Açlık grevi eylemcisine işkence

  • Arşiv
  • |
  • Zindanlar
  • |
  • 29 Ekim 2012
  • 07:09

Birçok cezaevinde aralıksız ve dönüşümsüz olarak devam eden açlık grevi, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu cezaevlerinde de sürüyor. Tekirdağ’daki açlık grevi eylemcileri ilgili bilgi veren avukat Gülizar Tuncer, cezaevindeki uygulamaların vahşet boyutlarına ulaştığını belirterek açlık grevindeki siyasi tutsak Mazlum Dikmen’e gardiyanlar tarafında işkenceye yapıldığını açıkladı. Avukat Tuncer, cezaevindeki genel durumla ilgili ise Adalet Bakanı’nın açıklamalarının aksine cezaevindeki açlık grevinde olan tutsakların tıbbi kontrol altında olmadığını, cezaevinde aile hekimliği uygulaması olduğu için doktorun haftada sadece iki gün cezaevine geldiğini, revirden gerçek B1 yerine de sadece B vitamini verildiğini vurguladı. 

Tekirdağ F Tipi 1 ve 2.Nolu Cezaevlerinde müvekkilleriyle görüşen avukat Gülizar Tuncer cezaevinde yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. 12 Eylül günü başlayan açlık grevine yeni grubun katılmasıyla diğer cezaevlerinde olduğu gibi burada aralıksız ve dönüşümsüz olarak devam ettiğini anlatan Tuncer, grevdeki tutsakların sağlık durumları ve cezaevi yönetiminin uygulamalarını şöyle açıkladı: “Cezaevinde gördüğümüz; tutsakların kararlı olduğuydu. Açlık grevi sürüyor. Cezaevinde aile hekimliği uygulaması olduğu için orada sürekli görev yapan doktor yok. Sadece Pazartesi ve Perşembe günü geliyor doktor. 1, 2 Nolu F Tipi ve T Tipi cezaevlerinde yaklaşık 500 tutuklu ve hükümlü bulunmakta ve haftada sadece 2 gün, 1 doktor gelip görev yapıyor. Tutsakların anlatımına göre doktor gelip elini cebinde çıkarmadan ‘tedavi kabul ediyor musunuz’ diye sorup sonra da grevdeki tutsaklara tedavi kabul etmediklerine dair kağıt imzalatıp gidiyormuş. Oysa cezaevi yönetmeliğine göre tıbbi kontrol etmesi lazım. Tedavi başka bir şeydir, tıbbi kontrol başka bir şey. Tıbbi etik ve mesleki sorumlulukla bağdaşmayacak şekilde cezalandırma amaçlı yaklaşılıyor tutsaklara. Doktor, tıbbi kontrol - nabız, tansiyon ve kilo kaybını kontrolü- yapmak zorundadır. Bütün tutsaklarda kusma, boğazdan kan gelme, kas ağrıları, göz kararmaları yaşanıyor. Revirden gerçek B1 yerine sade B vitamini veriliyor. Biz gerçek B1 götürdük ama içeri almadılar. Gerekçe olarak da ‘biz zaten B1 veriyoruz’ söylendi. Oysa tutsaklarla görüşmemizde cezaevi yönetiminin yalan söylediğini anladık çünkü B1 değil sadece B vitamini verilmiş. Bu arada B vitamini uzun süre kullanılırsa sinir uçlarında uyuşmaya neden oluyor ve vücutta kalıcı hasarlara yol açıyor. Biz gerçek B1 götürdük ama içeri almadılar.

MAZLUM’LARIN DİRENİŞİ

Cezaevinde grevdeki tutsaklardan Mazlum Dikmen ve Mazlum Özağar’a yönelik yaşanan işkence ve insanlık dışı bir uygulamayı da kamuoyuna açıklayan avukat Tuncer yaşananları şöyle anlattı: Mazlum Dikmen açlık grevine 22 Eylül’de başladı. Grevin 8.gününde avukat görüşmesine çıkan Mazlum, görüşme yaptıktan sonra içeriye girerken ‘içeriye malzeme sokuyorsunuz’ gerekçesiyle çırılçıplak soyunması istenmiş. Buna itiraz eden Mazlum Dikmen, çırılçıplak soyundurulmuş ve 7-8 gardiyanın saldırısına uğramış. Açlık grevinde sağlığı gittikçe kötüleşen bir tutukluya karşı dikkatli davranması gerekirken aksine kendisine işkence yapılmış. Bu olaydan sonra B1 için defalarca yazılı ve sözlü olarak başvurmasına rağmen kendisini cezalandırma amaçlı dilekçesi dikkate bile alınmamış. Bu arada kendisine saldıran gardiyanlara ‘bu yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz’ dediği için de cezaevi yönetimi Mazlum Dikmen’in babasına 6. ay görüş yasağı getirmiş.

Bir diğer açlık grevindeki siyasi tutsak Mazlum Özağar ise doktorun insanlık dışı muamelesine maruz kalmış. Grevin 1.haftasında tansiyon sorunu olduğu için başı dönmüş ve yere düşmüş, başı betona çarpmış. Doktor cezaevine gelince Mazlum kendisinden sadece tansiyonunu ölçmesini istemiş ama doktor ‘bu muayene girer’ demiş ve tansiyonunu ölçmemiş. Oysa tansiyon ölçmek ‘muayene’ değil ‘tıbbi kontrol’dur ve doktorun bunu yapması zorunludur ama keyfi bir şekilde reddetmiş.

KÜRT HALKI SAHİPLESİN

Tutsakların kamuoyuna olan mesajını da aktaran avukat Tuncer şöyle dedi: “Tutsaklar, biz kendimiz için bir şey istemiyoruz. Taleplerimiz tamamen Kürt halkının haklı talepleridir. Bütün Kürt halkı, bu taleplerine ve bu direnişe sahip çıkmalıdır.”

ANF / 29.10.12