'Düşmanın' hedefinde öğrenciler var

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Zindanlar
  • |
  • Devlet terörü
  • |
  • 27 Haziran 2012
  • 12:53

(27.06.12) -Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi Cezayir restaurantta yaptığı basın toplantısıyla tutuklu öğrenciler üzerine hazırladıkları raporu sundu.

Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Karlı tarafından sunulan raporda tutuklamalarda "düşman ceza hukuku" ideolojisiyle hareket edildikçe tutuklu öğrenciler sorununun değişmeyeceği söylendi. Raporda tutuklu öğrenci rakamının avukatlar ve gönderilen mektuplarla belirlendiği ifade edilerek 771 tutuklu öğrenci olduğu aktarıldı. Bu sayının eğitim durumları tam bilgilerine ulaşılamadığı için çok az sayıda lise ve dershane öğrencisinin, geri kalanının ise üniversite öğrencisi olduğu belirtildi.

Rapor, tutuklu öğrencilerin yargılandığı iddianamelerden örnekler, hüküm verilen davalar, kaldıkları cezaevilerinde yaşanan hak ihlalleri, tutukluluklarının eğitim hakkında yarattığı ihlaller, sonuç ve çözüm önerilerinden oluşturuldu. Raporu hazırlayanlardan Ahmet Saymadi, Adalet Bakanlığı tarafından ifade edilen 209 tutuklu öğrenci sayısının bu raporla birlikte çürütüldüğünü söyledi.

Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Karlı, Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) üzerinde durdu.

“771 öğrencinin çoğunluğu örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet yürütmekten tutuklu. Hiçbiri şiddete bulaşmamış. Bunun içinde Kürtçe eğitim, parasız eğitim gibi demokratik haklar var. 2008'de Yargıtay'ın verdiği emsal kararla, bir örgütün çağrıcılığını yaptığı eyleme katılmak; o örgütle hiçbir alakanız olmasa da suç unsuru oldu.” denen açıklamadaçözüm içinse şunlar söylendi: “Çözüm için ilk adım olarak TMK ve ÖYM'ler kaldırılmalı, TCK'da insan haklarını öne alan düzenleme yapılmalı. Ancak esas olarak düşman ceza hukuku ideolojisi değişmeli.”

TODİ'den Deniz Gedik, öğrencileri terör kapsamında yargılamanın toplum üzerindeki etkisilye “törör örgütü üyesiymiş” algısı yarattığını söyledi.

“Tutuklu öğrencilerin davalarını izlemek, basın açıklaması yapmak dahi örgüt üyeliğine bir neden. Bununla dayanışma da ortadan kaldırılmak isteniyor” diyen Gedik, iddianamelerin yetersiz delillere dayandığını ifade ederken bir örnek olarak Kürt öğrencilerin nüfus cüzdanlarının bile delil olarak yer aldığını aktardı.

Seçil Doğuç, acilen tedavi görmesi gereken hasta tutuklu öğrenciler olduğunu belirterek cezaevlerindeki hak ihlallerine değindi.

Başak Demir ise tutuklu öğrencilerin sınavlara girebilmek için bin lirayı bulan nakil ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, eğitim için gereken en temel ders notlarının dahi cezaevlerine sokulmadığını söyledi.

Deniz Gedik, üniversite yönetimlerinin keyfi tutumlarına değinerek Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Disiplin Yönetmeliği'ne yaslanaraj, tutuklu öğrencilerin cezaları onanmadan okuldan atıldıklarını söyledi.

Geçtiğimiz yıl 28 Ekim'de “KCK” kapsamında tutuklanan ve 2 Temmuz Pazartesi günü ilk kez mahkemeye çıkacak Marmara Üniversitesi öğrencisi Büşra Beste Önder'in annesi Hande Özsoylu, “Kızımın beyin hastalığı var ve içeride yeterince tedavi edilemiyor. İçeride ders çalışma imkanları çok kısıtlı” dedi.