahi sadece bir sendikası toplu sözleşme yapabilme hakkına sahip olurken DİSK'e bağlı sendikaların hiçbiri toplu sözleşme yapamıyor.

Mevcut sendikalı işçi sayısının düşüklüğü bu yasa ile bir kez daha gözler önüne seriliyor. %10 olan baraj yeni yasayla %3'e çekilmesine rağmen yetki Türk-İş'ten 8 ve Hak-İş'in bir sendikası dışında hiçbir sendikanın yetkisi bulunmayacak. Sermaye hükümetinin elinde önemli bir koz olarak tuttuğu yasayla, sendikal bürokrasinin muhalif tavrı kırılarak kıdem tazminatının gaspı için tehdit olarak kullanılıyor. Diğer yandan yüzde oranının değişebileceği ve mevcut yetkili sendikalara 5 yıl ek süre tanınması gibi önerilerle havuç-sopa taktiği devreye sokuluyor.

Türk-İş ve Hak-İş konuya dair görüşme için sermaye hükümetinin şefi Tayyip Erdoğan’ın tatilden dönmesini bekliyor. Sendikal bürokrasinin uzlaşmacı zihniyeti bu saldırı yasası karşısında da uğursuz rolünü üstlenerek emekçileri sokağa çıkarmadan masa başı çözüm hevesleri güdüyor. Erdoğan'ın da tatil sonrası randevu vererek icazet sınırlarına çektiği sendikalarla 'çözümü' konuşacağı ifade ediliyor.

“Çözüm” adı altında, asıl amaçlananın, işçi ve emekçilere yeni sömürü ve sefalet yasalarını kabul ettirmek olduğu aşikar. Sendikaları içi boş ve etkisiz kılmak için çıkarılan yasa toplu sözleşme hakkından öte sendikaları tasfiyeyi amaçlıyor. 12 Eylül referandumunda “iki sendikaya üyelik” adıyla vaatlerde bulunan sermaye hükümetinin gerçek yüzü yeni yasayla bir kez daha açığa çıkıyor. Toplu sözleşmeleri fiilen gasp eden, sendikaları tasfiyeyi amaçlayan saldırılara sokakta yanıt verilmediği sürece düzene geri adım attırılamaz.