Cumartesi Anneleri Mehmet Ağar'a yürüdü

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 28 Mayıs 2012
  • 08:35

(28.05.12) - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 17. yıldönümünde Mehmet Ağar'ın tutuklu bulunduğu cezaevinin önündeydi.

'Ağar kayıplarımız nerede?' diyen Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilenlerin sorumlusu ‘Bin operasyon yaptık’ diyen Mehmet Ağar olduğunu söylediler.

İstanbul, İzmir ve Aydın'dan gelen kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği üyelerinin katıldığı eylemde, ülkücü bir grup provokasyon yaratmak istedi. Çevredeki ağaçlara Türk bayrakları asan grubun provokasyon çabası sonuç vermedi.

Annelere barikat

Cezaevine 100 metre kala önleri polis barikatıyla kesilen Cumartesi Anneleri, oturma eylemi ve konuşmalar yaptı.

Kayıp fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “Biz hep birbirimize seslendik. Bugün Ağar’a sesleniyorum. Yüreğimizden alıp kopardın, bağrımızdan söküp aldın canlarımızı. Çocuklarımızı yetim bıraktın. Sen Mehmet Ağar, ya buradasın ya da değilsin. Sesimizi ya duyuyorsun ya da duymuyorsun. Cezaevinde olduğundan bile emin değiliz. Çünkü sen devletle bir pazarlık yaptın” diye konuştu.

Halil Aksoy’un eşi Fikriye Aksoy da o dönemde yaşananlardan Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’in sorumlu olduğunu söyleyerek, Mehmet Ağar'ın peşini bırakmayacaklarını ifade etti.

Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl ise Mehmet Ağar’ın burada tatil yaptığını söyledi.

Hüseyin Toraman'ın annesi Hatice Toraman, Ağar'ın oğlu kaybedildiği zaman, önce “burada” dediğini ancak daha sonra kabul etmediğini ifade etti.

Yusuf Erişti'nin kızkardeşi, kardeşi öldürüldüğü zaman Ağar'ın İstanbul Emniyet Müdürü olduğunu hatırlattı, Ağar'a “Kardeşimin kemikleri nerede” diye sordu.

Eylemde konuşan, Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, kardeşi işkence edilerek öldürüldüğünde Ağar'ın Emniyet Genel Müdürü olduğunu ve suç ortağının da Çiller hükümeti olduğunu, adalet için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, oğlunu kendi elleriyle karakola teslim ettiğini ve yıllardır onu aradığını söyledi. Ağar'a “Kabusun olacağım” diye seslenen Yıldız, gözyaşları içerisinde, “Ben bu acıya nasıl katlanacağım. Benim yavrumun bir parça kemiğini versinler” dedi.

Polisler tarafından dövülerek öldürülen Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe, oğlunun gazeteci olduğunu, Gazi katliamında Mehmet Ağar'ın suçlarını açığa çıkardığı için öldürüldüğünü söyledi. Göktepe, “Metinimi de Ağar, Çiller öldürdü. Mehmet Ağar, taşlar altında kalsın. Biz onun peşini bırakmayacağız” dedi.

Gazi katliamında yaşamını yitiren Zeynep Poyraz'ın babası Cemal Poyraz, Gazi katliamının sorumlularının elini kolunu sallayarak sokakta dolaştığını söyledi. Ağar'ın da bu katliamın sorumlularından olduğunu belirten baba Poyraz, katliamlara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

İHD İstanbul ve Aydın şubeleri adına açıklamayı okuyan Sebla Arcan, Ağar’a verilen ödül gibi cezaya itiraz etmek için geldiklerini belirterek, “Arkamızdaki cezaevinde bir kahraman edasıyla yatan Mehmet Ağar'a sesleniyoruz; 12 Eylül darbe döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele komiserliği yaparken, on binlerce insanın işkence görmesi emrini sen verdin. İşkencehanelerinde Süleyman Cihan gibi onlarca insanın katledilmesi senin sorumluluğundaydı. Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren, Nurettin Yedigöl, Maksut Tepeli ve onlarca insanımızın faili sensin. 'Polisin Genelkurmay Başkanı' olarak anılan sen, 90'lı yıllarda 'devlet adına yaptık' dediğin bin operasyonu organize edenlerin başında değil miydin? Yüzlerce insanımızı Kürt oldukları için, sosyalist oldukları için, resmi ideolojiye boyun eğmedikleri için kaybeden, katleden zincirin ana halkalarından biri sen değil miydin? Sana verilen 2 yıllık ödül gibi cezanın 'devletin bekaası' için olduğunu biliyoruz. Katlettiğiniz, kaybettiğiniz evlatlarımızın hesabını vereceksiniz. Bizden kurtuluşunuz yok, peşinizdeyiz” dedi.