Köyleri de yutup tüketirken – Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 27 Ekim 2012
  • 06:00

Sanayi toplumuna yetişemeyen bilgi toplumunu ıskalayarak inşaat sektörüne bağımlı birikim modeliyle kapitalist tarihin akışına katılan Türkiye de sonunda 'köylülüğü' yasayla tasfiye etmeye karar verdi...

Büyükşehir Kanun Tasarı'sıyla kurulacak 13 yeni büyükşehir belediyesiyle 18 bin 200 köy gayet otoriter tepeden inme icraatla 'mahalleye' dönüşecekler...

Zaten Tüm Türkiye'yi kent/kır hatta mera, doğal hayatı koruma alanı demeden 'beton dökerek' küreselleşmenin mücessem cüzi yapan totaliter devletçi anlayışa göre '18 bin 200 köyümüz' bir sabah uyanacaklar ki artık 'mahalle' olmuşlar...
Bu yasa aslında Türkiye'nin küçük çiftçi nüfusu, tarım üretimi ve hayvancılığını derinden etkileyecek ve çözecek bir 'Köysel Dönüşüm Projesi' ve yasanın motivasyonunu 'kırsal alanın baştan aşağı kapitalist ihtiyaçlara göre yeniden tanzimine' dayanıyor...

Dünyanın sanayileşmiş ülkeleri ABD, Fransa, Hollanda, Kanada ekonomilerinde tarımın payını artırıp dünyanın sayılı tarım ihracatçısı olurken, Türkiye'nin ise köylerinden mahalle çıkartması tam da 'açlık yüzyılı diye anılacak 21. yüzyılın' kapitalist iştahına uygun bir yapılanma modeli... 

Çünkü yerel ve otantik köylerin böyle kanunla mahalleleşmesi maalesef üretim ilişkilerindeki bir farklılaşmadan ziyade küçük tarımsal üreticinin derdest edilip kentsel tüketici nüfuslara katılacağını gösteriyor.

Pek tabii ki, kendi topraklarında yetiştirdikleri üretimden kopartılarak 'tarladan sofraya kapitalist üretim' zincirine doğrudan 10 milyon yeni müşterinin kayıtlanmasıyla da Türkiye'nin liberal düşü 'köylülük bitti' diye doya doya valilik izniyle kutlamalar yapabiliriz...

Yine antidemokratik bir yasayla Türkiye köylerinin neredeyse yarısını büyükşehir belediyelerine bağlayarak acul kentleşme atağını gerçekleştirirken tek şüphe edemeyeceğimiz husus; köy hayatının iliklerine kadar piyasalara teslimi...
Yasa tasarısında köylerin sahip olduğu toprak, mera ve yaylakların belediyenin tasarrufuna geçmesi başta hayvancılığın da tasfiyesiyle bu arazilerin yapılaşmadan endüstriyel tarıma hatta madencilikle talan edilmesi demek olacak...

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Büyükşehir Kanun Taslağı'yla ilgili yaptığı açıklamada 'bu kanunla köylülerin yaşam alanları üzerindeki haklarının gasp edildiğini ve amaç dışı kullanılacak köy arazileriyle köylülerin işsiz kalacağını ve yurtlarından olacağını, ülkede tarımsal üretimin düşeceğini ve halkın gıda sıkıntısına düşeceğine' dikkat çekiyordu...

Ama zaten gelişmiş ülkelerin sayıları 3-5 arasında değişen tekellerinin dünya tarımsal üretim ve gıda pazarını yönettiği günümüzde kendi toprağında yetiştirdiği gıdayla kendini doyuran nüfusları mülksüzleştirerek, gıda tüketicisi yapan Türkiye 10 yıl içersinde konut mezarlığına dönecek tarım arazileri, endüst-riyel atık coğrafyasıyla bölgenin en büyük gıda ithalatı bağımlısı olacak...

Tabii ki soru şu; köyleri başka türlü nasıl yutup tüketirdik ki...

Akşam / 27.10.12