ETHA ve Atılım Gazetesi, 26 Haziran'da Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından bürolarımıza yapılan baskınla ilgili polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, TGC Onursal Başkanı Nail Güreli, HDK, DİHA, Gündem Gazetesi, Yarın Gazetesi, Özgür Gelecek Gazetesi ve Emek Ve Özgürlük Cephesi destek verdi.
"Özgür basın susturulamaz", "ETHA-Atılım susmadı susmayacak" sloganlarının atıldığı eylemde ajansımız editörü Arzu Demir bir açıklama yaptı. Ajansımızın son bir haftada yayımladığı haberlerden bazılarını hatırlattı: "Metro göçüğünde ihmal var", "Roboskî'ye adalet nöbeti bugün başlıyor", "Kürtaj tartışmasız bir haktır", "İleri demokraside Taksim modeli", "Yangın değil devlet katliamı."
Atılım Gazetesi'nin ise "Anadil haktır, seçilemez", "Zulme karşı isyanı büyütelim", "Faşizmi yeneceğiz" şeklindeki manşetlerini de aktaran Demir, baskının gerçek nedeninin bu haberler olduğunu söyledi.
Polisin el koyduğu "deliller" arasında, görüntü ve fotoğraf arşivleri, ses kayıt cihazları, kamera ve fotoğraf makinelerinin hafıza kartları, haber notları, ajandalar, bilgisayarların hard diskleri ve onlarca kitap olduğunu söyleyen Demir, "Amerikalı yazar Jack London'ın kitaplarını son anda kurtarabildik" dedi.
POLİS DELİL ÜRETME ÇABASINDA
Arzu Demir, polisin kurumlarımıza ayak bastığı ilk anda komplosuna 'delil üretme' çabasında olduğunun açıkça görüldüğünü ifade etti.
"Komplonun temeli, ajansımızın 'MLKP örgütünün yayın organı olduğu' iddiasına dayanıyordu. Komplonun 'delil'lerini oluşturmak amacıyla, belge olarak arşivimize dâhil ettiğimiz 15 yıllık bütün illegal devrimci örgütlerin eylem fotoğrafları alındı" diyen Demir, sunucumuzdaki bütün bilgilere de el konulduğunu, yani haber arşivi ve şirket sırlarımızın polisin elinde olduğunu söyledi.
Arzu Demir, "Kötü niyetle yapıldığı başından belli olan bu operasyonda, bundan sonra karşımıza delil olarak çıkartılacak hiçbir şeyin hukuki değeri olmadığı şimdiden açığa çıktı" diye konuştu.
Polisin arama sırasında kendi yasalarını bile uygulamadığını, avukatımız gelmeden arama işlemine başlandığını, hazirun diye getirdikleri azaların sadece polisin gösterdiği şeylere imza atmakla meşgul olduğunu söyleyen Demir, hukuksuz arama nedeniyle tutanakları imzalamadıklarını ve dosyada 'kısıtlama' kararı olduğu gerekçesiyle polisin arama tutanağını bile avukatlara vermediğini bildirdi. Demir, bunun Terörle Mücadele Yasası'nın bir sonucu olduğunu dile getirdi.
"AKP'nin polisi, ajansımızı tam bir kuşatma altına almak için devletin diğer kurumlarını da devreye sokmuştu" diyen Demir, polisin, SGK'ya, İGDAŞ'a ve BEDAŞ'a ihbarda bulunarak, "kaçak işçi, kaçak doğal gaz ve kaçak elektrik" araştırması yaptırdığını hatırlattı.
YAYINIMIZ BİR GÜN BOYUNCA DURDU
Demir, ayrıca "Savcılığın hakkımızda verdiği herhangi bir gözaltı kararı olmamasına rağmen binadan çıkışımız engellendi. Saatlerce binada fiili olarak gözaltında tutulduk. Bu nedenle haber takibi yapamadık ve abonelerimize gün boyu haber geçemedik. Polis fiili olarak bir gün boyunca yayınımızı durdurmuş oldu" dedi.
Arzu Demir, şunları söyledi: "Adliyelerin önlerinden defalarca seslendik, bir kez daha sesleniyoruz. Bu topraklarda hapsetmelerle, öldürmelerle, toplatmalarla yok edemediğiniz çok güçlü bir sosyalist basın, özgür basın geleneğinden geliyoruz. Bu gelenek asla baş eğmedi ve diz çökmedi. Biz de zulüm karşısında baş eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. Gerçekleri halklarımıza ulaştırmaya çalışırken, sosyalist gazeteciler olarak tutsak meslektaşlarımız için özgürlük istemeye, basın özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğiz."
Açıklamanın ardından, arama, el koyma işleminde görevli olan polisler hakkında "görevi kötüye kullanma, hürriyeti tahdit, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından soruşturulması istenen suç duyurusu dilekçesi savcılığa verildi.
Etha / 28.06.12
