Kürt halkına uygulanan baskı, inkar ve imha saldırılarına son!

Başta Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması olmak üzere, Kürt diline uygulanan yasakların son bulması ve ana dilde eğitim ve savunma hakkı için Kürt siyasi tutsakların başlattığı Dönüşümsüz Süresiz Açlık Grevi kritik bir aşamaya gelmiş bulunuyor.

Son dönemde Kürt halkının yükselttiği mücadele karşısında acze düşen sermaye devletinin saldırıları yoğunlaşmış, Kürt halkını hedef alan baskı, inkar ve imha politikasına dayalı uygulamalar dizginlerinden boşalmış durumdadır. Sermaye devletinin Kürt halkına dönük saldırılarının tırmandığı bir dönemde, Kürt siyasi tutsakların cezaevlerinde başlattığı direniş tamamen haklı ve meşru taleplere dayanmaktadır. Zira sermaye devleti, bir taraftan kirli savaş yöntemleri ile Kürdistan’da gün be gün katliamlar düzenlemekte, köyleri bombalamakta, gerillaya yönelik imha operasyonları gerçekleştirmekte, öte taraftan Kürt siyasetçileri cezaevlerine doldurmakta, Kürt dili üzerindeki yasakları anadilde eğitim ve savunma hakkının gaspı ile sürdürmektedir. Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit politikası da Kürt halkına yönelik baskı, inkar ve imha politikasının bir devamı niteliğindedir.

Bütün bu nedenlerden dolayı cezaevlerinde Kürt siyasi tutsaklar tarafından başlatılan açlık grevinin talepleri kabul edilmeli, hapishanelerde uygulanan tecrit politikasına son verilmeli, Kürt halkına ve siyasetçilerine yönelik baskı ve zorbalık son bulmalı, Kürt dili üzerindeki her türlü yasak ortadan kaldırılmalıdır.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) olarak, Kürt halkının haklı ve meşru taleplerini savunuyor, Kürt halkına yönelik her türlü baskı, inkar ve imha politikasına karşı tüm işçi ve emekçileri, ilerici-devrimci kamuoyunu “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
25 Ekim 2012