PKK'ya karşı Lice'de dün başlatılan büyük çaplı operasyonun seyri ve Silvan'da bir PKK'lının cenaze töreninde yaşananlar, sadece Türkiye'nin çok şiddetli bir çatışma döneminden geçtiğini göstermekle kalmıyor ama aynı zamanda toplumsal bölünmenin derinleştiğine de işaret ediyor.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, BDP/DTK’nın 14 Temmuz’da Diyarbakır’daki mitingine ilişkin olarak BDP milletvekillerine sert bir şekilde yüklendi. AA’nın dünkü haberine göre Şahin şunları söyledi: “Olumlu bir şey ne var Allah aşkına? Olumlu bir düşünce yok, olumlu bir çalışma yok. Kan, kin, gözyaşı, ölüm, başka bir şey vaat etmeyen bir lanetli yapı ve onun adına hizmet etmeye gayret eden Diyarbakır’daki 14 Temmuz’daki zavallı 18 tane milletvekili. Başka ne diyeyim.”
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde dün sabah PKK’ya yönelik büyük bir operasyon başlatıldı. Çatışmalar sürerken operasyon güçlerine takviye askerlerin geçiş yoluna döşenen uzaktan kumandalı mayının patlaması sonucunda bir Kobra araç kullanılamaz hale geldi. DHA’nın haberine göre Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak “Güvenlik güçleri, Diyarbakır’ın Lice-Hazro ve Kocaköy bölgelerinde yol kesme faaliyetleri yapan terör örgütü mensuplarına yönelik bir operasyon başlattı. Operasyon hava destekli sürüyor” dedi. Bölgede yangınlar çıktığı yönündeki iddialar üzerine Toprak, “Bölgede yangının çıkması söz konusu değil, ama örgüt mensuplarının operasyon için araziye gelecek olan güvenlik güçlerine karşı döşediği patlayıcıların patlaması sonucu çıkan dumanlar olabilir” dedi.
BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş, çatışma bölgesinde çıkan yangını 100 kişiyle birlikte söndürdüklerini söyledi. Fırat Haber Ajansı’nın DİHA’ya dayanarak verdiği habere göre Erkuş, çatışmanın başlamasıyla yaklaşık 100 kişiyle birlikte bölgeye gittiklerini ancak özel harekât timlerince durdurulduklarını belirtti. Erkuş, kendi imkânlarıyla köy yolundan kırsal alana geçerek, yangına müdahale ettiklerini ve Dibek Köyü yakınlarında çıkan yangını söndürdüklerini ifade etti.
BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ise şunları söyledi: “Yangın hâlâ devam ediyor. Köylüler kendi imkânlarıyla yangını söndürmeye çalışıyor. Çünkü bu yangın söndürülmezse her tarafa yayılacak. Operasyon bölgesinin çok yakınında bekliyoruz. 1990’lı yıllardaki gibi dağlarımız yakılıyor.”
DHA’nın haberine göre dün saat 14.45’ten itibaren Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak yönüne geçişi başladı.
Irak
Irak Hükümet Sözcüsü Ali Debbag, Türk uçaklarının Irak hava sahasını ihlal etmesini kınadı. Reuters’in dünkü haberine göre Irak radarlarının sürekli şekilde Türk uçaklarını tespit ettiğini söyleyen Debbag “Irak hükümeti Irak’ın hava sahasına ve egemenliğine yönelik bu ihlalleri kınar ve Türkiye’yi Irak hava sahası ve topraklarının ihlal edilmesine karşı uyarır” diye konuştu.
PKK
Çatışmalarda ölen PKK’lıların cenazeleri Silvan, Yüksekova ve Hilvan’da kaldırıldı. Fırat Haber Ajansı’nın dünkü haberine göre Silvan’ın Çaldıran Köyü’nde Leyla Karsu’nun defin işlemi boyunca dağlık bölgeden silah sesleri geldi.
Gelişmeler neye işaret ediyor
Lice’deki çatışma ile Silvan’daki defin töreninin haber ajanslarına yansıyan ve burada detayı verilmeyen boyutu, sadece Türkiye’nin çok şiddetli bir çatışma döneminden geçtiğini göstermekle kalmıyor ama aynı zamanda bu çatışma halinin toplumsal bölünmeyi hızlı bir şekilde derinleştirdiğine de işaret ediyor.
Lice’de dün sabah başlatılan operasyon karşısında ister PKK’nın uzantısı deyin ister sıradan köylüler olduğunu söyleyin bir grup insanın çatışma bölgesine gitmesi, ölüm tehlikesine rağmen yangını söndürmeye çalışması -ya da başka bir açıdan operasyonu engellemeye çalışması diyelim- örgüt ile kitlenin bütünleşmesinin ne düzeyde olduğunu gösteriyor.
İçişleri Bakanı Şahin’in sözleri, bu bütünleşmeye olan bir tür ‘lanet okuma’yı temsil ediyor ama süreci tersine çevirebilecek herhangi rasyonel bir öneri ya da taktik içermiyor.
PKK’nın operasyon bölgesinde yola takviyeyi engellemek için mayın döşeyerek patlatması örgütün araziye hâkimiyetini ve taktik üretme kapasitesini gösteriyor.
Silvan’daki cenaze töreni ise düpedüz bir ‘selamlama’ya tanıklık ediyor. Köyün yakınlarında bir grup PKK’lının arkadaşlarını uğurlaması ilk bakışta normal görünse de o köyde yaşayanlar açısından bu sahnenin son derece etkileyici olduğu hissedilebiliyor.
Bütün bunların kamuoyu tarafından bilinmemesi ya da medyada mevcut gerçeğe ilişkin farklı versiyonların servis edilmesi, izlenen iletişim politikası açısından başarı olarak kaydedilebilir ama sorunun çözümüne katkısının olmadığı ve olma potansiyeli de taşımadığı bugüne kadar yaşananlarla artık kanıtlanmış sayılmalıdır. Kuşku yok, temmuz ortası itibariyle Ankara PKK’ya karşı mücadelesinde kısırdöngüye girmiş durumda. Kuzey Irak’a sürekli askeri baskıya ve ülke içindeki operasyonlara rağmen örgüt, askeri hedeflere saldırıyor, ulaşımı kendine uygun gördüğü yerde kesiyor, propaganda yapıyor, TIR’ları yakıyor, şantiyeleri basıp iş makinelerini imha ediyor, karakollara erzak götüren kamyonları yakıp şoförlerini kaçırıyor. Ama hedeflediği gibi ‘sistemi felç’ edemiyor. Ülkenin genelinde hayat normal akışı içinde devam ediyor.
Besbelli bir ‘pat’ durumu yaşanıyor. Tarafların açıklamalarına ve izledikleri çizgilere bakıldığında ne yazık ki bu durumun kış aylarına kadar, üstelik de şiddetlenerek devam edeceği anlaşılıyor.
Radikal / 18.07.12
