Demiryolu ölüm yolu...

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • 03 Haziran 2012
  • 13:45

(03.06.12) - İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Mayıs Ayı İş Cinayetleri Raporu'nu, Haydarpaşa Gar'ında açıkladı.

Haydarpaşa Gar'ının kapanmaması için gerçekleştirilen eyleme katılan meclis bileşenleri, buradaki eylemin ardından basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Ez 69 işçi yaşamını yitirdi

Mayıs ayı raporunda demiryollarında yaşanan işçi ölümlerine dikkat çeken İSİG Meclisi, aşırı ve hızlı çalışma, önlemsizlik, taşeronlaştırma nedeniyle Mayıs ayında en az 69 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

“Artık yeter! Demiryolu ölüm yolu olmasın!” denilen eylemde basın açıklamasını Birleşik Taşımacılık Sendikası 1 No'lu Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Mithat Ercan okudu.

Mayıs ayındaki ölümlerin en çok inşaat, enerji ve mevsimlik tarım sektöründe yaşandığını belirten Ercan, Mayıs ayında sadece bina ve yol inşaatlarında 15’i yüksekten düşme nedeniyle toplam 22 işçinin hayatını kaybettiğini, Yine ekonominin gözbebeği sektörü olarak lanse edilen enerjide ise 11 işçinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Meclisin Mayıs ayı raporuna göre; hidroelektrik santrallerinde meydana gelen göçükler, boğulmalar ve elektrik direklerinde çarpılan işçiler enerji sektörünün işçilerin canıyla büyüdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Diğer yandan havaların ısınmasıyla birlikte çoğunluğunu Kürt köylülerinin oluşturduğu mevsimlik tarım işçisi 6 işçi can verdi.

Rapora göre; Diyarbakır ve İstanbul’da 8’er işçi; İzmir’de 7 işçi; Giresun’da 4 işçi; Adana, Gaziantep, Kayseri, Mersin ve Sivas’ta ise 3’er işçi hayatlarını kaybetti… Giresun Dereli’de yapımı süren “Suta” isimli HES inşaatında kalıp dökme işlemi yapılırken kalıpların patlaması sonucu 4 işçi olay yerinde hayatını kaybetti. Ölen işçilerden Eren Erdem 16 yaşındaydı ve sigortasız çalışıyordu. Diğer yandan kamuoyunun pek gündemine gelmeyen bir toplu ölüm daha yaşandı. Diyarbakır Akbaş Köyü İlköğretim Okulu’nda eğitim veren 4 öğretmen okul çıkışı eve dönüş yolunda geçirdikleri kaza sonucu hayatlarını kaybetti… 1 Mayıs günü yaşamını yitiren 26 yaşında genç bir sinema emekçisi olan Selin Erdem, set emekçilerinin güvencesizliğinin somut bir göstergesiydi…

Demiryolcu kanı aktı

Demiryollarında 2012 yılında da demiryolcu kanı akmaya devam ettiğine dikkat çeken Ercan, geçtiğimiz ilk beş ayda sadece 20’nin üzerinde demiryolcunun tren kazalarında yaralandığını söyledi.
Açıklama şöyle devam etti: “4 demiryolcu arkadaşımızı ise iş cinayetleri sonucu kaybettik. 2 Ocak’ta Kahramanmaraş’ta Aziz Şensoy, 15 Ocak’ta Ankara’da Erkan Çimen ve 24 Ocak’ta Sivas’ta Âdem Doğan hayatlarını kaybetmişti. 9 Mayıs gecesi saat 23.00 sularında ise buraj çalışması yapan İbrahim Tozluk, Eskişehir- Hasanbey mevkiinde konvansiyonel tren hattı ile hızlı tren hattı arasında yaralı bulunarak hastaneye kaldırılmış ancak yolda yaşamını yitirmiştir. İbrahim arkadaşımız hızlı tren hattı bakım şirketi taşeron çalışanıydı. O’nun şahsında demiryolcuların ve tüm işçi sınıfının başı sağolsun… “

İş cinayetleri konusunda demiryollarında da benzer bir süreç yaşandığına vurgu yapan Ercan, tren kazaları ve iş cinayetlerinin dünyanın en güvenli ulaşım ağı olan demiryollarında da kader olarak görülmeye başlandığını ifade ederek açıklamayı şöyle sürdürdü:

“Ölümlerin ve kazaların çetelesi tutulmaz oldu. Var olan demiryolu ve demiryolcu güvenliği ortadan kaldırıldı. Karayollarında meydana gelen trafik kazaları gibi kanıksanan tren kazaları bir yana iş cinayetleri tavan yapmaya başladı.

Nitekim devlet ve sermaye de yıllardır söylediğimiz bu gerçekleri kabul etti. Bizzat Avrupa sermayesinin finansmanı ile hazırlanan “Türkiye’de Demiryollarının Reformuna Yönelik Teknik Yardım” kapsamında hazırlanan “Boşluk Raporu” taslağındaki değerlendirme şöyledir: “Mevcut iş uygulamalarının genel olarak modern bir demiryolunda bulunması gereken emniyet standartlarını karşılamadığını ve TCDD konvansiyonel demiryolu sistemindeki mevcut duruma ilişkin olarak yapılan analizde, teknik emniyet sistemlerinin şebekenin büyük bir bölümünde mevcut olmadığı tespit edilmiştir.” Bu tespit aynı zamanda bugüne değin yaşanan tren kazaları ve iş cinayetlerinin sorumlusunu da ortaya koymaktadır. Demiryolu yönetiminin de aynı zamanda itirafıdır.

Son yaşanan iş cinayetlerinin demiryollarında güvencesiz olarak hizmet eden çalışanlarda yoğunlaşması da demiryolu kanunuyla “demiryolcusuz demiryolu” öngörenlerin ve bunu uygulamaya koyanların sorumluluğunu ortaya koyduğu gibi yakın gelecekte yaşanacaklar hakkında da ipuçları vermektedir.

Sorumlular başta AKP iktidarı olmak üzere ve 10 yıldır demiryollarını yöneten ama yaşanan bunca ölüme rağmen gerekli önlemleri almak yerine yeniden yapılanma uygulamaları ile kazalara ve ölümlere davetiye çıkaran demiryolu yönetimidir. Zaman aşımı onları ceza almaktan kurtarabilir. Ama kamuoyu vicdanında mahkûm olmaktan hiçbir zaman kurtulmayacaklardır. Demiryollarında örgütlü olup bu ölümler karşısında sesini çıkarmayan her kurum da en az demiryolu yönetimi kadar sorumludur.

Sonuç olarak başta AKP iktidarı olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD yönetimine bu cinayetlerin durması için “demiryollarındaki, az adamla çok iş, yeniden yapılandırma adı altına tasfiye ve taşeronlaştırma uygulamalarına” son vermeye çağırıyoruz.

Artık yeter! Demiryolu ölüm yolu olmasın!”