Yaşam alanları’nın maketten satışını kısıtlayan yeni düzenleme konuşuluyor. Tamam, parasını verene vaat ettikleri maketi sunmayarak bu sistemi suiistimal eden vardır ama sorunun daha büyüğü, o maketlerin tam da aynısını hayata geçirmeleri değil mi aslında? Şehirlerin silgi darbeleriyle temizlenmiş kimi noktalarının tam da o maketlere benzemeleri değil mi?
Böyle Zart City, My Zort tipi ilanlarda insansız maketlerin dışında bir de insanlı mizansenler kullanılıyor. Çocuğuyla arasında 12 yaş var gibi görünen annelerle babalar, ancak korku filmlerinin başına yakışan aşırı doz mutlu aile sahneleri…
Oralarda kullanmak için sokaklarda yürüyen, kafelerde oturan, vitrin bakan insan fotoğraflarına ihtiyaç oluyor. Bir bakıyorsunuz, İstanbul’un ‘dönüşecek’ kadim bir mahallesinde yabancı görsel ajanslarından satın alınmış Doğu Avrupa bacaklı kadınlar, İskandinav sarısı adamlar… Çekilmiş çürük diş gibi duran yıkık Tarlabaşı evlerinin önünde ‘Yeni Tarlabaşı’nı tanıtan böyle mizansenlerle dolu paravanlar var. Her oradan geçişte bir fotoğraf bilhassa içimi acıtır. Aynı kaderde 12 kişiyle paylaştıkları ışıksız, rutubetli ‘odalarından’ ancak köşebaşına kadar çıkan Afrikalı göçmenlerden boşalan yere, takım elbiseli siyah bir işadamının gelecek olması kadar güzel bir özeti var mıdır bu işlerin? Irk ayrımı haşa; bizim işimiz sınıfla.
Günlerdir şu müjdeyi alıyoruz: Ali Ağaoğlu’nun hayali gerçek oldu.
“Bu değil, bu değil, ben farklı bir şey istiyorum. Bu hiç değil, bunları herkes yapıyor, sıradan bu.” Hem distopik bir gelecek maketi hem Fatih Sultan Mehmet’in ava çıktığı Belgrad Ormanı misali atla gezilebilecek bir orman… Yine ‘olmaz’ denileni yapmış Ali Ağaoğlu, derdi insanların mutluluğu çünkü. Bir kamu hizmeti, bir hayırseverlik projesi olarak kentsel dönüşüm, rantsal fetih…
‘Yaşam mimarı’ Ağaoğlu’nun son projesi ‘Maslak 1453’ün reklamları, bu yazıya eşlik eden fotoğrafı getirip çakıyor gözümün önüne. Ağaoğlu’nun en fazla 10 yaşındaki hali… Okuma bayramlarında, piyeslerde ne kılıklara girmedik ki hepimiz? Fakat o kılıkla büyümek?
Yüzündeki inançla, kılıç tutuşundaki ciddiyetle fethe hazır bu 10 yaşındaki yeniçeri, 14 yaşında hayatının ilk ihalesini alan Ağaoğlu. Gerçekten 14. Yeniçerilikten fatih padişahlığa erişme hayali hakikaten gerçek olmuş bir çocuk o. Son eserine ‘1453 metrelik alışveriş caddesi’ gibi süfli bir nedenden ‘Maslak 1453’ ismini vermesi, gizleyemediği fetih duygusunun ifşası sadece. Neden sadece bazılarının hayallerinin gerçek olduğuysa isminin zamanın ruhu olmasından kaynaklanıyor. Evet, tarih onu yazacak.
Radikal / 19.10.12
