Firavun'un ipi sermayenin elinde

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • 03 Haziran 2012
  • 11:17

(03.06.12) - Mısır'da aralarında Hüsnü Mübarek'in de bulunduğu yöneticilerin yargılanmasından karar çıktı. Çıkan karar diktatör devrilse de diktatörlüğün sapasağlam durduğunu kanıtlar nitelikte. Hüsnü Mübarek için verilen müebbet hapis cezası bazı gerçekleri gizlese de emekçiler yargı kararına tepkilerini sokaklarda eylemlerle gösteriyor.

Mahkeme kararının açıklandığı geceden itibaren eylemler de başladı.

Bir grup protestocu, Tahrir Meydanı'nında yeniden kamp kurarak geçici bir tepki göstermediklerini ifade ediyorlar.

Mahkemenin Hüsnü Mübarek ve eski İçişleri Bakanı Habib El Adli'ye ömür boyu hapis cezası vermesi fakat diğer üst düzey yöneticileri beraat ettirmesi, Mübarek ve oğullarının yolsuzluk suçlamasından aklanması emekçileri sokaklara taşıdı.

Kahire'nin dışında bulunan eski polis akademisi binasında görülen davada, Hüsnü Mübarek ve El Adli göstericilerin öldürülmesinden sorumlu tutuldu.

Eylemler sırasında gerçekleşen saldırılarda 850 kişi hayatını kaybetmişti.

10 ay süren mahkemenin kararı bir iktidar aygıtı olarak sermaye devletinin sürdüğünü de gösteren bir karar verdi.

Yargıç, ömür boyu hapis cezasını açıklarken kullandığı ifadelerle emkçilerin gözünü boyamaya çalışsa da başarılı olamadı. "Mısır halkının Mübarek liderliğinde 30 yıl boyunca karanlıkta yaşadığını" söyleyen yargıça emekçilerin cevabı hala karanlıkta yaşadıkları oldu.

Mahkeme sürecinde Hüsnü Mübarek ve eşinin 'tutuklu' olduğu özel sağlık kliniğindeki konfor bile sermaye devletinin Mısır'daki konumunu alenen yansıtıyor. Mübarek saunalı, 24 saat 5 özel hemşirenin hizmet ettiği, suit odada bulunuyordu. Suzan Mübarek, bir hemşireyi yüksek sesle konuştuğu için tokatlayabilecek kadar kimliğini korumaya devam ediyor.

Mübarek, kararın açıklanmasının ardından Kahire yakınlarındaki Tora Hapishanesi'nin hastanesine götürüldü .

Sonuç itibarıyla, Hüsnü Mübarek koltuktan indirilse de ne eşitlik ne de özgürlük talebi karşılığını üretmedi. Sermaye iktidarının sunduğu kısmi sosyal haklarsa emekçileri ikna etmiyor.

Emperyalist ve kapitalistlerin Mısır'da yönetim aygıtını yeniden inşa ettikleri bir süreçte emekçiler taleplerini alanlarda haykırmaya devam ediyor. Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi (SCAF) eliyle kitleleri baskı altında tumaya çalışan, seçim aldatmacasıyla mücadeleyi sandıkta boğmaya çalışan sermaye bu çabalarından sonuç alabilmiş değil.