Katliamcı devletten hesap sorma çağrısı...

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Eylem ve etkinlikler
  • |
  • 01 Temmuz 2012
  • 14:19

Sivas'ın hesabı sorulacak!”

 
(01.07.12) - 2 Temmuz Sivas Katliamı'nın 19. yıldönümünde katliamı unutturmamak, katliamın failinin devlet olduğunu haykırmak için ilerici ve devrimci güçler 1 Temmuz Pazar günü İstanbul Taksim'de yürüyüş gerçekleştirdi.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Devrimci Hareket, Emek ve Özgürlük Cephesi, Proleterce Devrimci Duruş, TKP 1920 ve KÖZ tarafından örgütlenen eylemde Kaldıraç ve Mücadele Birliği de katılımcı olarak yer aldı.

BDSP eyleme kızıl flamalar ve iki büyük boy sancakla katıldı. Sınıf devrimcileri, Sivas, Maraş ve Çorum katilamlarının sermaye devleti tarafından işlendiğini anlatan dövizler taşıdılar.

Galatasaray Lisesi önünde toplanmayla başlayan yürüyüşte “Sivas'ta yakan da aklayan da devlettir!” pankartı ve üzerinde katledilen 33 kişinin resimlerinin yer aldığı “Sivas şehitleri ölümsüzdür!” pankartı taşındı.

Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarla Sivas Katliamı'nı unutturmama çağrısı yapıldı. Devleti aklama amacıyla türlü çabalar harcandığı ifade edilerek devletin katliamcı yüzü teşhir edildi. Katliam döneminde devlet adına açıklama yapanların katliamı sahiplenmeleri teşhir edilerek hesap sorma çağrısı yükseltildi.

Katliamın sorumlusu devlettir!”

Yüzlerce ilerici ve devrimcinin katıldığı yürüyüşün ardından Taksim Tramvay Durağı'nda basın açıklaması okundu.

“Tarihi Alevilere, Kürtlere, işiçilere ve emekçilere, devrimci ve ilerici güçlere yönelik sayısız vahşet ve katliamlarla dolu olan devlet, bundan tam 19 sene önce 2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak Oteli'nde dinci-gerici ve faşist güruhlar eliyle 35 canımızı diri diri yakarak katletti” sözleri ile başlayan açıklamada aradan geçen 19 senede olayın üstünü örtmek için her şeyin yapıldığı söylenip zamanaşımı kararıyla katliamın aklandığı, katliamcıların da korunduğu ifade edildi. Zamanaşımı kararıyla devletin rolünün açığa çıktığının belirtildiği açıklamada “19 yıldır türlü hile ve düzenbazlıklarla halkı oyalamaya çalışan devlet, bu kararla Sivas Katliamı'nı üstlendiğini ifade etti” denildi.

Belediye Başkanı'ndan Sivas Valisi'ne, Başbakan'dan sözde “laik” TSK'ya kadar sermaye devletinin kurum ve temsilcilerinin katliam günü ve bugünkü açıklamalarıyla katliamı sahiplendikleri söylendi. Sivas'ta katledilenlerin unutulmadıkları ifade edildi.

Açıklamada son olarak geçmişten günümüze devletin demokrasiden anladığı şeyin baskı ve şiddet olduğu ifade edilerek Çorum'dan Sivas'a, 1000 operasyondan 19 Aralık cezaevi katliamlarına, Roboski'ye kadar uzanan katliamlar sayıldı.

Katliamlar sömürü düzeninden kopuk değildir!”

Devletin bugün KCK adı altındaki operasyonlarının da aynı amaca hizmet ettiği ifade edilerek 700'ü aşkın öğrenci ve 100'ü aşkın gazetecinin tutuklu olduğu aktarıldı. Son KESK baskınlarına da değinilerek “Emperyalist-kapitalist sistemin krizi derinleştiği oranda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de devlet, krizin yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmak için ellerindeki tüm imkan ve araçları kullanıyor. Hazırlanan istihdam paketleri ve çıkarılan iş yasaları ile taşeronlaştırma ülke çapında yaygınlaştırılıyor, işçi ücretleri en asgari düzeye çekiliyor ve esnek çalışma adı altında işçilerin hakları gaspediliyor” denildi. Açıklamada, katliamların sömürü düzeninden kopuk görülmemesi gerektiği vurgulandı.

Basın açıklamasının ardından eylem sonlandırıldı.

Eylem boyunca “Sivas'ın hesabı sorulacak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!” ve “Dün Maraş'ta, bugün Sivas'ta, çözüm faşizme karşı savaşta!” sloganları sıklıkla atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul