“Deremiz Şekerbank'a sermaye olmayacak!”

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Sosyal sorunlar/saldırılar
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 03 Haziran 2012
  • 05:57

(03.06.12) - Sermaye hükümeti gerekli yasal düzenlemeleri de yaparak ülkenin dört bir yanında doğayı sermayeye peşkeş çekiyor. Hidro Elektrik Santrali (HES) projeleriyle birçok yerde doğa katliamları yaşanıyor. Bunlardan biri de Derebaşı HES projesi.

Trabzon Solaklı Vadisi’nde yapılmak istenen HES'e karşı başta bölge emekçileri olmak üzere birçok kesim tarafından protesto gösterisi düzenlenmekte. Karaçam ve Köknar halkı, dün (02 Haziran) HES projesini yapan Şekerbank önünde protesto eylemi gerçekleştirdiler.

Eylemde, “devletin 'güvenlik' kuvvetlerinin, HES şirketleri ve yerel taşeron şirketlerle el ele vererek Trabzon Solaklı Vadisi Karaçam ve Köknar halkına benzeri görülmedik bir baskı ve şiddet uygulamakta” olduğu aktarıldı.

Açıklamada, HES projesi için mahkeme sürecinin devam ettiğini ve bilirkişi raporlarıyla benzer projelerde de olduğu gibi iptal edilmesi bekledikleri söylendi.

Sermaye devletinin OHAL uygulamalarına da değinen açıklamada son durum şöyle aktarıldı:

“Bu arada HES projesine karşı aylardır mücadele eden köylülere gözaltı operasyonları başlatılmış, 4 kişi gözaltına alınmış, mahkeme kararı olmadan evlere girilmeye çalışılmış bu konuda köy muhtarlarına baskı yapılmış, 80 yaşında bir dedemiz göz altına alınmak istenmiş, güvenlik kuvvetleri küçümseyici, onur kırıcı hakaretlerde bulunarak halkı karşısına almıştır, tarafsızlıklarını yitirmişlerdir. Bugün bu süreç hala devam etmektedir. Bölge adeta işgal altındadır.”

DEREBAŞI ENERJİ A.Ş’nin ana ortağının ŞEKERBANK olduğunu ifade ederek bundan dolayı Şekerbank önünde eylemde oldukları ifade edildi.

Açıklama şu ifadelerle bitirildi:

“Ve son olarak bütün kamuoyunu Trabzon Solaklı vadsindeki durumun ciddiyeti konusunda uyarıyoruz:

Açıkça bilinmelidir ki, yaşam alanlarını savunmaktan başka suçu olmayan Karaçam ve Köknar halkını karşısına alanlar, Hopa’dan Munzur’a, Peri Suyu’ndan Gerze’ye, Pasur’dan Bartın’a, Loç Vadisi’nden

Tortum’a, Sinop’tan Akkuyu’ya omuz omuza mücadele vermenin gücünü keşfeden bütün yaşam savunucularını ve Karadeniz toplumunu karşılarına almaktadır. Mafyatik tehditler, otoriter, baskıcı ve antidemokratik uygulamalarla şanlı direnişimiz asla durdurulamayacaktır.”

HES protestolarına sermaye devletinin cevabı şiddet ve baskı olarak geri dönüyor. Eylemler sonrası köyler jandarma tarfından basılıp, yaşlı ve hasta insanlar dahi dövülerek, biber gazı sıkılarak tam anlamıyla olağanüstü hal uygulamalarına maruz bırakılıyor.