Birleşik Metal'de temsilciler kurulu

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Sendika
  • |
  • 02 Temmuz 2012
  • 14:58

(02.07.12) - Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Temsilciler Kurulu, 30 Haziran 2012 tarihinde Gönen Kemal Türkler Eğitim ve Tatil Sitesi’nde toplandı.

Ağırlıklı olarak emperyalist savaş ve işçi ve emekçilere dönük saldırıların tartışıldığı kurul ilk olarak 2012 1 Mayısı'nın görüntülerinden oluşan bir sinevizyon gösterimiyle başladı.

Saat 09.00’da 350 kurul üyesinden 290’ının katılımıyla başlayan kurulda, sinevizyon gösteriminin ardından iki sunum gerçekleştirildi.

İlk olarak Kristal-İş Sendikası TİS Uzmanı Can Şafak, “DGM’yi ezdik, sıra MESS’te! / Büyük Grev 1977” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. ’77 Grevini ayrıntılı bir şekilde anlatan Şafak’ın ardından sözü Çalışma ve Toplum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve İş Hukuku Uzmanı Av. Murat Özveri aldı.

Özveri, “Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Yasası” ve “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası”nda yapılan değişiklikler üzerine kapsamlı bir sunum yaptı. Yasaları ve yasa değişikliklerini detaylarıyla anlatan Özveri, konuşmasını “İşçi hareketinin yasaları tartışma lüksü yoktur, kendi yasalarımızı kendimiz belirlemeliyiz, güvence sokaktadır” diyerek sonlandırdı.

Ardından Birleşik Metal- İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu açılış konuşmasını yaptı. Kapitalizmi “Neo-liberalizm ile muhafazakarlığın mutlu evliliği” olarak tanımlayan Serdaroğlu, eğitim ve sağlık hizmetlerinden doğal kaynakların kullanımına, imar planlarına kadar her şeyin daha fazla kar kazanmak için düzenlendiğini söyledi. Kadın emeğinin ucuz iş gücü olarak kullanılması, emperyalist savaş ve çeşitli iş kollarında taşeronlaştırmanın ve özelleştirmenin sonucu olarak yaşanan iş cinayetlerine de değinen Serdaroğlu, konuşmasını “2010-2012 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi”nin başarıyla tamamlandığını ve “bu dönem yine bütün metal işçilerinin umudu Birleşik Metal-İş Sendikası olacaktır” diyerek sürdürdü. Ayrıca, Ulusal İstihdam Stratejisi’ne, DİSK’in başlatmış olduğu kampanyaya da değindi.

Serdaroğlu’nun konuşmasının ardından sözü temsilciler aldı. Onlarca işyerinden temsilcilerin söz aldığı bu bölümde, havayolu işçilerine dönük saldırılardan, sendika-siyaset ilişkisine, grev fonlarından dayanışma ve hak grevlerine, emperyalist savaşa karşı somut adım atılmasından eğitim faaliyetlerine pek çok konuda konuşmalar yapıldı. BOSCH Rexroth’dan bir işçi de söz alarak Türk-Metal’den Birleşik Metal-İş’e geçiş süreçlerini aktardı. Ardından, yapılan tartışmalar ekseninde hazırlanan sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesi oybirliğiyle kabul edildi.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreteri Selçuk Göktaş da söz alarak fabrikadaki sorunların şubeler aracılığıyla genel merkeze iletilmesini, fabrikalara dair bilgi deposunun sürekli olarak güncelleştirilmesi gerektiğini söyledi. Kurul, Serdaroğlu’nun kapanış konuşmasıyla sona erdi.

Kurulda, Türk Metal çetesinin icraatları da teşhir edilerek sık sık “İnadına sendika, inadına DİSK” sloganı atıldı. “AKP’ye kul, sermayeye köle olmayaağız”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganlarının da atıldığı kurul saat 20.00’da sona erdi

Temsilciler Kurulu'nun sonuç bildirgesinin tam metni şöyle:

Kurulumuz, ülkemizin ve işçi sınıfımızın içinde bulunduğu ekonomik, demokratik ve siyasal sorunlarla, sendikal hareketin içinde bulunduğu durumu ayrıntılı olarak değerlendirmiş ve aşağıdaki bildirinin yayımlanmasına karar vermiştir.

Genel Temsilciler Kurulumuz, Sendikamız başta Bosch olmak üzere bünyesine yeni katılan işyerlerindeki metal işçilerini mücadelelerinden ve Birleşik Metal İş ailesine katılmalarından dolayı kutlar…

Genel Temsilciler Kurulumuz son saldırılarda yaşamını yitiren asker, polis ve vatandaşlarımızın acısını paylaşırken, şiddetin çözüm olmadığını, sorunun silah ve kanla çözülemeyeceğini bir kez daha vurgulamaktadır.

Son dönemde Ortadoğu’da yeni bir emperyalist savaş girişimi ile karşı karşıyayız. Ortadoğu’da akan kana şimdi de Suriye eklenmek isteniyor. Türkiye’nin adım adım savaşa sürüklenmesi, emperyalistlerin taşeronluğuna soyunması işçi sınıfını ve halkımızı büyük bir kaygıya sevketmektedir.

Genel Temsilciler Kurulumuz; savaşın kan ve gözyaşından başka bir sonuç doğurmayacağını, ülkemizin emperyalistlerin çıkarına bir maceraya sürüklenmemesi gerektiğini belirtir ve bu savaşın karşısında halkların kardeşliği ve barışı savunma konusunda kararlığını vurgular.

AKP iktidarı, hukuksuz infazları sürdürmektedir. Yargı bağımsızlığı giderek ortadan kaldırılmakta, eğitim sistemi bir yandan paralı hale getirilip ticarileştirilirken, diğer yandan kaosa sürüklenmektedir.

Genel Temsilciler Kurulumuz, bu anlayışın bir devamı olarak özel yetkili mahkemelerin yerine keyfi uygulamaları iyice artıracak ve bugünü aratacak bir adalet krizine yol açması muhtemel terörle mücadele bölge mahkemeleri hazırlıklarını büyük bir tehlike olarak gördüğünü belirtir.

AKP, kendine muhalif bütün toplumsal kesimleri, “ileri demokrasi” adı altında baskı altına almaya ve bir biçimde etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda, dün gazeteciler, belediye başkanları, milletvekilleri, öğrenciler ve akademisyenleri gözaltına alıp, tutuklarken bu baskılara maruz kalanlar son olarak KESK yöneticileri ve üyeleri olmuştur. Genel Temsilciler Kurulumuz, bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamaların bir an önce son bulmasını ve cezaevlerine atılanların serbest bırakılmasını talep eder.

Kadına karşı şiddet artarken özel yaşam hükümetin denetimi altına alınmak istenmekte, kadın bedeni ve geleceğine müdahale edilerek, kadınlar eve hapsedilip, sosyal yaşamdan dışlanmaya çalışılmaktadır. Genel Temsilciler Kurulumuz, kadınlara yönelik bu baskı ve şiddeti kınamaktadır.

1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününün, amacına uygun olarak, kitlesel biçimde kutlanması, işçi sınıfına yönelik saldırılara karşı verilmiş bir yanıttır. Genel Temsilciler Kurulumuz, giderek artan bu kitlesel katılımı AKP politikalarına karşı duruşun da bir göstergesi olarak değerlendirmektedir.

Hükümet çalışma yaşamına yönelik yasalarda köklü değişiklikler hedeflemektedir. Bu kapsamda toplu iş ilişkileri kanunu tasarısı ile sermaye ve devlet denetiminde sendikal düzeni sürdürüp, temel sendikal hakları yok saymaya devam etmektedir.

Yeni çıkarılan ve içinde “işçi” kelimesi geçmeyen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işçi sağlığı ve güvenliğini piyasa koşullarına terk ederken, sermayeye yeni hiç bir yaptırım getirmemektedir. Öte yandan, “korsan taksilerle” ilgili bir yasanın içine korsan biçimde bir madde ekleyerek, 12 Eylül yönetiminin dahi cesaret edemediği bir biçimde hava işkoluna grev yasağı getirmiştir. Genel Temsilciler Kurulumuz, grev hakkına getirilen bu yasağı sendikal haklara getirilmiş büyük bir darbe olarak görmekte ve tüm sendikaları bu yasağa karşı ortak mücadeleye çağırmaktadır.

Genel Temsilciler Kurulumuz, içerisinde kıdem tazminatlarımızın fon adı altında gasp edilmesi, işçinin mal gibi alınıp satılabileceği özel istihdam bürolarının kurulması gibi esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırmaya yol açacak Ulusal İstihdam Stratejisini yasalaştırma girişimini genel grev nedeni sayar.

2012-2014 MESS grup toplu iş sözleşmelerinin yaklaştığı bu günlerde, yüzbinlerce işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşme yetkileri bakanlık tarafından haksız ve hukuksuz bir biçimde bekletilerek gasp edilmektedir.

Genel Temsilciler Kurulumuz yüzbinlerce işçinin mağdur olmasına yol açan bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesini talep etmektedir.

Sendikamız, 2010-2012 MESS grup toplu iş sözleşmesinde sermayeye karşı mücadeleci kimliğini ortaya koymuş ve sarı sendika MESS zincirini kırmıştır. Genel Temsilciler Kurulumuz, aynı mücadelenin 2012-2014 grup toplu iş sözleşmesinde de verilmesi ve metal işçilerinin umudu olma kararlılığının gösterilmesi gerektiğine inanmaktadır.

Genel Temsilciler Kurulumuz, 18. Olağan Genel Kurulumuzda alınan grev fonu ile ilgili kararının hayata geçirilmesi için tüm hazırlıkların bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulamaktadır.

Örgütümüz ve kamuoyunun bilgisine saygı ile sunuyoruz.

BİRLEŞİK METAL-İŞ

Genel Yönetim Kurulu